Suçüstü yakalandınız Tayyip Bey
17 ve 25 Aralık’ta Tayyip Erdoğan’ın, bakanlarının ve çocuklarının adlarının karıştığı yolsuzluk iddiaları sonrasında, Tayyip Erdoğan bütün bu yayınlanan kasetlerin, “montaj”, “dublaj” ve sahte olduğunu ileri sürmüştü.
Bütün bunları söylemişti ama Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na başvurarak o saatlerde adı geçen kişilerle telefon konuşmalarının yapılıp yapılmadığını sormak cesareti gösteremedi.
Kim kasetçi kim değil, ortada
Aynı şekilde “montaj”, “dublaj”, “sahte” dediği kayıtları, yurtdışında bulunan, dünyanın muteber kriminal laboratuvarlarına gönderip test ettirmek cesaretini gösteremedi.
Sadece herkese çamur atmaya başladı.
Örneğin, Yeni Şafak gazetesinde 4 Mart’ta çıkan açıklamasında, “Muhalefetin siyaseti kaset siyasetidir” diyor. TRT Türk’te 3 Mart günü canlı yayında Tayyip Erdoğan, “Biz kaset siyaseti yapmıyoruz, hizmet siyaseti yapıyoruz” dedikten sonra 8 Mart’ta tam da bombayı patlatıyor ve diyor ki “77 milyona sesleniyorum, kaset siyaseti yapanlara öyle bir tavır koyun rezil olsunlar”
İşte tam burada durmak gerekiyor. Kim kasetçi kim değil bütün çıplaklığı ile ortaya çıkıyor.
Oslo görüşmeleri gerçekleştirilmiş, Abdullah Öcalan’a belli sözler verilmiş, bu sözlerin yerine getirilebilmesi için CHP’nin dizayn edilmesi gerektiği kanısına varılmış ki; Tayyip Bey düğmeye basmış.
Salı gecesi 10.30’dan sonra sosyal medyaya DLMK Hack@DLMKHACK’ dan düşen tapeler, işin ne kadar vahim olduğunu ortaya koyuyor.
Tayyip Erdoğan iddia edilen kişi bu olayı kimlerle kuruyorsa onlara “.......işte o tür şeylerde adım atmak lazım......görüntü varsa gereği yapılır ama görüntü lazım... yani bu şeyin farkında artık ilişkinin...” dediği yazılı.
Burada kastedilen Baykal’ın fark ettiği ilişki, olsa olsa terör örgütüyle müzakere ilişkisidir.
O zaman, Silk Road (İpek Yolu) raporunda olduğu gibi, Baykal’ın CHP’nin başından gönderilmesi, ABD Birleşik Devletleri’nin kriptolarına göre “CHP’nin başından def edilmesi” gerekiyordu.
Tayyip Erdoğan, Baykal’ın “mahremine” girilmesine karar verdiği anda işi beraber kotardığı kişilere “Ev içi çekim, çekim yapabiliyor musunuz” diye soruyor.
Tayyip Erdoğan sosyal medyaya düşen tapelerde, Kılıçdaroğlu için de çalışma yapılabilir...... ama şey yapılması lazım, gereken dersleri almaları lazım” dediği iddia ediliyor.
Kılıçdaroğlu için yapılacak çalışma nedir? Ders alınması gereken konu nedir? Akla bin bir soru geliyor.......?
Kumpası kendisi kuruyor
Bundan sonra paylaşılan tapeden anlaşılan, Tayyip Erdoğan’ın istediği görüntüler gelmiş ki, seyretmek istiyor. Tayyip Erdoğan, “Bana bi onu ver de, bana bir gözlüğümü getirsinler....... İçeri de girmesinler” buyuruyorlar.
Gözlüklerini takarak incelediği görüntüden sonra, “O halde dediğim gibi.....web sitelerinden dünyaya gerekiyorsa televizyonlardan, belki onlar görüntü vermese de konuşmaları filan verir” diyor ve ekliyor: “Hemen başlayın, hemen şeye yükleyin...... bir yandan bu olayın görüntülerini vermek lazım bu iş önemli..... videonun devamını da verelim.”
Hani o yana yakıla “Mahremimize girdiler” dediği şeyi aynen kendisi yapıyor.
Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez bir unsuru olan bir siyasi parti genel başkanına “kumpas” kuruyor.
Niçin yapıyor bunu?
CHP’yi dizayn etmek için.
Hatırlayacaksınız, bu ülkede insanlar CHP’de demokratik yollardan iktidara gelmek istiyorlar diye, “darbecilikle” suçlanmışlardı.
O “kumpas” iddianamenin bir söylemiydi, ama Tayyip Bey’inki aynen varit.
Etrafa talimatlar verdiğine göre, kendisi ekipbaşı herhalde, ne isterseniz var. Özel hayatın gizliliğini ihlal var. Kişisel verileri yaymak var. Hem de bunu görevini kötüye kullanarak yapıyor.
Gördüğünüz gibi suç çok, tabii işin siyasi boyutu ayrı bir kepazelik.
Tayyip Bey çıkıp şimdi bağıracaktır, “özeli mi dinliyorlar” diye. Bu konuşma size aitse, insanlar sizin suç üstünde yakalandığınızı düşünecektir Tayyip Bey.