Tarikat kuşatmasındaki Türkiye
Gazeteci-yazar Rıza Zelyut’un son kitabı “Tarikat Kuşatmasındaki Türkiye - Halidi Cehennemi” Kaynak Yayınları’ndan çıktı.
Zelyut, kitabının önsözünde, Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün, tarikat görüntülü büyük bir örgütün kuşatması altında olduğunu ifade ediyor.
Zelyut’e göre, “Türkiye’de Mevlevilik, Bektaşilik, Bayramilik gibi milli özellikler taşıyan tarikatlar yok edildiler, hepsinin yerini Halidilik aldı.”
Bu yapı, içeride cumhuriyet ve demokrasi düşmanı, dışarıda sömürgeci işbirlikçisi bir akım. Türkiye’yi yöneten kadroların bir bölümü bu tarikat içinden piyasaya sürüldü. Kitap ilk kez, çok görüntülü ama aslında tek olan bu tarikatın üstünü açıyor.
TOPLUMU KUŞATIYORLAR
Kitabın birinci bölümünde “tarikat gerçeği” anlatılıyor. Görünüşte dinsel bir yapılanma, aslında ise siyasi bir örgütlenme olan tarikatlar Türkiye’de hızla yayılıyorlar ve toplumu kuşatıyorlar.
Zelyut, “Kadirilik ile Nakşibendilik’ten aldığı tutucu yönleri mezhepçi ve saltanatçı bir zihniyetle birleştiren Irak Kürtlerinden Şeyh Halid’in kurduğu Halidi tarikatı”nın Türkiye’nin tek egemen gücü haline geldiğini iddia ediyor.
“Halidi Nakşibendilik’ten çıkan pek çok kol, buradan doğan birçok tekke ülkenin kılcal damarlarına kadar yayılmaktadır. 1945’ten sonra yeniden piyasaya sürülen bu gerici örgütü, hemen hemen bütün iktidarlar el altından desteklediler.
"AKP’nin iktidara gelmesinden sonra ise Halidilere açıktan açığa belediyeler üstünden ve hatta Hazine'den muazzam kaynaklar aktarıldı, bunların müritlerinin devlet kadrolarına yerleşmeleri sağlandı." (s. 13)
EN ETKİLİ TARİKAT
Kitabın ikinci bölümünde, son iki yüzyıl içinde Türkiye’deki tarikatların en etkilisi olan Nakşibendilik inceleniyor.
Zelyut’a göre Nakşibendilik, “Orta Asya’dan Hindistan’a, Anadolu’ya ve Ortadoğu’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada etkili olmuş, gelenekçi, gerici bir tarikattır.” (s. 46)
“Bahaeddin Nakşibend, tarikatini, öbür şeyhler gibi İmam Ali’ye bağlamadı ve Ebu Bekr’e iliştirdi. Böylece Şiilik etkisine karşı bir duvar örmüş oldu. Bu haliyle de dönemin hükümdarları, emirleri, atabeyleri onu kendi yönetimlerinin koruyucusu gibi gördüler. Böylece Orta Asya’nın Sünnileştirilmesinde Nakşibendilik etkili oldu.” (s. 47)
Nakşibendilik, Osmanlı Devleti’ne sonradan gelmesine karşın, 19 Yüzyıl’a doğru en etkin tarikat haline geldi. Kırsalda etkin olan Bektaşilik’e karşı şehirlerde halk Nakşibendilik üstünden kuşatıldı. Alt tabakaları saltanata bağlamak üzere kuvvetli bir yapıştırıcıya olan Nakşibendilik, devlet tarikatına dönüştü. Böylece Mevlevilik, Kadirilik, Halvetilik, Rifailik gibi eski tarikatlar önemsiz hale geldi.
BEKTAŞİLERE KARŞI NAKŞİLER
“1826 katliamında Yeniçerilerle birlikte Bektaşi babaları ve dervişleri öldürüldüler. İstanbul’da 6 binden fazla Bektaşi’nin katledildiği biliniyor. Canını kurtarmak için Belgrad ormanlarına kaçanlar da burada ormanla birlikte cayır cayır yakılarak yok edilmişlerdi.
“Bundan sonra Padişah fermanı üzerine Mısır, Suriye, Irak, Anadolu, Balkanlar ve Arnavutluk gibi imparatorluk topraklarında bulunan Bektaşi-Alevi tekkeleri ve dergahları yıkılmış, buradaki babalar, dedeler, talipler katledilmişti. Saltanat tarihçilerinin “Vaka-yı Hayriyye” (Hayırlı Olay) dedikleri bu katliama Alevi Bektaşi kesimi “Vaka-i Şerriye” demiş ve Padişah 2. Mahmut’u lanetle anmıştır.” (s. 48)
KİMDİR BU HALİDİLER?
Rıza Zelyut’a göre bugün Türkiye’de siyaseti yöneten Halidiye tarikatı, halen Nakşibendiliğin en etkili ve en geniş koludur. Geleneksel Nakşibendilik bu kol içinde erimiş, ortaya çıkan yeni yapı diğer tarikatları da yutmuş en büyük ve en etkili örgüt haline gelmiştir. Devlet içine de böyle sızmıştır. Halidi Nakşiliğin en kuvvetli merkezi Türkiye’dir. Türkiye’de Halidilikten başka bir tarikat kalmamıştır.
