Soros ‘Beyaz Miğferi’ Trump’ın başına geçirdi!
CIA’nın tüm karanlık ve kirli tezgâhlarını, “sivil toplum” görünümlü ve “insan hakları vb.” gibi değerlerin savunucusu maskesiyle uluslararası çapta finanse eden George Soros, bu sefer de ABD Başkanı Trump’ın kafasına “beyaz bareti” taktı. O Soros ki, Davos’ta yapılan 48. Dünya Ekonomik Forumu’nda “Trump yönetimini dünya için tehdit olarak görüyorum” diyebilecek kadar Trump karşıtıydı. Malum, Macar asıllı G. Soros, ABD’nin, Gürcistan’dan, Ukrayna’ya bütün “sözde renkli devrim tezgâhlarının “baş aktörü ve finansörleri arasındadır.
Dünyanın neresinde bir kışkırtma-provokasyon-kumpas varsa Soros adı ve izi oradan çıkar mutlaka.
Ama Macar kökenli olan bu karanlık ve tehlikeli dolar milyarderinin, Macaristan’da zerre kadar itibarı ve etkisi yok. Macaristan Devlet Başkanı Soros’u halk düşmanı olarak görüyor.
Gelin görün ki, CIA’nin bayatlamış ve demode olmuş provakatif-gizli kapaklı, kirli ve karanlık operasyonlarını, Suriye’de bir kez daha tekrarlamasının aleti “Beyaz Miğferler / Baretliler (White Helmets)” isimli provokatör örgüt, son tezgahıyla Trump’ın da bu büyük yalana ortak olmasını başarmış görünüyor.
Trump, seçimlerde Rusya’nın desteğini aldığı iddialarından kurtulmak için olsa gerek, Beyaz Miğferler’in hem senaryosunu yazıp, hem de filmini çektiği, bayat propagandalarını “gerçek zannedip ve/veya kabul edip” Suriye’ye karşı operasyondan söz edip, savaş tamtamları çalmaya başladı çünkü.
Beyaz Miğferler olarak adlandırılan, El-Kaide’nin uzantısı cihatçı El-Nusra’nın propaganda aracı olarak faaliyet yürüten karanlık grubun kurucusu, eski bir İngiliz Askeri olan James le Mesuries isimli bir ajan ve finansmanı ise, ABD ve yandaşları tarafından sağlanıyor. PR yani Halkla İlişkiler ve propaganda faaliyetlerini ise, Soros bağlantılı Purpose Inc. isimli şirket yürütüyor.
Esad rejimi Doğu Guta’da eli silahlı-cihatçı El-Nusra’cıların bile bölgeyi terk etmesine izin vermişken, bölgenin yüzde 90’ını da fiilen zaten kontrol altına almışken, sivil ve çocuklardan oluşan masum insanların üzerine niye “klor veya sinir gazı” atsın, bunun askeri veya siyasi hiçbir yararı olmaz ki diye kimse düşünmüyor veya düşünmek istemiyor adeta.
İçimizdeki Sorosçu etki ajanları ve mezhepçi-gerici havuz medyası da bu kumpas ve propagandaya durumdan vazife çıkartmak suretiyle hemen teşne oluyorlar, tabiatları ve görevleri icabı.
Bana kalırsa, İngiltere’de sinir gazı ile Rusya tarafından zehirlendiği iddia olunan eski Rus ajanı ve kızının başına gelenler de basit bir CIA tezgâhıdır.
Çünkü Rusya, o ajanı yıllar önce ihanet nedeniyle yakalamış ve 15 yıl hapse mahkûm etmiş. Bilahare ABD’nin elindeki Rus ajanları ile takas ederek, İngiltere’ye göndermiş. Putin gibi deneyimli bir devlet adamı ve Rus devletinin aklı, Rusya’daki seçimlere 1 hafta kala, böyle bir saldırıdan ne siyasi, ne ticari, ne askeri bir yarar gelmeyeceğini, tam tersine dünya kamuoyunda çok zor durumlara düşebileceklerini tahmin edip, düşünemeyecek kadar akılsız olamazlar elbette ki.
Irak’ta kimyasal silah yalanlarıyla dünyayı aldatanlar, bugün hala aynı bayat ve yalan senaryolarını Suriye’de tezgâhlamaktan ve sahnelemekten vazgeçmiyorlar ve utanmıyorlar.
Benim garibime giden, Başkan Trump’ın, baş düşmanı olan Soros’un da içinde olduğu “Beyaz Miğferler’in” kafasına bareti geçirmesine izin vermesi ve onların kışkırtıcılığında savaş tamtamları çalmaya başlamasıdır.
Ne diyelim; Allah akıl-fikir versin...