Şükrü Saracoğlu, Fenerbahçe ırkçılık ve Varlık Vergisi (13)

Birkaç gün önce yakın dostlarımızla öğle yemeği yiyorduk:

Kadın: Çok seçkin bir üniversitede dekanlık yapmış seçkin bir öğretim üyesi.

Erkek: AKP döneminde müheahhitliği bırakmak zorunda kalan bir inşaat mühendisi. İkisi de gerçek aydın.

Laf lafı açtı, sıra bu yazı dizisine geldi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çoğu gibi, bizimkiler de Varlık Vergisi'nin özel olarak Yahudi asıllı TC vatandaşları için çıkartıldığını sanıyorlarmış.

Bu yazıyı okuyan Adanalılar Sabancıların, Hasların Varlık Vergisi ödediğini biliyorlar mı?

Sivas'ın Zara ilçesinde İlhan Kesici'nin babasının ya da dedesinin Varlık Vergisi ödediğini bilen var mı?

***

Ayrıca, özellikle İstanbul'da sermayenin Varlık Vergisi sayesinde el değiştirdiği, azınlık mensuplarının mülk ve fabrikalarını yok pahasına Müslüman Türklere sattığı iddia edilir. Olabilir mi? Olabilir! Ama olabilirin olması için iki tarafın da adının verilmesi gerekir. Kim satmış, kim almış? 54 bin 377 vergi mükellefi arasında birkaç isim yetmez. İflas ve devir iddialarının kanıtlanması için en azından 100 örnek isim gerekir.

Çünkü, azınlık burjuvazisinin yıkılıp yerine Müslüman Türk burjuvazisinin kurulduğu iddiası başka türlü anlaşılmaz. Ben bunu kendim için istemiyorum. Başkaları için istiyorum. Beni sermaye ve sömürünün rengi, ırkı, dini ilgilendirmez, kendisi ilgilendirir.

Günümüzde sendikalı işçiyi kapı önüne koyan, taşeron sistemini zorlayan işverenin dinini- imanını, milliyetini-illiyetini, soyunu-sopunu, siyasal partisini sormam. Günü gelince ümüğünün sıkılmasını isterim!

Değerli dostum şair ve yazar Nedret Gürcan'ın, tüccar ve sanayici, kusursuz bir "Milli Burjuvazi" örneği ailesinin Varlık Vergisi macerasını anlattığı mektubunu, yarın yayınlayacağım.

***

Varlık Vergisi faciası iftirası taa 2010'a, Cahit Kayra üstadımız Savaş, Türkiye, Varlık Vergisi (Tarihçi Kitabevi) kitabını yayınlayıncaya kadar devam etti. Meğer Anadolu zenginleri, köylüleri, çiftçileri de Varlık Vergisi (Yokluk Vergisi) ödemiş. Kimileri Zonguldak kömür madenlerine inmiş ve orada ölmüş, kimi yoksullar yol yapımında taş kırmış...

Sözü Cahit Kayra üstadımıza bırakalım:

"Önce iki şeyi birbirinden ayırmak gereklidir:

a.Belli mükellefler için, o mükelleflerin özel durumları, varlıkları düşünülerek konulan vergiler.

b.Genel olarak bütün bir grup mükellefe veya gayrimüslimlere (ve yabancılara) salınan vergiler.

a) Bunlardan (a) fıkrasına girenlerin durumu özellik arz eder. Büyük servet ve sermaye sahipleri olduğuna inanılanlar için büyük vergiler tarh edilmiştir. Bu konuda kişisel yanlışlıklar da yapılmış olabilir. Bunların içinde gayrimüslimler olduğu kadar Türkler de vardır. Başta Avukat İbrahim Âli ve Fuat Baban olduğu halde, bazı büyük çiftlik sahiplerine, benim bildiğim B.H.G. ve T.A. gibi mükelleflere, benzeri gayrimüslimlere tarh edilenler büyüklüğünde vergiler salınmıştır.

