Tanrının tepesi atınca -(TAMAMI)
Masum insanlar gibi, saf saf,
Sokuluyorsunuz saflarımıza tersten.
Arlanmanız, utanmanız yok mu?
Yıllarca sakınıp da herkesten
Verdiğim hayatı katillere sattınız,
Bahşettiğim aklı kaldırıp çöpe attınız, siz.
Bir maşrapa su dökünmeyle
Paklanmış mı oldunuz günahlarınızdan?
Denizler temizler mi acaba kirinizi,
Zillete batmış kibrinizi sizin...
Nasıl sileceksiniz gözden kanlı bakışı,
Nasıl çıkaracaksınız içerdekini?
İnsana hasım kimse, beni sevmesin,
Çekin elinizi, düşün yakamdan,
Gidin sultanınızın yakasına yapışın.
Size onurumdan onur verdim,
Erlik ödülüyle donattım gönlünüzü,
Batağa battıysanız, ben ne yapayım.
Sağlık istiyorsunuz, veriyor muyum,
Veriyorsam, neden bunca hastasınız?
Uzun ömür diliyorsunuz benden,
Neden gavura var da, size yok diyorum?
Meleye melemeye devam edin siz.
Para istiyorsunuz, metelik vermiyorum.
Veriyorsam, niçin cebiniz delik,
Bu kadar borçlu, bu kadar sefilsiniz,
Niçin, rehin altında sevinciniz?
İnsanlıktan tersyüz ettiniz insanlığınızı.
Hunhara eğilip bana yalvarıyorsunuz,
Hu çekmekle su testisi dolar mı?
Gidin kendinizi kendi elinizle kurtarın,
Bırakın rezilce dilenmeyi artık...
Çakmak çakmayınca ateş yanar mı?
Beş vakit yıkayıp yüzsüz yüzünüzü,
Kara surat çıkıyorsunuz karşıma?
Size, “temizlik imandandır” dedik,
Temizlenin diye kan emici sülüğünüzden.
Yükselin istedik dürüstlük katına,
Kendi kendinizi ayakaltına serdiniz, siz.
Size isyanı serbest etmedik mi,
Yıkmadık mı biz, Ebu Süfyan kervanını.
Kendi dizinize dayanıp ayağa kalkın,
Yıkın siz de başlarına şatafatlı saraylarını.
Başınızı kaldırın, gereğini yapın,
Ağlaya sızlaya çıkmayın karşıma.
Bilim ırmağına gidin, akıl abdesti alın,
Taşa çalıp paklayın vicdanınızı...
Kırk kez çalkalayın göğüs testinizi,
İçine aydınlık doldurun, aşk ateşi doldurun;
Taşsın ellerinizden emeğin nuru,
Cennetlensin dünya gözüyle kutlu hayat,
Yürürken siz insanlığın büyük yolunu.