Taşeroncu politikanın bataklığı

Nereden nereye. Türkiye Suriye sınırında bir Rus uçağını düşürüyor. Türkiye’yi bu duruma getiren esas nedeni hatırlamakta yarar var. Taşeron, başkaları hesabına iş yapandır. AKP yöneticilerinin, zamanın Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Başbakan Erdoğan, son derece dostane Türkiye-Suriye ilişkilerini aniden kenara iterek, Esad’ı düşürmeyi ana politikaları yaptılar. ABD Irak`da Saddam Hüseyin`i savaşla yok ettikten ve ülkeyi parçaladıktan sonra, sırada ABD politikalarına karşı duran ve Golan tepelerini işgal ettiği için, İsrail karşıtı politika izleyen Esad’a gelmişti. Ne var ki ABD Suriye`ye kendi askerini göndermek istemiyordu. Bunun için NATO müttefiki Türkiye’yi ve mezhepsel nedenle Esad’a karşı olan Suudi Arabistan ve Arap Emirliklerini taşeron olarak Esad’a karşı savaşta kullanmayı uygun buldu. ABD tarafından desteklenen ve hatta sahnelenen “Arap Baharı” kapsamında, Suriye`de de Esad’a karşı gösteriler yapılmaya başlandı. Esad’ın diktatör olduğu ve muhaliflerine baskı yaptığı gerekçesiyle, Esad’ı düşürmek için düğmeye basıldı. Bu amaçla çoğu parayla dışarıdan getirilen terör gurupları silahlandırılarak sahneye sürüldü.
BATAKLIK ORAYA DÜŞENLERİ AŞAĞIYA ÇEKERABD, özellikle Suriye’nin büyük sınır komşusu olan Türkiye’yi Esad’a karşı en aktif güç olarak kullanmaya başladı. Suudi Arabistan ve Arap emirliklerinin bol paralarıyla on-binlerce terörist, Türkiye`ye üzerinden silah, para, gıda, sağlık ve lojistik destek alarak dört yıldır Esad’a karşı savaşmaktadır.Oysa Erdoğan ve Davutoğlu Esad’ın bir-iki aylık sürede düşürüleceğinden yola çıkmıştı.Türkiye, komşu ülke Suriye`deki ABD güdümlü savaş batağına çekildi. Daha fazla aşağıya çekilmeden bataktan çıkması gerekirken, Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin kan davası güdercesine izledikleri Esad karşıtı politikayla, batağa daha da çekilmektedirler. Rus uçağının düşürülmesi ve bunun büyük komşu ülke Rusya- Türkiye ilişkilerine vereceği zararlar, bu tehlikeyi açıkça kanıtlamaktadır. Yüzlerce terör grubu ve bunlardan bazılarının oluşturduğu “Özgür Suriye Ordusu”, bu paralı savaşta başarılı olamadılar. Saddam’ın Irak`ta düşürülmesinden sonra orada ülkenin önemli bir kesimini kontrolü altına alan IŞİD, bu ortamdan yararlanarak Suriye’nin de önemli bir kesimini kontrolü altına aldı. IŞİD`in hiç yoktan ortaya çıkarak, bu iki ülke topraklarının önemli bir bölümünü kontrolü altına alması, sadece ve sadece ABD’nin bu bölgedeki savaşçı, emperyalist ve sömürge amaçlı politikalarının sonucudur. Buna geçen haftaki yazımda da vurgu yaptım.Bu defa IŞİD, en kanlı ve insanlık dışı terör saldırılarıyla yalnız ABD’nin değil, kendi fanatik görüşlerine karşı olan her ülkenin baş düşmanı konumuna geldi. IŞİD`e karşı ABD’nin yanı sıra, Türkiye, İngiltere, Fransa, bazı diğer NATO ülkeleri ve son olarak da Rusya havadan saldırılarını yoğunlaştırdı.
RUS UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİUzunca bir beklemeden sonra, Rusya Esad’a destek vermek amacıyla Rus uçaklarını Suriye`de konuşlandırarak, Esad’a karşı savaşan tüm terör guruplarına karşı hava saldırılarını başlattı. Esad’a karşı olan terör örgütlerini destekleyen ABD, NATO ve Türkiye, bundan büyük rahatsızlık duydular. ABD ve NATO, Rusya’yı sadece IŞİD’e karşı hava saldırıları yapmaya çağırdılar.Rus uçaklarının daha önce Türk hava sahasını ihlal ettiği gündeme geldiğinde, NATO genel sekreteri, Türkiye’nin buna seyirci kalmaması ve NATO’nun Türkiye’nin yanında olacağı doğrultusunda bir açıklama yaptı. Böylece Türkiye Rus uçaklarına karşı saldırı konusunda açıkça teşvik edildi. Çünkü ABD güdümündeki NATO, soğuk savaşın bitmiş olmasına karşın, Rusya’yı bir tehdit olarak görüyor. Oysa Rusya`ya verilen güvencelerin aksine, iki Almanya’nın birleşmesinden sonra NATO, eski Varşova paktı ülkelerini NATO üyesi yapmakla kalmadı. Ukrayna, Gürcistan gibi Rusya’nın burnunun dibindeki ülkeleri de NATO ülkesi yapmaya çalıştı. Ukrayna ve Gürcistan krizi aslında ABD tarafından izlenen kışkırtmaydı. Buna Rusya kayıtsız kalmak istemedi. Gürcistan, Kırım ve Ukrayna’daki durum, Rusya’yı kuşatma stratejisinin sonucudur.Türkiye`ye, izlenen yanlış enerji politikalar sonucu, enerji bakımından dışa ve özellikle de Rusya`ya aşırı bağımlı bir ülkedir. Tüketilen gazın yüzde 55’i Rusya`dan gelmektedir. Son yıllarda ortalama 4 milyona yakın Rus turist her yıl Türkiye`de tatil yapmaktadır. Çok sayıda Türk firması Rusya`da çalışmaktadır. Türkiye-Rusya ekonomik ve ticari ilişkileri, çok yönlü geliştirilebilecek potansiyele sahiptir.AKP’nin izlediği ve asla Türkiye’nin ulusal çıkarlarıyla bağdaşmayan politikaları sonucu, Suriye, Mısır, Libya ve diğer Kuzey Afrika ülkeleriyle ekonomik ve ticari ilişkileri de büyük zarar görmüş ve bitme noktasına gelmiştir. Bunlardan gerekli ders alınacağına, şimdi de aynı hata Rusya`ya karşı yapılmaktadır. Rusya Türkiye`ye herhangi bir saldırıda bulunmadı. Rus uçakları, Türkmenlerinde yaşadığı bölgede, Esad`a karşı savaşan Elnusra terör gurubunu hedef almıştır. Türkmen halkın bombalandığı söylemi, aldatmacadır. 25 Kasım günü için ziyareti planlanmış olan Rusya Dışişleri bakanı Lawrow ile sınır ihlallerinin engellenmesi, daha da kesin bir dille konuşulabilirdi. Kasımpaşa kabadayılığıyla ülkenin özellikle de dış politikası yönetilemez.