Sorumlu listesi uzun

Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşananlar aslında uzun yıllardır beslenen nefret ortamının geldiği noktayı gösteriyor. Ne yazık ki bunun düzeleceğini söyleyebilmek de en azından şimdilik mümkün değil.

Mesela Fenerbahçe’nin önceki başkanı Aziz Yıldırım’ın dediği gibi 4 Nisan 2015’te Rize dönüşü Trabzon’da yaşanan “kurşunlama olayını” çözmeden “yeni felaketlerin” önlenmesi çok zor.

Pazar gününe dönersek; maçın gergin geçeceğini “7 yaşındaki çocuklar bile” biliyordu. Ancak Trabzon Valisi ve Emniyet Müdürü’nün bilmediğini yaşananlar gösterdi. Olaylar sırasında polis göremedik. Sadece aslında amaçları maçı izlemek ve bu arada az da olsa bir ekonomik gelir elde etmek olan, güvenlik konusunda eğitimleri bulunmayan “özel güvenlik” görevlileri vardı. Maça gidenler stada girenlerin üzerlerinin aranmadığını söylüyor.

O aşamada olayların önüne geçebilecek kişi hakem Halil Umut Meler’di. Ancak Meler’in sezon içinde yaşadığı yumruklu saldırının etkisinden kurtulamadığı görüldü. Defalarca şartlar ortaya çıkmasına, daha doğrusu kurallar gerektirmesine rağmen maçı tatil edecek cesareti gösteremedi. Gerçi böyle bir karar alması durumunda arkasında duracak TFF veya MHK var mı, o da ayrı bir soru. Bu iki kurum için söylenecek söz kalmadı. Bu konuda sorumluluk onlarla ilgili karar alan mercilerde.

Trabzonspor siyasetin gölgesinde kalan bir camia. Zaman zaman bundan faydalandıkları düşünülse de uzun vadede olumsuz etkileniyorlar. Sadece Trabzonspor değil, genelde taraftarlık holigan bir kültüre teslim olmuş durumda, bu da siyasetçiler tarafından çok sık kullanılıyor.

ABDULLAH AVCI’NIN 'DERDİ'

Bu arada Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı’dan söz etmeden geçemeyeceğiz. Avcı, milli takımda, önemli, kulüplerde görev yapmış bir teknik adam. Son maçta rakip takımın teknik direktörünün ensesine cisim isabet etmiş, oğlu darp edilmiş, daha önemlisi bir felaketin eşiğinden dönülmüş. O ise “sahada kalmak” iddiasıyla üçüncü golden önce faul olduğundan yakınıyor. İnsaf! Neler yaşanıyor, Avcı’nın derdi ne?

Ayrıca normalde maçın iptal edilmesi ve ev sahibi takımın hükmen yenik sayılması gerekiyordu. Bu doğru bir karar olacağı gibi olayların da önüne geçebilirdi. Avcı’ya Trabzonspor’un ilk golünden hemen önce sahada meşale atılmasına rağmen oyunun durmadığını veya takının kazandığı penaltıdan önce faul olduğunu söylemenin bir anlamı veya yararı var mı?

Başkanı, yöneticisi, teknik adamı, futbolcusu ve taraftarıyla yani sporun bütün paydaşlarıyla kazan da nasıl kazanırsan kazan anlayışına sarılmış durumdayız. Bunun için her yol mübah ve asıl tehlikeli olan da bu.