Bir örnek vermek gerekirse, Seyhan'daki (Adana) bazı Türk mükelleflere tarh edilen vergilerin akılda tutulmasında yarar olabilecektir:

Mustafa Öztürk 320.000 TL

Ömer Sabancı 275.000 TL

Nuh Naci 270,000 TL

Nuri Has 250.000 TL

Mustafa Gazi 250.000 TL

Bu şekilde yapılan çalışmalar konusunda Faik Ökte Bey'in Varlık Vergisi Faciası kitabında (s.95-99) ayrıntılı bilgiler vardır.

Önemli olan ikinci grupta yer alan gayrimüslimlerin durumudur. Bu grup mükellefler Türk mükelleflerden daha ağır oranda vergilendirmiş midir? Gayrimüslimlere Türklere oranla on kat vergi salınmış mıdır? İki dükkândan birine 5.000 diğerine 500 lira tarhedildiği öyküsü doğru mudur ?" (S.182-183)

***

Bu yazılarda ayrıntıya girmem olanaksız. Kaynak, Cahit Kayra üstadımızın kitabı. Tatmin olmayanlar oraya bakar.

Adı geçen kitabın 185. sayfasında vergi tahakkukuyla ilgili bir çizelge var. Buna göre:

A) 4 bin 195 Müslüman Türk vergi mükellefi 25 milyon 600 bin lira Varlık Vergisi ödemiş;

B) 54 bin 377 azınlık ve yabancı 289 milyon 656 bin lira Varlık Vergisi ödemiş. Buna göre:

Müslüman Türk mükellefler kişi başına 6 bin 102 lira; azınlık ve yabancı mükellefler kişi başına 5 bin 326 TL. vergi ödemişler. (Hesap doğru, kontrol ettim).

Bu karşılaştırmalar, kişisel ve özel olaylar dışında azınlık ve yabancılara Türklere oranla 5-10 kat vergi salındığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını göstermektedir. Öte yandan azınlıklar ve yabancılar (yani bir yabancı ülkenin vatandaşı olanlar) Türklerden orantısız olarak daha varlıklıdır. Bu zenginlik ve varlıklılık taa Osmanlı dönemine, kapitülasyonlara çıkar. Bu konuda kitapta ayrıntılı ve referanlı örnekler var. İstanbul'da bütün azınlık ve yabancılara tahakkuk ettirilen verginin tamamı 199 milyon lira olup bunun 130 milyonu tahsil edilebilmiş. (Age.s.194) Oysa Müslüman Türkler vergi borçlarının tamamını öderken azınlık ve yabancılar tahakkuk ettirilen verginin 109 milyon lirasını ödememişler ve bir kısım azınlık ve yabancı vergi vermemiştir. (Age.s.184)

Prof. Stanford Shaw'un bu konudaki gözlemleri şöyle:

"Müslüman Türklerin çoğunun bu vergiyi bir vatan borcu olarak benimseyerek ödediklerini, Müslüman olmayan vatandaşların çoğunun (ve yabancıların) ülkeyi kendi vatanları gibi kabul etmediklerinden servetlerini ve sermayelerini vergiden kaçırmak için her çareye başvurduklarını..." (Age.s.192) söylemektedir.

Bunu ne Cahit Kayra ne de ben söylemekteyiz. ABD vatandaşı Stanford Shaw söylüyor.

***

Hırsızlık, rüşvet ve benzeri rezillikler karşılığı yasalarda olan adi (adli) suçlardır. Ancak vergi konusunda köken ayrımcılığı yapmak tam anlamıyla insanlık suçudur. İşte ben, kişisel olarak, bu suçu kaldıramam, isyan ederim. Atalarım geçmişte böyle bir suç işlemişse onları lanetlerim. İşlememişse, ırkçı bir iftira söz konusu ise, gerçeği iftiracının suratına bir şamar gibi fırlatırım.

Varlık Vergisi alınmasaydı, Türkiye savaşa girseydi ve Almanlar (düşman ya da dost olarak) Türkiye'ye gelseydi, azınlıkların ve yabancıların hali nice olurdu?

(Devam edecek)