Şovunuz batsın!
PKK, Pazar günü saat 15.00 sıralarında Dağlıca Tabur Komutanlığı’ndan operasyona gitmek üzere ayrılan zırhlı araçlarımıza (sayısı hâlâ net değil) bombalı saldırı düzenledi. Yeşiltaş Köyü yakınlarında daha önceden yola döşenen bombalar patlatıldı; çok sayıda askerimiz şehit düştü, bir o kadarı yaralandı.Olay yerine gelen takviye güçler ile PKK’lı teröristler arasında çıkan çatışma saatlerce sürdü.Lütfen dikkat edin:Tüm bunlar 15.00’de başladı.*** Böylesine büyük bir olayın Ankara’ya duyurulması kaç dakika alır?En fazla 5, bilemediniz 15 dakika... Deyin ki yarım saat, 1 saat, 3 saat...Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu olaydan tam 4 saat sonra yanına Gençlik ve Spor Bakanı ile Futbol Federasyon Başkanı’nı da alarak memleketi Konya’daki stadyuma girdi.Kendisini alkışlayan Konyalıları büyük bir mutlulukla selamladı.Sonra boynuna Türk Milli Takımı’nın atkısını taktı; maçı seyretmeye başladı.Gol kaçınca hayıflandı; gol atınca mutluluktan havalara uçtu.Hakkını yemeyelim:Gelebilecek tepkilerden korktuğu için stada giderken yanına bir de şehit çocuğu aldı. Onu kucağına oturtup kameralara poz verdi!***Sonra ikinci yarı başladı. Saat 20:00 olmuş; Dağlıca’daki olayın üzerinden tam 5 saat geçmişti.Bir de baktık ki Şeref Tribünü’nde Başbakan’ın oturduğu koltuk boş...Tam “Nereye gitti” diye evhamlanmaya başlıyorduk ki beklediğimiz haberi spiker verdi:“Sayın Başbakanımız terörle ilgili bir toplantıya katılmak üzere acilen Ankara’ya döndü.”***“Acilen” ha...Allah hepinizi davul etsin be adam; neresi “acil” bunun!Sen koskoca Başbakansın...Can güvenliğimizi, mal güvenliğimizi, ülke bütünlüğümüzü sağlamak için görev yapıyorsun.Bu millet seni bu yüzden seçip iktidar yapmış...Sen ne yapıyorsun?Dağlıca’da gencecik çocuklar şehit düşerken kıytırık bir maç için bu felaket haberini duymazdan geliyorsun...Duyuyorsun, biliyorsun ama programını değiştirmeyi aklının ucuna bile getirmiyorsun.Çünkü “seçim bölge”nde böyle bir şov fırsatını kaçırmak istemiyorsun.***Eğer, “Gerçekten duymadım, haber bana geç ulaştı” diyorsan Başbakan; o zaman durum daha da vahim! Bu teknoloji çağında, böylesine vahim bir haber, sana bile 5 saat sonra geliyorsa, hemen çekip gitmen lazım bu ülkeden...Giderken de bu haberi geç veren herkesi yanında götürmen lazım!O koltuktan hemen kalkman lazım.Çünkü belli ki kimse seni takmıyor ve böyle bir olayı bile Sağır Sultan’dan daha sonra öğreniyorsun!*** Biz bu sorunu da aşarız dostlar; biz bu belayı da defederiz...Giden şehitlerimizi geri getiremeyiz ama emin olun; biz bu karanlık günlerden bile yeniden aydınlığa çıkarız... Ancak önce şu sorumsuz adamlardan kurtulmamız gerekiyor.
AÇILIM!Dağlıca’daki saldırıdan sonra güvenlik güçlerine “bölgeyle sınırlı kalacak şekilde” herhangi bir tehdit unsuruna karşı hedef gözetmeksizin ateş emri ve yetkisi verilmiş...İyi de daha düne kadar askeri, polisi boş silahla devriyeye çıkarıyordunuz.“Size saldırı olsa bile ateşle cevap vermeyeceksiniz” diyordunuz.Askerin, polisin, bırakın dağları; kentlerde cirit atan PKK’lı katilleri görmezden gelmesini istiyordunuz.Güvenlik güçlerimize kendilerini savunma izni vermeniz için 2 ayda 100’e yakın şehit vermemiz şart mıydı?***Bugün yaşanan şiddetin yüzde 50 sorumlusu PKK’ysa, yüzde 50 sorumlusu da askerin, polisin, korucunun elini tutup PKK’nın semirmesine izin veren AKP iktidarıdır.“Açılım, açılım” dediler; ülkeyi iç savaşın eşiğine getirdiler!Alsınlar şimdi o açılımlarını...Neyse!
GÜNÜN SORUSUSorum, Dağlıca’daki baskından sonra tüm yurtdışı temaslarını iptal edip yurda dönme kararı alan ve bu olaydan çok büyük üzüntü duyduğunu söyleyen HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’a:Madem bu kadar üzgünsün; daha dün Kars’ta PKK militanlarına erzak götürürken yakalanan Kars Milletvekiliniz Şafak Özanlı’yı partinizden ihraç edecek misiniz?
AKP’liler... Yüreğiniz varsa tepkinizi Erdoğan’a gösterin!İddialara göre sadece Başbakan Ahmet Davutoğlu değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Dağlıca baskınını 5 saat sonra öğrenmiş...O sırada havuz medyasının amiral gemilerinden atv’nin canlı yayınındaymış; telefonu çalmış ve acı haber gelmiş...Onun da suratı düşmüş ve mırıldanmış:“Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya bir Anayasa’yı inşa edecek sayıyı, bir siyasi parti yakalamış olsaydı; durum bugün çok farklı olurdu!”Hürriyet gazetesinin sosyal medya servisi de bu sözleri Twitter’dan paylaşmış... Sen misin paylaşan?Yaklaşık 200 AKP’li fanatik anında örgütlenip Hürriyet’in Bağcılar’daki binasına gitmiş ve kapı pencere kırmış!***Dün banttan seyrettim. Cumhurbaşkanı, bu sözleri kelimesi kelimesine söylemiş...Ancak yandaşları, ona tepki göstermek yerine bu sözleri daha fazla insanın duymasını sağlayan gazetecilere tepki gösteriyor.Eğer sözleri yanlış buluyorsanız, gidin Erdoğan’a kızın...Ona kızmıyorsanız; işini yapan gazetecilerden ne istiyorsunuz?***Hürriyet’e “Geçmiş olsun” dileklerimi iletiyorum ve hatırlatıyorum:Korkunun ecele faydası yok; artık korkmayı bırakın ve zalimlerle savaşa katılın!
GÜNÜN İSYANI (156+118)İsyanım 274 gündür sorduğum çok basit soruları yanıtlamayarak ülkenin kan ağladığı günlerde benim sütunlarımdan yer çalan Abdullah Gül’e:Bunca zaman size aralıksız soru sormam; size değil, bir zamanlar işgal ettiğiniz koltuklara duyduğum saygıdandır. Farkında mısınız?