Sporun Türkçesi
0bradovic’in sporculuk hayatı hep Yugoslavya’da geçti. Antrenörlüğü boyunca sadece 4 sezon İspanya’da çalıştı. 2013’ten beri Türkiye’de, 6 sezondur Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımının başantrenörü. Cuma akşamı Baskonia-Fenerbahçe maçı öncesi; İspanyol spiker Obradovic’e sorusunu İspanyolca sordu, Obradovic akıcı bir İspanyolca ile spikeri yanıtladı. Maçtan sonra, Sırp antrenör yine uzun uzun İspanyolca konuştu. Türkiye’de Obradovic’in bir çift Türkçe söz söylediğini duymadım. 1 sene İspanya’da takım çalıştıran bir koç İspanyolcayı akıcı şekilde konuşmak zorunda kalıyor, Türkiye’de 6 değil 16 yıl kalsa Türkçe öğrenmesi gerekmiyor. Kızı Türkçe biliyormuş, buna da şükür.
Ryan Toolson; Türkiye’de 3 sezon geçirdi, Türkçe hiç konuşmadı. 2012’de Gran Canaria’ya gitti. Bir sene sonra Malaga’da tüm röportajlarını İspanyolca verdi. İspanya’da çalışan bir antrenör nasıl bir senede İspanyolca öğreniyorsa, oyuncunun da başka yolu yok.
2015’te TRT spikeri Botaş-Galatasaray maçından sonra Yunan oyuncu Maltsi ile röportaj yapmaya çalışıyor. Maltsi’nin Türkiye’de 4. yılı, daha önce Kayseri’de, Antakya’da ve Adana’da birer yıl oynamış. Spiker Türkçe soruyor, Maltsi “İngliş” diyor, spikerin yanıtı “Okey tenkyu, Hakan söz sende” oluyor. Youtube’da bu görüntünün altındaki tüm yorumlarda spiker eleştiriliyor. “Nasıl İngilizce bilmezmiş?” 4 yıl Türkiye’de yaşamış ve bu ülkeden para kazanmış Maltsi’nin neden Türkçe bilmediğini soran yok. Neden öğrensin ki?
2017 Avrupa Kadınlar Basketbol Şampiyonası Finallerinde kadromuzda bir Quanitra var çift pasaportlu, o da 2013’ten beri Türkiye’de oynuyor. Miili takımın geri kalanı 11 Türk kızından oluşuyor. Ancak, molalarda başantrenörümüz Ekrem Memnun hep İngilizce konuştu. İspanya Ligi’nde İspanyolca bilmeyen, bizim milli takımımızda İngilizce bilmeyen oynayamıyor. Neyse ki, bu seneki Dünya Şampiyonası’nda Ekrem Memnun molalarda Türkçe konuşmaya başladı da, biz de biraz memnun kaldık!
Türkiye’de Türk antrenör milli takımda takımıyla Türkçe konuşmazken, Adnan Kıstak Azerbeycan Kadın Voleybol Milli Takımı’nda molalarda Türkçe konuşurdu. Ligimizde Türk basketbol koçları takımıyla İngilizce anlaşırken, çok iyi yabancı dil bilen Türk voleybol antrenörleri Türkçe anlaşmayı tercih ediyor. Kamil Söz, Azerbeycan’da yabancı oyunculardan kurulu takımıyla elbette İngilizce anlaşıyordu ama Beşiktaş’ta sadece Türkçe konuşuyor. Söz, Fransa’da çalışmaya başladığında, kulüp başkanının ilk sözünün “burada çalışmaya devam etmek istiyorsan Fransızca öğrenmen gerekiyor” olduğunu ve ertesi gün evine Fransızca öğretmeni gönderildiğini belirtiyor.
Ve ekliyor “Fransa ve İtalya’da oynamak ve çalışmak istiyorsanız kesinlikle onların dillerini öğrenmek zorundasınız” Bunları yaşayan bir antrenör Türkiye’de takımıyla Türkçe’den başka bir dilde anlaşır mı? Üç yabancı oyuncu için, takımındaki 11 Türk oyuncuyu İngilizce anlamaya zorlayan antrenörlerimiz ve başkanlarımız bu “söz”den ders çıkarmalı. Yabancı sporcuların ve antrenörlerin de “Türkiye’de çalışmak istiyorsanız kesinlikle Türkçe öğrenmek zorundasınız” dediği bir ülke oluruz, umarım.
Oyuncuyken 4 Rus takımında forma giyen Azerbeycan Milli Takımı ve Karabağ başantrenörü Gurbanov’a Rusya’daki basın toplantısında sorarlar “Rusça bildiğiniz halde neden soruları Azerice yanıtlıyorsunuz” diye. Gurbanov, özel sohbetlerinde Rusça konuşabileceğini ancak basın toplantısında Azerbeycan’ı temsil ettiğini ve “Azerice” konuşması gerektiğini belirtir.
Türkiye’de sahada, salonda ya da maçta, antremanda, basın toplantısında Türkçe konuşmak gerekir değil mi? Hele Mustafa Kemal; “Türk dili, Türk ulusunun yüreğidir, beynidir” demişken, “Ülkesini yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır” demişken, geçmişi olan zengin Türkçemizin en temiz halde kalması için Türk Dil Kurumu’nu kurmuşken, Arapça geometri terimlerine Türkçe karşılık bulup Geometri’nin Türkçe kitabını yazmışken. Sporumuzu Türkçe yapmalıyız değil mi, peki ibadetimizi?
İlhan Arsel’in diyanet yayınlarını kaynak gösterdiği kıssaya göre Hişam İbn-i Hakim Kuran’ı indiği Kureyş lehçesinden farklı okur. Hz. Muhammed ibadet edenlerin Kuran’ı anlaması için 7 Arap lehçesinde de ibadetini yapabileceğini ve Tanrının buna izin verdiğini belirtir. Böyle bir kıssa varken, milletimiz anlamadığı bir dilde ibadet yapmayı ister mi? Ruhban bir sınıfın tanrıyla arasına girmesine izin verir mi? 1932’den 1950’ye kadar ezan Türkçe okundu. ABD mandasını savunanların İzmir Milletvekili olarak meclise girdiği bir ABD projesi olan DP iktidarının ilk uygulaması Arapça ezanı geri getirmek oldu. Türk Milleti diline de anadilinde ibadet ettiği inancına da tam bağımsızlığına da sahip çıkacaktır.
Ülkemizin önceliği emperyalizmle mücadeledir. Emperyalizm sahada da, salonda da ve elbette camide de dilimize sahip çıkarsak yenilir!