Tayyip-Bahçeli-Adana-Mersin-Manisa

Tayyip Erdoğan için seçim sandığı artık adeta ekmek-su-hava misalidir. Zira kötü sonuç başına çok işler açacak.
Bu itibarla sandık sonucu adına kendi kendisini tekzip etmek dahil çok şeyi yapar.
Bahçeli ile son buluşmasının yorumu budur.
Kulislere sızanlara göre Tayyip Erdoğan’ı bu noktaya getiren şey ise anket sonuçları ve analizleriymiş.
Kürtlerden gelecek oy ile MHP oyu kıyaslandığında son tahlilde MHP oyunun ağır bastığı görülmüş hadise budur.
Tayyip Erdoğan İstanbul ama özellikle Ankara’da MHP oyu olmadan kazanamayacağını görmüş.
Peki iki parti arasında anlaşma nasıl mı olur?
Malum MHP, halen kendi partilerinde olan Adana, Mersin ve Manisa’yı istiyor.
Erdoğan, Mersin’i MHP’ye vermeye hazır.
Ancak, Adana ve Manisa’da aynı noktada değil zira oralardaki anketlerde MHP çok gerilerde.
Bu illere ilaveten Ankara Etimesgut gibi halen MHP’li olan bazı belediyelerdeki adaylıkları da pazarlık unsuru.
Tayyip Erdoğan Bahçeli görüşmesine, yaptırdığı çok sayıda anket sonuçları ile gitti ve bunları Bahçeli’nin önüne serdi.
Paylaşım mutabakatı engeller mi diye sorarsanız hükmüm şudur:
Bahçeli’nin boyun eğmekten yani evet demekten başka çaresi mi var?

Atatürk’e saldırması o bedava ev için mi?
Hem milliyetçi, hem Atatürk düşmanı olunmaz zira en büyük Türk Milliyetçisi Mustafa Kemal’dir.
Ama eğer gerçek değil de, sözde milliyetçi iseniz bunu yapabilirsiniz.
Kastettiğim isim güya Türkçü ve Milliyetçi diye bilinen Yavuz Bülent Bakiler’dir.
Bu adam TRT’de Pelin Çift’in programında, üstelik hiç gündem değilken birilerine yaranma adına, tartışılan program konusu olan Türkçe’yi bırakıp birden Atatürk’e iftiralarda bulundu ve onu İslam düşmanı ilan etti.
Programda karşısında cevap verecek kimse olmadığından salladı da salladı.
Programı yöneten Pelin Çift namuslu davrandı ve bir hafta sonra Yavuz Bülent Bakiler ile Namık Kemal Zeybek’i bu konuda karşı karşıya getirip tartıştırmak istedi.
Yavuz Bülent Bakiler bu çağrıdan kaçtı ve Zeybek’in karşısına çıkamadı.
Tanımayanlara, şair ve kültür adamı olarak bilinen Bakiler’i tanıtalım:
Azerbaycan kökenlidir.
1990 sonrası İslamcılarla fevkalade iç içedir ki, son durağı FETÖ’nün medyasıydı ve orada uzun yıllar kaldı.
Yavuz Bülent Bakiler’i ben, TGRT-Türkiye Gazetesinde beraber çalıştığımız dönem tanıdım.
Kitabımda ve makalelerimde defalarca aktardım, İhlasçılar bizim yanımızda değil ama, güvendikleri isimlerin yanında Atatürk’e nefret kusup “Geberen” nitelemesini yaparlardı.
İşte bu Enver Ören, Atatürk değerlendirmesine bayıldığı Yavuz Bülent Bakiler’e bir sohbet esnasında havaya girip bir ev hediye etmiştir.
Peki nedir bunun anlamı?
Yoksa Yavuz Bülent Bakiler gibi geçmişini Milliyetçi diye tanımlayan birinin, birden Atatürk karşıtlığına evrilmesi, cemaatlerden aldığı bu ev ve benzeri hediyelerden ötürü müdür?
Bu soru meşru zira 1980 öncesi Adalet Partisi hükümetinin Kültür Bakanlığı Müsteşar yardımcısı olan Yavuz Bülent Bakiler’in geçmişte sıkı bir Atatürkçü olduğunu bana aktaran, 1980 öncesi MİT’in MHP’deki resmi temsilcisi olan yakın köylüm merhum Galip Erdem’di.