Soğan gibi bir kalp

Meral Akşener, “Kalbimi açarak söylüyorum.” diyor ve arkasından sıralıyor… “Selahattin Demirtaş ile kahvaltı yaparım demeyecektim, hata ettim, dilim dolandı… Biz asla HDP ile yan yana gelmeyiz… Biz PKK’ya terör örgütü diyemeyen birilerini asla desteklemeyiz.”

İyi de adayınız Kemal Kılıçdaroğlu’nun hali ortada. HDP ile pazarlıkları çoktan bağladılar, yollarına bakıyorlar. Sadece terör hükümlüsü Selahattin Demirtaş değil, dağdaki arkadaşları da sabah akşam sizin ittifaka destek açıklaması yapıyor.

Yani, dört yanınız tam olarak bu tarif ettiğiniz tiplerle dolu. Yan yana durmak istemiyorsanız eğer, şu an bulunduğunuz yeri değiştirmeniz lazım!

Meral Hanım’a “ikiyüzlü, riyakar, yalancı” demeye dilimiz varmaz. Muhtemelen bu pozisyonunu seçerken de açık kalpliydi. Teröristi kahvaltıya çağırırken de gayet yürekten konuşuyordu, şehitlerin anasına bacısına sinkaf eden “şeref madalyası” Lütfü’yü savunurken de… Hatta o yan yana gelmem dediği HDP ile ortak Anayasa çalışması yaparken de kalbinde bir sıkılma, daralma emaresi yoktu.

Ne diyor İYİ Parti’nin eski vekili, Akşener’in eski yardımcısı İsmail Ok? “Meral Hanım’ı Ülkücüler HDP’ye tepki gösterir diye uyardığımda, ‘Belediyelerden iş almak için sineye çekerler.’ diye cevapladı…”. Demek ki o sıralarda da kalbinin başka bir bölümü açıkmış!

Ah işte ne yaparsınız, bazı kalpler soğan gibidir. Kat kat, açıldıkça açılır. Asıl niyeti, en içteki “cücüğe” ulaşıncaya kadar bilemezsiniz.

YENİLGİNİN KABULÜ

Karşımızda soğan misali kat kat bir kalp olduğu açık. Peki neden seçimden hemen önce soğanın bu katmanını görüyoruz dersiniz?

Meral Hanım’ın sözleri, bir seçim yenilgisine hazırlık olarak okunabilir. Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanmasından umudu kesen Akşener, yenilginin enkazından kurtulmanın yolunu yapıyor olabilir.

Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanamaması ittifakın tüm partileri için bir felaket senaryosu anlamına geliyor. Ama muhtemel bir yenilginin kesin felakete sürükleyeceği aktör İyi Parti ve Akşener olacak. Hem Ülkücülük iddiaları bitmiş olacak hem de seçimi kaybetmiş olacaklar. HDP/PKK ile ortaklaşa kurulacak menzile ulaşmaları mümkün olmadığı gibi evlerine de geri dönemeyecekler.

İşte Meral Hanım’ın bu açıklamaları o menzilden vazgeçerek “eve dönmeyi garantileme” hamlesidir. Bu veriler ışığında, yedili masada yenilgiyi ilk kabul edenin İyi Parti olduğunu söyleyebiliriz.

SOĞAN MESELESİ

Bir de gerçek soğan var. Fiyatı bir yukarı bir aşağı hareketlenen, Yedili Masa’nın reklam filmlerinde baş rol oynayan soğan!

Gerçekten de Kılıçdaroğlu bu soğan meselesine o kadar bel bağlamış ki neredeyse kuru soğana da bir cumhurbaşkanı yardımcılığı verecek. Aslında olmayacak şey değil, soğanın seçim kampanyasına faydası, CHP listelerini işgal eden türedi partilerden daha çok olabilir!

Şaka bir yana, çarşı pazar çok önemli bir konu. Batılı finans şirketleri, Ukrayna-Rusya savaşının ilk üç ayında gıda spekülasyonları ile 2 milyar dolardan fazla para kazanmışlar. Şu an bu rakamın 20 milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor. Piyasalardaki irili ufaklı yerel oyuncuların yaptığı vurgunlar ise bundan kat kat fazla.

Yani toptancısından marketine, kabzımalından büyük üreticisine varıncaya kadar bir grup ahlaksız, dünyadaki kargaşayı fırsata çevirerek milletin boğazı üzerinden soygun yapıyor. Bunu denetlemesi gereken devlet kurumları ise son derece yetersiz kalıyor.

Daha geçen bir haber, “rekabet kurumu et fiyatlarını incelemeye aldı” diyordu. Zahmet buyurmuşsunuz yahu! Neyi inceliyorsunuz kardeşim? Gidin bir kasaba sorun yeter, kimin nerede ne vurgun yaptığını size anlatır.

Kimsenin bu meseleleri soğan-patates diye küçümsemeye hakkı yok. Vatandaşın sofrasından, çoluk çocuğun rızkından söz ediyoruz. Bazı bürokratların ve siyasetçilerin idare-i maslahatçılığından artık gına geldi. Ya işinizi doğru düzgün yapın ya da o koltukları işgal etmeyin.