Taksim’den ‘Milli Hükümet’e -(TAMAMI)

Taksim, 21. yüzyıl Türkiyesi’nin “büyük patlaması”dır. Türk Milleti’nin, kendisini “ayaklar altına alma küstahlığı”na karşı isyanıdır. Atatürk’te birleşenlerin, Atatürk düşmanlığına karşı seferberlik ilanıdır. Milletin kendi hayatına, kendi gücüne dayanarak sahip çıkmasıdır. “Karşı devrimi deliğe süpürecek” devrimci enerjinin kendini açığa vurmasıdır. Milletin birliğinin devrim mücadelesiyle nasıl sağlanabileceğinin bir kanıtıdır. Gezi Parkı’ndaki ağaçlar da dahil, ülkemize ait her şeyin savunulmasının, artık bir devrim sorunu haline geldiğinin göstergesidir.

‘Büyük Patlama’nın özlemi

Bu “büyük patlama”nın yolunu döşeyen, son bir yılda Tünel-Dolmabahçe, Ulus, Silivri, Hatay, Tandoğan-Anıt Kabir, Sıhhiye meydanlarında verilen mücadeleler olmuştur. Milletin kendisini ayaklar altına almaya yeltenenleri ayakları altına almasından korkanlar, bu direnişin hedefini “iktidarın kendisine çeki düzen vermesiyle” sınırlamaya çalışmaktadırlar. Oysa Taksim Gezi Direnişi’nin ülkenin dört bir yanında ve sınırların ötesinde harekete geçirdiği yığınların ortak özlemi, milletin kendisinin en büyük güç odağı olarak tescil edilmesidir. Bu özleme karşılık gelecek biricik çözüm ise, milli bir hükümetin kurulmasıdır.

İki ‘Büyük Patlama’nın farkı

Toplumsal büyük patlamaların, evrenin “büyük patlaması”ndan önemli bir farkı vardır. Evrenin oluşumu, nesnel yasalar uyarınca kendiliğinden gelişen bir süreçtir. Ama toplumsal bir patlamanın kendisini tetikleyen özlemlere yanıt verecek kalıcı sonuçlara ulaşması, hayata bilimin yol göstericiliği altında örgütlü bir müdahaleyi gerektirir. O zaman yakıcı sorun, açığa çıkmış olan bu devrim enerjisini, kendi haline bırakıp heder etmeden milli bir iktidar hedefine yöneltecek örgütsel araçları yaratmaktır.

CHP ve MHP’nin mevcut yönetimleri, bu enerjinin yalnız bırakılarak meydanlarda kendi kendini tüketmesini bekleme yolunu seçmişlerdir. Ufukları, Erdoğan yerine Gül’ü öne çıkarmakla sınırlıdır. Bu kadarı da, zaten enerjiyi bölmek ve sönümlenmesini hızlandırmak için zorunlu bir adımdır.

Bugün ülkemizde ortak bir özlemle ve sınır tanımayan bir enerjiyle sahneye çıkan yığınları birleştirme iradesine sahip, hatta bu birleşik gücü yaratmayı “Milli Hükümet Programı”nın uygulanarak ülkemizin yeniden Atatürk Devrimi yoluna girmesinin önkoşulu sayan biricik parti, İşçi Partisi’dir. Günümüzde milli güçleri bir iktidar seçeneği yaratarak birleştirmek, ayağa kalkan kitleler nezdinde de, bir partinin başarısının temel ölçütü haline gelmiştir. Hangi parti milli güçleri etkin bir biçimde birleştirmenin araçlarını yaratır ve yaşama geçirirse, o partinin kendisi de o kadar güçlenir.

Mücadele karargâhları

Devrim enerjisi, mücadele kararlılığının yanı sıra, milletin yaratıcılığının önündeki engelleri de ortadan kaldırmıştır. Madem ki mücadele bütün Türkiye’yi sarmıştır, o zaman ülkenin her yerinde bu mücadelelerin öncülüğünü yapanların bir araya gelip, sürekli “mücadele karargâhları” oluşturmaları, fabrikalarda, köylerde, kentlerde, semtlerde, üniversitelerde ve her yerde yepyeni mücadele olanak ve biçimlerine yol açacaktır. Bu yerel iktidar odakları yaratılması süreci, tek başına kuruluşunun ilanıyla bile karşı devrimi ürkütmüş olan Milli Merkez’i de ete kemiğe büründürecektir. Artık Milli Anayasa Forumlarını, hızla bu “milli direniş komiteleri”nin oluşumunun tartışıldığı forumlara dönüştürmenin zamanı gelmiştir. O zaman milletimiz, “yerel iktidarlardan milli hükümete” sürecine güçlü bir cephe örgütüyle girecektir. Taksim’le ayağa kalkan milletin özlemine yanıt verecek olan, böyle bir sürecin örgütlenmesidir.

Değişen formüller

“CHP+MHP+İP+diğer milli güçler” formülünü yaşama geçirmenin biricik yolu da budur. Böyle bir milli hareket, CHP ve MHP yönetimlerinin, karşı devrime payanda olmalarının önünü de tıkayacaktır. Bugüne kadar ülkemizin yaşayageldiği formül, “mücadele birleştirir, seçim böler” idi. Ama mücadelenin bugün ulaştığı düzeyin uygun örgütsel araçlarla kalıcı hale getirilmesi, bu formülü de geçersiz kılacaktır. Mücadelede birlik, seçimde birliğe yol açacak ve milli hükümete giden yolu döşeyecektir.