Sokak köpekleri bilgi notu

Sokak köpekleri konusunda AK Parti Meclis Grubu adına görüşümüzü soran Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu’na gönderdiğim bilgi notunun özetini sizlerle paylaşıyorum.

SORUN VE İLETİŞİM

Sorun sokak köpekleri değil kontrolsüz popülasyondur. Konu, popülasyon kontrolü ve saldırgan hayvanların rehabilitasyonu şeklinde gündeme getirilse idi bu kadar büyük tepki oluşmazdı. Ancak sokak köpeklerinin varlığı bir sorunmuş gibi konuşulunca insanların aklına dükkanlarının önünde yatan, sokakta gezinen, bakımını üstlendikleri gariban hayvanlar geliyor. Doğal olarak tepki veriyorlar.

Hayvan severlerin de büyük bölümü sorunun farkındadır. İnsanların zarar görmesine karşıdır. Doğru mesajlar üretilmeli, iletişim internetteki trollerin, kışkırtıcıların eline bırakılmamalıdır.

UZLAŞI ZORUNLULUĞU

Yasa tasarısına dair en temel sorun, bir uzlaşı zeminin aranmamış olması. Tasarı hazırlanırken mutlaka şu grupların görüşlerinin alınması gerekiyor:

Veteriner hekim örgütleri

• Hayvan sever dernekleri ve gönüllü organizasyonları

• Köpek eğitmenleri, köpek uzmanları

2019 tarihli komisyon çalışması bunun çok güzel bir örneğidir. Oradaki kararların uygulanması ve gerekiyorsa tekrar benzer bir komisyon yapısı oluşturulması gerekir.

TERMİNOLOJİ VE NEFRET SÖYLEMİ

Başıboş köpek sözü hayvan severler nezdinde nefret söylemi olarak görülmektedir. Sebebi bu konunun siyasallaşmasının BAŞIBOŞ KÖPEK SORUNU isimli bir Twitter hesabı ile başlaması ve bu sözün hayvan düşmanlığının mottosu haline gelmesidir.

Bu sayfa ile aynı dönemde mültecileri hedef alan ve tasarımı ile, hareket tarzı ile bire bir aynı olan BAŞIBOŞ KAÇAK SORUNU adında bir sayfa daha faaliyete geçmişti. Bu ikincisi Esenyurt’ta Suriyelilere yönelik pogrom girişiminde aktif kışkırtıcı oldu. BAŞIBOŞ KÖPEK SORUNU sayfasının oluşturduğu nefret iklimi ise pek çok sokak hayvanının öldürülmesine yol açtı. Bu sayfa daha sonra Güvenli Sokaklar adında bir derneğe dönüştü.

Bugün BAŞIBOŞ sözcüğü ve GÜVENLİ SOKAKLAR mottosu çok yanlış bir söyleme hizmet etmektedir, kullanılmamalıdır. Doğrusu -yasada geçtiği gibi- sahipsiz hayvan veya sokak hayvanıdır. “Köpeklerin öldürülmesini” çağrıştıran güvenlik kavramı değil dostluk ve sevgi kavramları öne çıkarılmalıdır. Toplumda karşılık bulan pozitif söylem budur.

SİYASETÇİYE NE GETİRİR NE GÖTÜRÜR

İnternetteki trol hesapların veya trolleşmiş kimselerin çıkardığı gürültü halkın gerçekleri ile örtüşmüyor. Halkın ezici bir çoğunluğu itlafa karşıdır.

Dolayısı ile uyutmayı (itlafı) içeren bir yasa, tasarı halinde kalsa bile onu savunan aktöre büyük zarar verir, siyasi siciline “hayvan katili” gibi bir suçlamanın girmesine yol açabilir.

Çünkü zaten toplama, uyutma vs. teknik olarak uygulanması çok zor işlerdir. Örneğin, bu işlerin ihale edileceği firmalar, çeteleşmiş sorun çıkaran köpekleri toplamak yerine daha kolay olanı yapıp mahalledeki sakin köpeği alacaktır. Buna benzer binlerce trajedi hikayesi, barınaklardan gelecek görüntüler vs. bir anda şiddetli bir kampanyaya dönüşebilir.

2021’DEN BUGÜNE DEĞİŞEN NE?

2021 tarihli yasa değişikliği hayvan severler tarafından genel olarak memnuniyetle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dair algı “çocukları ve hayvanları seven merhamet sahibi bir insan” şeklindedir.

Şimdi bir anda sokak köpeklerinin öldürüleceğine dair bir haberin yayılması ise insanları şaşkınlığa uğrattı. Bugün “Erdoğan bir anda nasıl bu kadar değişebilir” soruları soruluyor. Makul çoğunluk “Cumhurbaşkanı’na doğru bilgi gitmiyor, Erdoğan böylesi bir fikri desteklemez” yorumları yapıyor. Bu kadar kısa bir sürede radikal bir politika değişimi sinyalinin gelmesi, “konunun lobici dar bir grup” tarafından pişirildiği algısını güçlendiriyor.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Genel anlamda yapılması gerekenler bellidir: Yaygın kısırlaştırma. Ticaret, dövüş, bahis vs. ağır cezalara tabi tutulması. Köylerdeki köpekler de dahil tüm sahipli hayvanların kayıt altına alınması. Sahipli hayvanları terk edenlere ağır ceza verilmesi Görevini yapmayan belediyelere ceza uygulanması

Saldırgan köpekler için Ankara Patiliköy örneğinde olduğu gibi sorumluluğu gönüllülere verilmiş özel yaşam alanları oluşturulmalıdır. Devletin sadece geçici süreli hazine arazisi tahsisi yapması, ücretsiz su - elektrik vermesi yeterlidir.. Kısırlaştırma ve bakımı gönüllüler-dernekler, kendileri organize edebilirler. Gücü yetmeyen yapılara, belediyeler teknik yardım/destek verebilirler.

Saldırgan olmayan, çeteleşmemiş, mahallelerde kendi halinde yaşayan köpeklerin toplatılması, yaşam alanlarından koparılması ise kesinlikle yanlıştır.