Tarımın tanzimi

Türkiye önemli ekonomik, siyasi ve güvenlik sorunları yaşarken, gündemi patates, biber, patlıcan muhabbetine bağlamayı başardık. Bunda iktidarı, muhalefetiyle siyasetin ve özellikle de görsel ve yazılı medyanın çok önemli katkısı oldu. Bu sayede köşe yazarlarının, ekonomist olan olmayan yorumcuların, sunucuların birer tarım uzmanı, hatta tarım ekonomisti olduğunu öğrendik.
Çiftçisinden, bilim insanına kadar tüm gerçek paydaşlar bizi yanlış anlamasın, Türkiye'de tarımın, bu arada tartışma konusu yapılan yaş-meyve pazarlamasının ve toptancı hal sisteminin çok önemli sorunları bulunmaktadır. Benzer tartışmalar başta kırmızı et olmak üzere, bakliyat gibi kuru gıdalar içinde yapılmış ve yapılmaktadır. Tarımın söz konusu sorunları ve bunların çözüm yolları çok net ve açık olarak bilinmekte ve yıllardır dile getirilmektedir. Bu gerçeğe karşın, Batı'dan Türkiye'ye bulaştırılan bir virüsün etkisiyle, hâlâ tarımın sorunları ve çözüm yollarını bulma konusunda araştırma projeleri, hatta modaya uyarak ekonomik modellerle yanıt bulma çabaları ile zaman kaybedilmektedir. Yapısal değişim ve altyapı yatırımları yerine, ithalat yoluyla tarım terbiye edilmeye ve yeni uygulamaya konulan tanzim satışları ile piyasaya ayar verilmeye çalışılmaktadır.
TANZİM SATIŞLARI
İthalat konusunu daha önceki yazılarımızda ele almıştık. Burada tanzim satışı uygulamaları ve bunlara temel olarak gösterilen konular üzerinde durmaya çalışalım. Tartışmaya konu olan patates, soğan, sarımsak, limon gibi belli mevsimlerde üretilip bir yıl boyunca tüketilen ürünlerde fiyat dalgalanmaları olması, en güçlü üretim ve pazar yapısına sahip ekonomilerde bile kaçınılmazdır. Bu ürünlerde depolama, üretim kadar önemlidir. Başka bir anlatımla bu ürünlerin mutlaka depolanması gerekmektedir. Depolama sürelerinin kısalığı ve maliyetler dikkate alındığında, depolama yoluyla bu ürünlerde spekülasyon yapma olanağı yoktur. Dolayısıyla bazı hatalar yapılmış olsa bile bu ürünleri depolayanları spekülatörler olarak nitelendirmek haksızlıktır. Benzer değerlendirme, yaş olarak tüketilen meyveler için de söz konusudur. Örneğin elma, armut gibi meyveleri hasat döneminde depolama ve mevsim dışında bunları piyasaya sürme, suç olma bir yana önemli pazarlama hizmetlerindendir.
DEPOLAMA TEMEL BİR PAZARLAMA HİZMETİDİR
Özellikle depolama olanağı kısıtlı ve sorunlu olan ürünlerde, arz-talep dengesizliğine bağlı olarak yıl içinde ve yıldan yıla önemli fiyat dalgalanmaları söz konusu olmaktadır. Kuşkusuz tarımda temel sorunlar çözüldüğünde bu dalgalanmalar en aza inecektir. Bu yapının "dalgalanmaların sert olduğu yıllarda" tüketiciye olduğu kadar üreticiye de olumlu ve olumsuz etkileri vardır. Örneğin, 1978 yılında tamamladığım patates üretim ekonomisi konusundaki doktoram için saha çalışmalarını yaptığım 1976 yılında, Nevşehir ve çevre illerde benzer sorunlar yaşanmıştır. Şimdilerde yaşananın aksine, o yıl dış satımın kesilmesi nedeniyle patatesler ambarlarda kalmıştır. Patates fiyatları, ürünün ambardan pazara sunulma maliyetini bile karşılamaz düzeye inmiştir. Kuşkusuz bu durum tüketici açısından olumlu iken, üretici için son derece ağır bir sorun olmuştur. Zamanın hükümeti, üreticiye ambardaki patatesi için, tahminlere dayalı miktarlar üzerinden en azından ambarlarını boşaltmalarını sağlayacak bir düzeyde ödeme yapma durumunda kalmıştır. Nitekim benzer bir durum bu yıl narenciyede görülmektedir. Mandalina ve portakalda artan maliyetlere karşın pazar fiyatı artmamıştır. Üreticilerden bazılarının, ürün fiyatlarının hasat ve pazara taşıma masraflarını karşılayamadığı için ürününü ağacında bıraktığı basına yansımış durumdadır. Patates, soğan vb için tanzim satışı yapılınca, narenciye için de neden narenciye tanzim alımları yapmadık sorusuna ne cevap verilecektir? Fiyatları nedeniyle tartışmaya konu olan diğer bir ürün grubu mevsim dışı sebzelerdir. Özellikle hava koşullarının olumsuzluğu nedeniyle domates, biber gibi ürünlerin üretim düzeyindeki düşüşler fiyatlarının ani yükselişine yol açmıştır. Bu durum bir sorun olarak algılanarak tanzim satışlarının başlamasına yol açmıştır.
İTHALAT VE TANZİM ÇÖZÜM DEĞİLDİR
Bu uygulamaların üreticiye ve Türk tarımına bir katkısı olmayacaktır. Bu geçici uygulamalar tarımın temel yapısal sorunlarının gündeme alınmasını, tartışılmasını engellemektedir. İthalat ve tanzim satış gibi uygulamalar uzun süreli olursa üreticiye ve tarıma zarar verecektir. Tüketiciye katkısı da tartışılır. Tanzim satışlarının kamuya maliyetinin bedeli bir şekilde vergi ve zamlar olarak vatandaşa geri dönecektir. Ancak sırada beklemenin sıkıntısını dikkate almazsak bu yükün, geçilmeyen köprüye ödenen bedele göre daha kabul edilebilir olacağını belirtmek de hakkaniyetli bir değerlendirme olacaktır.
İthalat, tanzim satışları gibi uygulamalar ancak olağanüstü durumlarda geçici olarak uygulanabilecek önlemler olabilir. Bu yollarla tarımı terbiye etme, yönlendirme ve tanzim etme olanağı yoktur.