Sümerbank’ın kurucu ilk genel müdürü bir Aydınlıkçı
Şevket Süreyya Aydemir, Cumhuriyet Gazetesi'nin 8 Ekim 1973 s.2 tarihli nüshasında yazdığı "Tarihi Bir Hesaplaşma" adlı köşe yazısında özetle; "1930 yılındaydık. Dünya iktisat buhranı en şiddetli safhaları ile bizi de sarsmıştı... Evvela paramızın istikrarı sağlanmalıydı. Bir konsorsiyum kuruldu. Bunun başına NURULLAH ESAT’ı getirdiler. İstanbul’da Bankalar Caddesi’nde bir dairede çalışacaktı. Ve yabancı bankalar da dâhil olduğu halde bütün transferleri o vize edecekti.(Sermaye hareketleri kontrolü yapılıyor.) Bu yabancı bankaların başında 1856’dan beri çalışan, daha doğrusu devleti kontrol eden OSMANLI BANKASI vardı. O Osmanlı Bankası ki umum (Genel) müdürü sadrazamlara bile pek gitmezdi. Maliye Nazırı ile sadrazamla ancak müşaviri tercümanı vasıtası ile konuşurdu. Nurullah işinin başına geçince bütün bankaların transfer evrakını toplayan dosyaların her gün bizzat umum müdürler tarafından kendisine getirilmesi usulünü koydu.
Bankalar, Ankara’dan yeni gelen bu adamın emrine uydular. Ama Osmanlı Bankası diretti. Ve tabi ki transferlerde yapılamadı. Ankara’ya müracaatlar hiç netice vermedi. 1856’dan beri bizzat devlet olan Osmanlı Bankası ve onun umum müdürü evvela işi sekreterler, şube müdürleri, nihayet umum müdür yardımcıları ile idare ederim sandı Fakat sonunda umum müdür, Türkiye’de bir şeylerin değiştiğini anladı. Dosyasının koltuğunun altına aldı. Konsorsiyum başkanının odasının kapısına geldi...
Ben bu hikâyeyi o zaman Nurullah beyden dinlemişimdir. Ve bu kısa sahnede, ta 1856’dan beri Türk devletine yapılan küçümsemelerin, yalvartmaların, hatta hakaretlerin tarihi bir hesaplaşmasını görürüm.
Fakat iş bu şekli alınca, yabancı sermayenin temsilcileri ve bir takım Osmanlı paşalarının eski efendileri, bu sefer alıştıkları başka bir yolu seçtiler. Metre Salem isimli, Yahudi asıllı bir banka aracısı ile Nurullah’a eski usule dayanarak önemli bir menfaat teklif ettiler. Nurullah bir defa bu ağın içine düşünce o zaman her şey düzelecekti. Düşünmeli ki o günlerde bir umum müdürün aylığı 300 liradan ibaretti. Nurullah, usta bezirgânı sükûnetle dinledi. Yumuşak yüz gösterdi. Gün tayin edildi ve Metre Salem bu sefer daha teklifsizce çantasını açtı. Fakat para demetleri elinde kaldı. Çünkü tertibat alınmıştı. Dolap kapakları açıldı. Baskın tam zamanında yapıldı. Ve bu işlerde pişkin Metre Salem sınır dışı edildi! ..."
SOYADINI ATATÜRK VERDİ
Nurullah Esat SUMER 31 Mart 1899 yılında İzmir Fettah (Basmane civarı) mahallesi, Dibek sokak (Şimdi Oteller sokağı) no: 6’da dünyaya gelmişti. Sumer soyadını Atatürk vermişti. Yükseköğrenimini 1917 yılında başladığı Berlin Yüksek Ticaret Okulunda yaparken Almanya’da tanıştığı sosyalist akımların etkisinde Şefik Hüsnü önderliğinde kurulan Türkiye İşçi Çiftçi Sosyalist Fırkasına katılır. Burayı da Vedat Nedim Tör’den dinleyelim;
"Erzurum ve Sivas kongrelerinden geçerek Ankara’ya kadar uzanan ulusal şahlanışın yankıları Berlin Türk Kulübünde kader birliği yapan gençlerin iradesini bir çelik banyosu gibi güçlendiriyordu. Bütün bir düşman dünyaya karşı, yokluklar ve düşmanlıklar içinde savaşan Anadolu’nun masal kahramanları gibi ulu liderine, Mustafa Kemal’e dostluk elini uzatan tek devlet Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olmuştu. Bu davranış Berlin’de ki yükseköğrenim gençliğini adeta büyüledi: Nurullah Esat Sumer, M.Nermin, Mümtaz Fazlı Taylan, Vehbi Sarıdal, Nizamettin Ali Sav, Sadık Ahi ve daha şimdi adlarını hatırlamadığım birkaç arkadaş Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkasını kurduk." (Yıllar böyle geçti 2010 YKYK S.13)
MİLLİ SANAYİNİN MİMARI
Nurullah Esat Sumer, 1934 yılında, Cumhuriyetin ekonomik atak yaptığı yılların İktisat Vekili (10 Kasım 1932-1937 yılları arası, 1937 yılında Başbakan oluncaya kadar), Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Celal Bayar’ın ataması ile Sümerbank’ın kurucu genel müdürü olur.
Nurullah Esat Sumer, Cumhuriyetin emperyalizmin esaretinden kurtulması yıllarında, birçok kritik görev alır. Osmanlı borçlarının yapılandırılması, Ali İktisat Meclis Genel Sekreterliği 1930’lu yılların, ekonomik bağımsızlık kazandığımız döneminde, en kritik ekonomik görevlerde genç yaşına rağmen bulunmuştur. Hasan Aslan Akpınar’a, Nurullah Esat Sumer’i tanıtan, İş Bankası Yayınları tarafından basılan "BİR CUMHURİYET AKINCISI Türkiye’de Milli Sanayinin Mimarlarından Nurullah Esat Sumer" adlı kitabı kazandırdığı için teşekkür ederim.