“Bu tarikat, ismini, 1827’de ölen Kürt kökenli Halid-i Bağdadi’den alır. Yaşadığı bölge, şeyhleri Allahlaştıran Kadiri tarikatının etkisindeydi. Irak'ın Süleymaniye şehrine bağlı Karadağ kasabasında doğan ve sonradan Mevlanâ diye anılan Halid, Kadiri tarikatının temsilcisi Berzenci ailesinden dersler aldı. Bağdat'a gitti. Hocası Abdülkerim Berzenci ölünce, onun Süleymaniye'deki medresesinin yönetimini devraldı.” (s. 49)
Zelyut, Cumhuriyet rejimine karşı yapılan ayaklanmaların tümünde başı çeken Halidi zihniyetin yaratıcısının, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çıkardığı Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nde nasıl övüldüğünü de kanıtlıyor.
AKP TARİKATLARI
Kitabın üçüncü bölümünde AKP iktidarına destek veren tarikatlar ele alınıyor.
“Türkiye’deki geleneksel tarikat yapılanmaları azçok bilinmesine karşın AKP’nin zaman içinde yarattığı yeni tip tarikatlar tam bilinmemektedir. Bu yapılar hakkında zaman zaman haberler çıksa bile, örgütlenmenin niteliği hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır.” (s. 122)
Zelyut’a göre geleneksel vakıfların kapalı devre yapıları yüzünden orta ve üst tabakalar arasında etkili olamadığını anlayan AKP yöneticileri; bu boşluğu doldurmak üzere vakıf veya dernek adı altında yeni tür tarikatlar yarattılar. Bu parti tarikatlarının başında sıradan şeyh değil, vakıf başkanı veya dernek başkanı adlı yeni tip şeyhler yer aldı. Bu vakıfların bazıları eskiden kurulmuş olsa bile AKP döneminde parti tarikatına çevrildi.
“Bütün bu vakıf veya derneklerin genel bir yöneticisi var: Necmettin Bilal Erdoğan… Bilal Erdoğan bu görevi babası Recep Tayyip Erdoğan adına yürütüyor. O yüzden yeni tip tarikatlara ‘Tayyip Erdoğan tarikatları’ demek de mümkündür. (s. 123)
1 MİLYON ÖĞRENCİ TARİKATLARIN PENÇESİNDE
Tarikatların yaygınlaştırılması sonucunda 2017 yılına kadar bir milyondan fazla öğrencinin tarikatların pençesine düştüğü biliniyor. Bu konuda, Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Esergül Balcı, 2018’de bir rapor yayımladı. Bu raporu hazırlamak için Prof. Esergül Balcı ve ekibi yaklaşık bir yıl boyunca sahada çalıştı. Araştırma ekibi elde ettikleri bulguları ‘Eğitimde Tarikat ve Medrese Gerçeği, 1 Milyon Öğrenci Tarikatların Elinde’ başlıklı bir rapor halinde yayımladı. 2017 yılında hazırlanan rapora göre, Türkiye’de 2.6 milyon kişinin bir tarikatla organik bağı bulunuyor. Tarikat üyesi olan ya da faaliyetlerine katılan kişi sayısı ise 1.1 milyon.
TÜRGEV
“Bilal Erdoğan tarafından yönlendirilen yeni tip vakıf-tarikatların başında Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) diye bilinen kuruluş geliyor… Bu vakıf, kendisini, 1996’da zamanın İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle açılan İstanbul Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’nın (İSEGEV) devamı sayıyor…” (s. 131)
DERNEK GÖRÜNTÜLÜ TARİKATLAR
Zelyut’a göre Türkiye’de başta İstanbul olmak üzere Nakşibendi-Halidi tarikatı üyelerince kurulmuş yüzlerce dernek bulunuyor. Bu dernekler, tarikatların kendilerini sivil toplum kuruluşu (STK) gibi göstermek için kullandıkları birer araçtan ibaret. Bu yeni tip siyasal dinci örgütlerin bazıları şunlar:
Verenel Derneği, İhya-Der (İlim Hizmet Yardımlaşma Araştırma Derneği), Umut-Der, Cansuyu Derneği, Garip-Der, İlim- Der, Sadakataşı Derneği, Yedi Hilal Derneği, ÖNDER (İmam Hatip Dernekleri), Mazlumder (İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği), İlim Yayma Cemiyeti.
Rıza Zelyut, tam bir tarikat örgütlenmesi modeliyle devlet memurlarını kuşatan Memur Sen’i ve Memur-Sen içindeki en önemli sendika ise olan Eğitim-Bir-Sen’i de “yeni tip siyasal dinci örgütler” arasında saymaktadır.
Tarikatların Türkiye’yi nasıl kuşattığını anlamak istiyorsanız, Zelyut’un bu kitabını mutlaka okuyunuz.