Tarım iş gücü
Depremden etkilenen alanlarda tarımsal üretimin sürdürülmesi için çabalar harcanmaktadır. Yazlık ürünlerin ekim zamanı gelmektedir. Bitkisel ürünler için tohum, fide-fidan, gübre, tarım ilaçları, hayvanlar için yem, aşı, veteriner ilaçları, akaryakıt gibi fiziksel girdilerin sağlanması önemlidir. Ancak bunların ürüne dönüşebilmesi için emeğe ihtiyaç vardır. Çoğunlukla gözden kaçan insan faktörü denizdeki buzdağı gibidir. Buzun yoğunluğu az olduğu için denizde yüzer. Suyun üzerinde kalan kısmı sekizde bir kadardır. Büyük kütle suyun altında olduğundan kendisine çarpan Titanik gibi gemileri bile batırır. İnsan faktörü de sanıldığından daha önemlidir. Harcanan emeğin miktar ve kalitesi tarımsal üretimi oldukça etkiler. Bu yazıda işgücü konusuna değineceğiz.
Tarımda sarfedilen emeğin temel kaynağı çiftçi ailesinin işgücüdür. Aile bireyleri yaptıkları iş karşılığında ücret almazlar. Çalışma süreleri de belli değildir. Elde edilen ürünler doğrudan tüketilerek veya satılarak ailenin gereksinmelerini karşılamak için kullanılır. Çalışmalar başarılı olursa aile rahat yaşar ve işletme gelişir. Başarısızlık karşısında hep birlikte sonuçlarına katlanırlar. Unutmayalım ki “tarım üstü açık bir fabrikadır”. Tarımsal faaliyetler doğa koşullarına bağlıdır. Evliya Çelebi'nin söylemi ile “Gökten ne yağar ki, yer onu çekmez!”.
Umulmadık şekilde gelen deprem de böylesi bir doğa olayıdır. Can ve mal kayıplarına yol açtı. Evler, hayvan barınakları, fabrika yapıları yıkıldı. Sulama ve drenaj kanalları, içme suyu ve kanalizasyon sistemleri, yollar, havaalanları hasar gördü. Ardışık olarak gelen hatırı sayılır en az beş deprem oldu. İlk depremlerde hasar görmüş bazı yapılar da yıkıldı. Sağlam olduğu belirleninceye kadar yapılara giriş yetkililerce yasaklandı.
Kış sonunda gerçekleşen bu yıkım, birçok insanın bölgeyi terk etmesine ve çalışabilecek insan sayısının azalmasına yol açmıştır. Sanayi işçilerinin yokluğu hemen hissedilmiş, ivedi olarak onlara barınma olanakları sağlanması istenerek geriye dönmeleri için çağrılar yapılmıştır.
TARIM İŞÇİLERİ
Yeterli toprağı olmayan köylüler de çoğunlukla geçimini tarım işçisi olarak çalışmak suretiyle sağlar. Bunların önemli bir kısmı yerleşik durumdadır. Mevsimlik tarım işçileri çoğunlukla yurdun entansif tarım yapılan bölgelerinde çalışmaya giderler. Pamuk, fındık, turunçgiller, zeytin, diğer meyve ve sebzelerin hasadı bunların katkısıyla olur. Yaşantılarını alacakları ücretle sürdürmek zorunda olan bu insanların barınma ve yaşam koşulları çok çetindir. Çoğunlukla kâğıt üzerinde kalan yasal düzenlemelerin pratik bir sonucu olmamıştır. İlkel barınaklarda, kötü sağlık ve beslenme koşullarında yaşıyorlar. Trafik kazaları, iş kazaları, zehirlenme, bulaşıcı hastalıklar az görülen şeyler değil. Çaresizlik bu insanları kötü koşullarda bile çalışmaya mecbur kılıyor. Nerede iş imkânı varsa oraya yönelmeyi gerektiren hareketli (!) bir yaşamları var.
TARIMAL ÜRETİMDE ZAMANLAMA
Depremde zarar gören Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep ve Adana illerinde yoğun tarım yapılan alüviyal ovalar vardır. Gevşek zeminli bu alanlardaki eski ve hatalı yapılar yıkılmış; bu alanlardaki kayıplar ve göç eden insan sayısı görece daha fazla olmuştur. Hava koşulları hayvancılık ve sebzecilik dışındaki tarımsal faaliyetlere elverişli olmadığı için işgücü talebi şimdilik azdır.
Tarımsal faaliyetlerin zamanlaması çok önemlidir. Toprak tava gelmeden işlenemediği gibi, tavı geçince ekim yapmak da mümkün değildir. Zamanında hasat edilmezse tahılların taneleri, ağaçların meyveleri dökülür. İlkbahar ve yaz mevsimlerinde entansif tarım yapılan alanlarda yoğun bir işçi talebi olacaktır. Bu talebi karşılamak için can korkusuyla yöreden uzaklaşmış olan işçilerin getirilme yolları aranmalıdır.
AKLA GELEN BAZI ÖNERİLER
Geçici barınma olanağı oluşturmak amacıyla hazırlanan konteynerlerden bir kısmı, tarım işçilerinin barınması için uygun yerlere konulmalıdır. Hatta bunlar olağan zamanlarda işçi kümelerinin barınması için konukevi gibi kullanılmak üzere yerinde kalmalıdır.
Afette can kaybı olan, yaralanan veya sakat kalan çiftçilere işlerini yürütecek eleman çalıştırması için destek verilmelidir.
Gönüllü gençlerden oluşan ekipler çadır kamplarda barınıp, dönüşümlü olarak faaliyetlere katılabilirler.
Staj yapacak öğrenciler bölgeye yönlendirilebilir.
İşçilerin ve gönüllülerin ulaşımı kamu araçlarıyla sağlanabilir.
Meslek odaları tarafından gönüllü çalışacak deneyimli teknik elemanlar görevlendirilerek işlerin planlanması ve eşgüdümlemesi sağlanmalıdır.
Tarım İl Müdürlükleri ve Ziraat Odaları ihtiyaçları belirlemeli ve katkıları yönlendirmelidir.