Tarıma önem vermeyen manavlığa razı olur
Türkiye bereketli topraklar üzerinde oturan bir ülke. Dünyayı doyuracak bir potansiyele sahipken temel tarım ürünlerini ithal eder duruma geliyorsa bunun ana nedeni tarımı koruyucu politikalar üretmemesi ve devlet tarım politikasının olmamasıdır.
NEDİR TARIMIN KORUNMASI?
Bir ülkede tarımsal fiyatları yükselterek tarımsal gelirleri artırmak için tarımsal ürünler üzerinde tarife ve ticaret kontrollerinin kullanılması. Ayrıca ulusal güvenlik açısından ülkenin tarımsal gıda açısından kendine yetmesi ve tarımsal hammaddelerinin sağlanması.
Tüm gelişmiş ülkeler tarımı korumaktadır. Bu durum bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için olumsuz durum yaratmakta olsa dahi gelişmekte olan ülkeler de ciddi bir tarım politikası ile tarımlarını koruyarak kimseye muhtaç olmayabilirler.
OVAYA KONUT YAPAN ANLAYIŞ
Tarımsal alanları yok eden, verimli alanlara inşaat yapan, doğadan uzak bir anlayış sergileyenler tarımı ne koruyabilir ne de geliştirebilir. Siz de olmayan petrol, doğal gaz gibi girdilerde dışa bağımlılığı anladık ta tarım ürünlerinde dışa bağımlı kılan anlayışı anlamak mümkün değil.
Pamuk cenneti ülkeden pamuk ithal eden ülke haline gelmek, her tarafından bereket fışkıran bir ülkede eti yabancıdan almak, üreticiyi korumayarak spekülasyona meydan vermek ve sonra da fiyatları yükseltenleri terbiye etmek için ithalat yapmak. Bu da yetmeyerek tanzim satışları ile göz boyamak.
Türkiye tarımını yok etmek demek, Türkiye’nin bekasını tehlikeye atmak demektir. Bir ülkenin bekası sadece askeri güçle sağlanmaz. Atatürk’ün dediği gibi tam bağımsızlık için ekonomik bağımsızlık da şarttır.
DEVLETİN MANAVLIĞI
Tarımda üreticiyi mahveden ve gıda ürünlerini bile ithal eder duruma getiren politikaların başında üretime değil tüketime dayalı bir ekonomi yaratarak ithalat cenneti bir ülke haline gelmektir. Bunun sonucu da dalgalı kur nedeniyle de ithalatın cazip hale gelmesidir. Bir ülke üretmek için değil tüketmek için onun bunun parasını harcıyorsa ve dışa bağımlı bir ekonomi yaratmışsa gün gelir gıda ürünlerini de ithal eder duruma düşer.
TARIM FİYATLARINI KONTROL ETMEK
Bir ülkede tarım fiyatlarının spekülatif kazançlara meydan vermeyecek şekilde dengeli oluşmasını sağlamak için yapılacak temel husus iktidardan iktidara değişmeyen planlı bir tarım politikası uygulamaktır.
Bunun dışındaki önlemler geçici önlemlerdir. Nedir bu önlemler?
1-Tarım ürünlerini ithal ederek iç fiyatların düşmesini sağlamak.
2-Bazı kontrol sistemleri kurmak. Stokçuluğa izin vermemek. Yasaklar koymak.
3-Tanzim satışlar yaparak fiyatların dengeye gelmesine çalışmak. Çalışmak diyoruz. Çünkü devletin manavlığı ile gıda ürünlerindeki aşırı fiyat artışlarını ve spekülatif kazançlarını önlemek mümkün değildir. Tanzim satışlar sadece psikolojik etki yaratan önlemlerdir.
TANZİM SATIŞLARINDAN MEDET UMMAK
Burada sorulması gerek soru şu değil: Tanzim satışlarını neden yapıyorsunuz? Bu soruya cevap çok kolay verilir: “Vatandaşa hizmet. Yararlı bir şey yapmaya kalkınca hemen eleştiriler başlıyor. Ne var ki bunda? Vatandaş ucuz gıda alsın.”
Oysa esas sorulacak soru şu: Neden tanzim satışlar yapmak zorunda kalacak bir tarım politikası, aslında politikasızlık izlediniz? Neden bu ülkeyi pamuk ve saman ithal eder duruma getirdiniz?
Buna çokça cevap siyaseten verilir. Ama ekonomik ve matematik olarak verilecek cevabı biz verelim: üretime dayanmayan, üreticiyi korumayan, tüketen ve borçlandıran ve yabancı finans çevrelerine bizi mahkûm edenlerin kalkınma politikaları olmaz. Rant ekonomisi yaratırlar. Rant ekonomisi de yeni zengin sınıflar ve çarpık ekonomi doğurur. Sonra da devlet manavlığa soyunmak zorunda kalır. Kalır da ne olur?
1 Nisan şakası yapılır!