Sorun ücretlerde değil sanayimizin yapısında
Ülkemizde KOBİ niteliğindeki işletmelerde entelektüel yönetici sayısı çok fazla değil. Bu yüzden ülke sanayisi küresel gelişmelerden habersiz ana tedarikçilerin yönlendirmesi ve hükümetlerin teşvik politikaları ile yönünü çizmeye çalışır. Hal böyle olunca oyun kurucu değil sahnede kendine yer bulmaya çalışan bir profil çiziyoruz. Elbette çok uluslu hale gelmiş Türk şirketleri için bunu söyleyemeyiz. Fakat onlar da yine küreselde tedarikçisi oldukları devlerin gölgesinde bugüne kadar iş gördüler. Yeni yüzyılda ise durum farklılaşıyor. Dünyadaki çoklu kriz ortamı ve jeopolitik konumlanma sadece devletleri değil küçüğünden büyüğüne işletmelerin de bir oyun planı olmasını gerektiriyor. Artık Avrupalı gelsin siparişi versin ne yapacağımı söylesin ben de ucuz işgücü ile bunu sağlayıp ekmeğimi çıkarayım devri bitti. O yüzdendir ki Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “1 Ocak 2021 tarihinden bu güne asgari ücretteki artış yüzde 496'yı buldu. 1 Ocak 2021'de 13.8 TL olan dolar kurunun bu şartlarda 68.5 TL olması gerekiyor. Bugün 68.5 TL dolar kuru Türkiye gerçekleri ile ne kadar örtüşüyorsa, 17 bin 002 TL asgari ücrette o kadar örtüşüyor.” deyiverdi.
ASGARİYE İŞÇİ BULAMAYIZ
Eskinazi kendince haklıç Bugün asgari ücret 572 dolar. Yan haklar sigorta primler vs bin doları buluyor. Geçenlerde Hakan Topkurulu da köşesinde konuya değindi. Sanayici asgari ücretin 300 doların altında kaldığı dönemleri bekliyor. Ancak yok öyle bir dünya. Dün Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı ve Qlux IDEAS Genel Müdürü Burak Önder ile sohbetteydik. Kendisine konuyu sorduğumda özetle şunları söyledi:
“Yıl 2024 enflasyon kaça gelmiş, büyükşehirde insanlar nasıl geçinecek sorunu! Hadi asgari ücret 10 binde kalsın! O parayı verip insan çalıştırabilecek misiniz? Birçok soru sormak lazım arka arkaya. Gömleğin ilk düğmesini doğru ilikleyemediğimiz için, günceli gündem yaptığımız için, temel sorunlara çok fazla eğilemiyoruz. Sebepleri değil sonuçları tartışıyoruz. Ekonomiler genelde tarım, sanayi ve hizmet sektörleri ile ilerliyor. Bu diğer sektörler hep sanayiden insan çekiyor. Sanayideki insan kaynağı için iyi günler. Bu daha da derinleşecek. Türkiye'nin sanayi 2.5'ten çıkıp sanayi 4 ve 5'e geçmesi lazım. Yoksa yıllarca aynı sorunun etrafında konuşmaya devam ederiz. Kur-faiz-enflasyon ve sanayici işçi bulamıyor; öyle bir kafa yapısına geliyor ki bütün liseleri meslek liselerine çevirseniz insan kaynağı sorununuz biter mi? Sayı nicelik vs. değil mevzu. Mevzu biraz daha derinde. Mesela bizde asgari ücretli personel yok. Neden? Asgari ücret versek personel bulamayız.”
ÇİN BİLDİĞİNİZ GİBİ DEĞİL
Önder, KOBİ düzeyinde üretim yapıp da entelektüel birimine sahip nadir iş insanlarından biri. Yıllardır Türk sanayisinin sorunları üzerine kafa yoruyor. Bizlerle de zaman zaman bir araya gelip hem birikimlerini aktarıyor hem de gelişmelere dair bizlerin fikirlerini alıyor. Özetle dersine çalışan bir sanayici. Burak Önder gibi örneklerin artması gerekiyor. Önder sohbette soruları almadan önce küreseldeki gelişmelere ilişkin detaylı bir sunum yaptı.
“Çin hiç bildiğimiz gibi değil.” diyen Önder, Kovid-19 dönemindeki kapanma evresinde Çin'in sanayi ve teknoloji anlamında yaptığı sessiz atılımlara değindi. Oradaki üretim tesislerini gezdiğini belirten Önder, Türkiye'nin ihracat pazarlarında bu gerçeği görerek hareket etmesi ve strateji çizmesi gerektiğini söyledi. Önder, şunları aktardı:
"Uzak Doğu'nun özellikle Asya Kıtası'nın dünya büyümesinde 2024'te de belirleyici rol oynayacağını küresel raporlardan görüyoruz. Asya çok önemli. Çin şu anda dünya ekonomisinin büyümesine yüzde 40 etki ediyor. Çin, daha önceleri batı için ideolojik rakipti. Sonra ekonomik rakip oldu, sonra teknolojik rakip oldu şimdi de politik rakip oluyor. Çin, ABD’nin daha güçlü olduğu bölgelerde son 2-3 yıldır çok önemli çalışmalar yaptı. Çin'in etkin olmaya başladığı bölgeler ana pazarlarımız olduğu için bizim için de çok önemli. Orta Doğu, Avrupa, Afrika'nın kuzeyi bizim ana pazarlar. ABD'nin çok etkili olduğu Orta Doğu coğrafyasında Çin'in her geçen gün gücünü artırdığını görüyoruz. Çin, Batı'nın 'İnsan hakları, demokrasi' gibi yöntemlerinden farklı olarak ticareti ön plana çıkarıyor. Çin'in bu yöntemi daha olumlu bir etki yarattığı için özellikle Orta Doğu'da güçleniyor. Çin, bu yıl Orta Asya'daki 5 devlet başkanıyla beraber bir zirve yaptı ve buradaki boşluğu değerlendirmeye çalışıyor. Yuan’ın son zamanlarda güçlenmesiyle Çin, kendi yerel parasıyla ticaret yaparak dünya ekonomisinde her geçen gün ağırlığını artırıyor."