Suriye'de federalizm tezgahı mı?

Türkiye, İran ve Rusya…

Astana’da bir araya geldiler.

Suriye’deki emperyalist savaşın gidişatını değiştirdiler.

Astana’daki temel vurgu neydi?

Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması.

ABD’nin Suriye’den çıkarılması.

Bu minvalde yüründü ve Cenevre’de tezgahlanmak istenen bölünmüş Suriye senaryosunun önüne geçildi.

Suriye’nin öncelikleri ile Türkiye’nin öncelikleri neredeyse bire bir aynıydı:

Amerikan destekli PKK’nın Suriye’de bağımsızlık ilanının engellenmesi.

Herşey yolunda gidiyordu.

İlk arıza Rusya’dan geldi.

Putin, Soçi’de düzenlenecek Suriye Halkları Kongresi’ne PYD’yi davet etti.

Kriz çıktı.

Suriye ve Türkiye, Rusya’nın federalizm çözümünden huylanmaya başladı.

Türkiye, PYD’nin PKK demek olduğu gerekçesiyle, Suriye de federalizme karşı olduğu gerekçesiyle bu kongreye sıcak bakmadı.

Kongre ertelendi.

ABD İLE SURİYE PAZARLIĞI MI YAPILIYOR?

Oysa Soçi Zirvesi’nde Erdoğan, Putin, Ruhani büyük ittifakın resmini verirken, Esad da Moskova’da Putin’e sarılıp, Astana’ya destek pozu veriyordu.

Ne olduysa ondan sonra oldu. (ABD’deki Neocon ekibin ipleri ele alması Sarraf davası vs.)

Rusya’nın ikircikli tavrı, Türkiye’nin Esad ile bir türlü uzlaşmaz hali işleri bozdu.

ABD zaten bir Kürt koridoru için federalizmin peşinde, aynı Irak’taki gibi bu federal yapıyı daha sonra bağımsız bir yapıya çevirecekler.

‘Afrin’e girdik, giriyoruz’ gelişmeleri esnasında yaşanan temel çelişki işte budur.

Esad’ın “Amerika’nın hizmetindeki PYD bizim için vatan hainidir” sözlerine, “Esed teröristtir” yanıtı, Erdoğan’ın da “Suriye’de ABD ile çalışmak istiyoruz” sözleriyle tamamlandı.

Evet, her söylemde Amerika’yı hedef alıyor, PYD’ye tırlarla silah destekleri vs. fakat anlaşılan o ki Mevlüt Çavuşoğlu bir yandan ABD’de Suriye pazarlığı yapıyor.

Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin Operasyonu’nu ÖSO ile yapacaklarını açıkladı. Yeşil Siyah bayraklı ÖSO’ya ek olarak, 43 silahlı muhalif grubun toplanarak Ceyşül-İslam adında sözde “Milli Ordu” kurdurulması gündemde.

SURİYE’DE FEDERALİZM TÜRKİYE’Yİ DE BÖLER

Suriye’den gelen “şaşırtan”, ‘Afrin’e TSK girerse vururuz’ açıklamasının sebebi de burada yatıyor.

Yani Türkiye, Suriye’de Esad’ı devirmenin değilse de, bir Sünni oluşumun peşinde.

Batı mutfağında “Alevi, Sünni ve Kürt Bölgeleri” olarak planlanan federal bölünmeye Türkiye de katılıyor gibi görünüyor.

Korkarım ki, Rusya da benzer bir tutum içinde.

Rusya’nın Washington Büyükelçisi Anatoli Antonov, ABD ve BM temsilcisini Suriye Halkları Kongresi’ne gözlemci olarak davet edeceklerini açıkladı. Antonov ayrıca, Astana’nın Cenevre sürecinin bir parçası olduğunu da belirtti.

Şimdi ortadaki kötümser denklem şöyle gibi görünüyor: ABD, Rusya ve Türkiye, Suriye’de federal bir çözüm peşinde.

Yani kabaca Suriye’nin bölünmesinden yanalar.

Suriye yasal yönetimi ve İran ise buna karşı.

Ancak İran’ın da kendi sorunları var.

Astana, Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunarak ortaya çıktı. Cenevre ise federal çözümün adresiydi.

Şimdi Afrin Harekatı’nın toz dumanı içinde bana göre ana hatları beliren olgu budur.

Ve elbette ki Suriye’nin olduğu kadar Türkiye’nin de aleyhinde bir durumdur.

Suriye’yi böldüğü kadar Türkiye’yi de böler. Irak’ta yaşananlar henüz taze.

Bunları ne iktidara koşulsuz destek veren MHP, ne de Atatürk ve Avrasya ile sorunları bulunan Y-CHP söylemiyor.

Akşener’den gelen tek anlamlı açıklama ise “İncirlik Kapatılsın” oldu.

CHP’nin başına Ümit Kocasakal gelir ve Vatan Partisi de doğruları söylemekteki ağırlığını oya tahvil edebilirse bu tablo değişir.

Zor ama değişmek zorunda, çünkü dünya ve bölgemizin mecburiyetleri bu yönde.

Bu değişime Türkiye ne kadar direnirse o kadar kaybediyor.