Suyla yolculuk 232 - Cahide Sonku

Koca İbrahim Paşa’nın torunu, Yüzbaşı Necati Bey’in kızı olarak, 1916 yılında Yemen’de dünyaya gelmişsin. Adın Cahide Serap imiş. Yemen’den İstanbul’a geldikten bir süre sonra, babanın çapkınlıklarına dayanamayan annen ondan boşanmış. İşte senin şöhretten sefalete uzanan hayat hikâyen de böyle başlamış...

Önce Halkevleri Tiyatrosu ve İstanbul Belediye Konservatuarında oyunculuğa başlamış, ardından da 1932’de -Muhsin Ertuğrul’un seni keşfetmesiyle- Darülbedayi’de “Yedi Köyün Zeynebi” ni oynamışsın. Hemen sonra Muhsin Ertuğrul’un yönettiği “Söz Bir Allah Bir” filmiyle, daha on altı yaşındayken sinemaya adım atmışsın. Tam da, batılı bir anlayışla sinema yapmaya çalışan Muhsin Ertuğrul’un elinde yoğrulacak bir hamurmuşsun. Gizemli, soğuk, güzel, sarışın Cahide’m, artık Yerli Marlene Dietrich olarak anılıyor ve Sonku soyadını alarak zirveye tırmanıyormuşsun.

İlk evliliğini 1936 yılında çapkınlığıyla ünlü sahne arkadaşın Talat Artemel ile yapmış, ancak eşinin seni aldatması nedeniyle iki yıl sonra boşanmışsın ondan.

“Fedakâr Ana” filmiyle yapımcılığa ve kameranın arkasına geçerek yönetmenliğe başlamışsın. Bu filmden sonra Sonku Film’i kurmuş, önce “Vatan ve Namık Kemal,” ardından “Beklenen Şarkı” filmlerini yönetmişsin. Bu art arda yaptığın filmlerle kazandığın başarı ve ün, senin için sonun başlangıcı olmuş. Film Şirketi’nin kundaklanması sonucu tüm filmlerin yanmış, servetini yitirmiş ve bunlara dayanamayıp alkolle olan dostluğunu giderek ilerletmişsin.

1943 yılında, DP’nin kolladığı işadamlarından, tütün kralı olarak tanınan İhsan Doruk’la evlenmişsin. Ama evliliğiniz sürerken eşin, senden sonra evlendiği ses sanatçısı Şükran Özer’le ilişkiye girmiş. 1953 yılında bunu öğrendiğinde, kızın Ender Doruk’un doğmasına rağmen İhsandan boşanmışsın.

Cahide, Talat’tan ayrılıp, İhsanla evlendiğin yıla kadar olan günlerin için;

“Bütün ömrümün en güzel aşkını bu yıllarda yaşadım. Sevdiğim adamın adını şimdi açıklayamam, çünkü evli ve çoluk çocuk sahibi” demişsin.

Muhsin Ertuğrul da eşi Neyyire Neyir’i kaybedince seninle evlenmek istemiş, ama sen onun teklifini reddetmişsin bu yüzden.

FIRTINALI GÜNLER

İhsandan boşandıktan sonra, çılgınca bir aşk yaşayacağın şair, aktör, yönetmen Cahit Irgat ile yollarınız kesişmiş. Ondan gerçek aşkı ve starlığı öğrenmişsin. Ancak hayatın hakkındaki en önemli eleştiriler de bu döneminde olmuş, artık alkolik olarak anılmaktaymışsın. Yoksul ve perişan bir haldeymişsin. Atıf Yılmaz anılarında bir gün bir barda seni ve Cahit’i gördüğünü yazmış; ikiniz de sarhoş ve parasızmışsınız, hatta gidecek yeriniz bile yokmuş...

Ya işte böyle Cahide! Dönemin tiyatro ve sinemadaki güçlü adamı Muhsin Ertuğrul’un gözdesi olman, aktör Talat Artemel ve tütün kralı İhsan Dorukla evliliğin, Cahit Irgatla olan birlikteliğin gel gitlerle dolu yaşamının önemli durakları olmuş...

Bir zamanlar yüksek ökçeli pabucundan şampanyalar içilen, Türk sinema tarihine ilk star, ilk kadın yapımcı ve yönetmen olarak damgasını vuran sen, ne acıdır ki son günlerini tahta bir kerevetin üzerine uzanıp ispirto içerek ve ölümü bekleyerek geçirmiş, nihayetinde de 18 Mart 1981 günü veda etmişsin bu hayata...

Haydi, ışıklar yoldaşın olsun, rastgele sana güzeller güzeli Cahide!