‘Tek dişi kalmış canavar’ın yeniden kazanmaması için...
1 Kasım seçimlerinin, 7 Haziran seçimlerinden farklı olması gerekiyor. Çünkü sonuçlar aynı çıkarsa, aynı çözümsüzlük sürecini sil baştan yaşayacağız...Bu konuda en sağlam adımlar atan parti, “mutlak” iktidarını kimseyle paylaşmak istemeyen AKP...Paylaşırsa; hesap vermek zorunda kalacak. Bir de Erdoğan’ın başkanlık hesapları var elbette...Bu yüzden seçimden sonra “vermek zorunda kalacağı tavizlerin onda birini”, seçimden önce verip Meclis çoğunluğunu yeniden ele geçirmenin hesaplarını yapıyor.Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi ile “seçim ittifakı”, şu anda öne çıkan en açık formül...Eğer bu işbirliği gerçekleştirilebilirse AKP’nin son seçimde aldığı yüzde 40 küsur oyun üzerine yüzde 2’lik SP-BBP oyları da eklenecek ve AKP amacına rahatlıkla ulaşacak...Burada iki sıkıntı var:Bir: AKP’nin oylarının 7 Haziran’dan sonra erimeye devam ettiği ve yüzde 37’lere kadar indiği iddiası...İki: Saadet Partisi seçmeninin yarısından fazlasının asla AKP’ye oy vermeyeceğinin söylenmesi... ***Peki; ya CHP ve MHP? Onlar, daha fazla seçmenin oyunu almak için ne yapıyor?MHP’den başlayayım:Hiçbir şey yapmıyor. “Armut piş, ağzıma düş” diyerek bekliyor!Şehit cenazelerinin ve tırmanan PKK terörünün getireceği oyları bekliyor!***CHP ise her zamanki gibi “tartışıyor...” Çünkü parti gitgide Özal’ın ANAP’ına benzemeye başladı. Ancak Özal, ayrı zihniyetlerin tek ses vermesini sağlamıştı. Bugünkü CHP’de ise bölücüsü, tarikatçısı, liboşu ayrı telden çalıyor. Hepsinin tek derdi, tabanın büyük çoğunluğunu oluşturan Atatürkçüleri yönetmek...İşte; 1 Kasım seçimlerine böyle bir havada “hazırlanamayan” CHP’yle ilgili tek umut veren adım, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’ten geldi.Perinçek, önceki akşam buluştuğu Kılıçdaroğlu’na, “AKP’yi iktidardan indirmek için önerilerini” anlattı. Kılıçdaroğlu da bu teklifi içtenlikle dinledi.Umarım; CHP Genel Başkanı, “Bizim anayasamız Altı Ok’tur” diyen ve CHP’nin kuruluş ilkelerine en az bu parti kadar sahip çıkan Vatan Partisi’nin uzattığı eli geri çevirmez...Çünkü böyle bir dönemde sorun, üç-beş sandalye sorunu değil, vatan sorunu...CHP bu seçimlere Vatan Partisi ve hatta diğer Atatürkçü partilerle omuz omuza girmeyi başarırsa, küskün oyları da sandığa çekmek için bir “alternatif” yaratmış olur..***Kısacası; 2 Kasım 2015 sabahı aynı kâbusa uyanmamak için “yurtsever muhalefet”in el ele vermesi şart... Yoksa kazanan yine, “tek dişi kalmış canavar” olacak!
AKM!Seçim hükümetinde Kültür ve Turizm Bakanı olan Yalçın Topçu Habertürk’te bir programa katılmış. Sunucu Veyis Ateş’in, “AKM ne olacak?” sorusuna, soruyla hiç ilgisi olmayan, içinde Atatürk, Çanakkale Zaferi ve Libya geçen anlamsız sözlerle yanıt vermiş... Ateş dayanamayıp, “Konuyu AKM’ye nasıl bağlayacağınızı çok merak ediyorum” deyince Bakan Bey çok şaşırmış ve aralarındaki konuşma şöyle sürmüş:“Şu bizim hipodromdaki AKM’yi mi diyorsunuz?” “Hayır, Taksim’deki AKM’yi soruyorum.”“Haaa... Taksim’deki AKM’yi... O bina Taksim’e yakışmıyor!” ***Yıllarca İstanbul’un kültür sanat mabedi olan AKM Taksim’e çok yakışıyor da...Asıl sen oturtulduğun o koltuğa hiç yakışmıyorsun Yalçın Bey!
GÜNÜN SORUSUPartisinin “seçim hükümetine girmeme” kararına karşın Ahmet Davutoğlu’nun teklifini kabul ederek Başbakan Yardımcısı olan Tuğrul Türkeş, “Hakkımda laf edenler 2 sarhoş ile 3-5 çakal” demiş... Sorum kendisine:Adaylığınıza en sert tepkiyi Genel Başkanınız Devlet Bahçeli göstermişti; kendisi hangi kategoriye giriyor? Yıllarca onun yardımcılığını yaptınız; bu sözü o günlerde neden söylemediniz? Sarhoşun ya da çakalın yardımcısı olmayı kendinize nasıl yedirdiniz?
SÖZ SİZDE... (156+116)Bugün Abdullah Bey’e seslenme sırası, isminin saklı tutulmasını isteyen “çok özel” bir okurumda... Sizin de Gül’e soracaklarınız ya da söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com’a gönderin...***“Sayın Cumhurbaşkanım.Ben vatani görevimi, sizin döneminizde Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda yaptım. Bir yıla yakın bir süre, sizi her gün gördüm. Sürekli gülen yüzünüz, kibarlığınız, sol görüşlü olduğum halde arkadaşlarım gibi beni de etkiledi. Askerlikten sonra, sizin Huber’i terk etmediğinize ilişkin yazıları Mustafa Bey’in sütunundan tesadüfen okudum. İnanmadım. Hatta size iftira attığını düşünerek Mustafa Bey’e çok sert bir e-posta gönderdim. Sizin, Huber’i en geç birkaç gün içinde boşaltacağınızı, masrafları ödeyeceğinizi, kendisini yerin dibine sokacağınızı söyledim. O mektubu da mahalle kahvesinde arkadaşlarıma yüksek sesle okudum. Okumaz olsaydım. Size güvendiğim için şimdi arkadaşlarımın alay konusu oldum. Tüm kalbimle rica ediyorum: Mustafa Bey’i utandırın. O belgeleri gönderin. Kanlıca’daki evi, helal yoldan kazanılmış paralarla aldığınızı kanıtlayın. Suudi Kralı’nın hediyelerini, devlete çoktan teslim ettiğinizi söyleyin, bunu belgeleyin. Yoksa benim halim çok kötü Sayın Cumhurbaşkanım. Adım, ‘Huber N...’ye çıktı! Kahveye gidemez haldeyim. Saygılarımla.”
GÜNÜN İSYANIAKP Bolu eski İl Başkanı Ömer Sayın dün aynı partiden milletvekili aday adayı olmuş ve “Hilafet Türkiye’den battı, tekrar Türkiye’de ayağa kalkacak” demiş... İsyanım Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na:Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan sabıkalı bu parti hakkında yeni bir dava açmak için daha ne bekliyorsunuz? Halife’nin emrini mi?