Tek kramponlu yiğitler

Paralimpik Oyunları’nda ampüte atletler yarışıyor, ampüte yüzücüler de. Paralimpik Oyunları’na ampüte tenisçiler de masa tenisçiler de katlıyor. Ampüte okçu, eskrimci, voleybolcu, basketbolcu hatta ragbici bile Paralimpik Oyunları’na katılıyor. Bir tek ampüte futbolcular Paralimpik Oyunları’na katılmıyor. Neden biliyor musunuz?

Çünkü… Hani Lineker’in ünlü bir sözü vardır ya; “Futbol 90 dakika süren ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur" diye. Ampüte futbol da 50 dakika süren sonunda Türklerin kazandığı bir oyundur. Bu yüzden; ampüte futbol Paralimpik Oyunları’nda yok. Ampüte yağlı güreş Paralimpik Oyunları’na alınsın istemiyorum ki! Futbol, dünyadaki en popüler spor dalı. Görme engellilerin oynadığı futbol Paralimpik Oyunları’na dahil! Ampüte sporcular neredeyse tüm spor dallarında Paralimpik Oyunları’nda yarışıyor. Ama, neredeyse her seferinde Şampiyon olduğumuz ampüte futbol, engellilerin olimpiyatı Paralimpik Oyunları’nda yok. Dünya Ampüte Futbol Federasyonu Başkanı Arif Ümit Uztürk’ün, başkanlığını yaptığı spora daha da itibar kazandırması için bunu başaracağını umuyorum.

Ampüte Milli Futbol Takımımız yine bizi şaşırtmadı. Fransa’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda İsrail’i 6-0, Azerbaycan’ı 12-1, İrlanda’yı 5-0, Almanya’yı 11-0, Polonya’yı 5-1 ve finalde de İspanya’yı 3-0 yenerek Şampiyon oldu. Takımımız yarı final maçına dek hiçbir golde sevinmedi. Azerbaycan maçında fark daha da artabilecekken; maçın sonunda top gezdirdi; hakemler de maça uzatma eklemeden karşılaşmayı tamamladılar. Attıkları her gol harikaydı. Almanya maçındaki mükemmel paslaşmalar defalarca izlenir. Kornerden doğrudan gol olur mu; olur, hem de final maçında. Avrupa Şampiyonası’nı 3 kez üst üste kazandık, son Dünya Şampiyonuyuz. Tek üzüntüm, geçtiğimiz yıl Avrupa Ligi’nde 1-0 kaybettiğimiz İngiltere ile finali oynamamış olmak. Tanrı kraliçeyi korumuş.

TRT, Ampüte Milli Takımımızın karşılaşmalarından İsrail ile oynanan açılış müsabakasını ve İspanya ile oynanan final karşılaşmasını yayımladı. Halbuki, bu takımın tüm karşılaşmaları yayımlanmayı hak ediyor. Fransız rejisini beğenmediyseniz, keşke turnuvanın projeksiyonunu alsaydınız. Tüm karşılaşmalar EAFF (Avrupa Ampite Futbol Federasyonu) Youtube kanalından yayımlandı. Polonya ile oynadığımız yarı final karşılaşması Youtube’da Lehçe yayımlandı. Diğer karşılaşmaların ev sahibi ülkenin dili Fransızca ya da İngilizce yayımlanmasını anlasam da; yarı finalde bu Şampiyonların karşılaşmasını rakibinin dilinde yayımlanmasına üzüldüm.

MİLLİLERİN YERİ WEB DEĞİL EKRANDIR

TRT Spor Yıldız yayımladığı organizasyonlarla Türk Sporu’na hizmet ediyor. Ama özellikle son birkaç aydır; yayın akışı tercihleri hatalarla dolu. TRT’nin 2 spor kanalı var, çok önemli organizasyonların yayımını alıyorlar, iyi de yapıyorlar. Ama sonra, milli sporcularımızın karşılaşmalarını yayımlamıyorlar. Web üzerinden yapılan yayınlara yayın demeyin. TRT son aylarda İstanbul’da yapılan Olimpiyat Dünya Güreş Elemesi’ni yayımladı. Nesrin Baş’ın finali son anda TRT Spor’un futbol muhabbetinin arasında yayımlandı.

Bu yayın ile ilgili, TRT Spor Yıldız’da bir altyazı bile verilmedi. Karateden tekvandoya, halterden güreşe, judodan cimnatiği birçok Avrupa Şampiyonası TRT’de yayımlandı. Ancak TRT Spor’un futbol sohbet yayınları yüzünden milli sporcularımız web yayınlarına terk edildi. Sporu web yayınları ile yayamazsınız, kimse “trt.com.tr’yi açayım da sporcu olmaya özeneyim” demez. Bu kafayla Olimpiyatları yayınlayacaksanız, izin verin başkası yayımlasın. Bu hafta Avrupa Atletizm Şampiyonası düzenleniyor, yayın hakları TRT’de. TRT Spor Yıldız’da Milletler Ligi Voleybol Maç yayınları var. TFF Süper Ligi sona ermesine rağmen; TRT Spor’da ise hala kime ne yararı olduğu belirsiz futbol sohbetleri devam ediyor. Bu yüzden Cuma ve Cumartesi günü Avrupa Atletizm Şampiyonası’nın sabah seansları televizyon ekranlarına gelmedi. Cumartesi günü yarışlarını anca gece yarısı 03.00’te izleyebildik. Gerçi ben buna bile razıyım.

TRT’nin önceliği milli takımlarımız ve milli sporcularımız olmalı. TRT Spor’u diğer ülke takımlarının oynadığı futbol hazırlık karşılaşmalarına ve “Euro 2024’teki Milli Takım’a o oyuncu alınsaydı ne olurdu bu oyuncu alınsaydı ne olurdu”nun boş sohbetlerine ya da Fenerbahçe Kongresi’nde “Aman Ali Koç kazansın” taraftarlığına ayırırsanız; Milli Sporcularımızın yarışlarını ya hiç veremezsiniz ya da banttan vermek zorunda kalırsınız. Milletler Ligi’nde diğer ülkelerin voleybol karşılaşmalarını yayınlayın; ama önce Türk sporcuların mücadeleleri yayımlansın. Ülkemizi hiç ilgilendirmeyen iki ülkenin voleybol karşılaşmasını gece yarısı da yayımlayabilirsiniz.

İSMAİL NEZİR DE CAN ÖZÜPEK DE AVRUPA ŞAMPİYONASI’NDA

TRT’nin ses tonu, bilgisi ve ilgisi bakımından en değerli sunucularından ikisi Avrupa Atletizm Şampiyonası’nı sunuyorlar. TRT’nin sunucularını genelde eleştirmek istemiyorum. Çok değerli bir kamu görevi yapıyorlar. Ama ülkemizi temsil eden sporcuları onurlandıracak kişiler de bu sunucularımız. 400 metre engelli elemelerinde Berke Akçam serisinde birinci olup yarı finale yükseldiğinde “Berke, yarı finalde Yasmani Copello Escobar gibi ülkemizi temsil edecek” sözünü defalarca tekrarlayıp İsmail Nezir’den bir kez bile anmazsanız, eleştirilmeyi hak edersiniz. Ya da üç adım atlama elemesinde Necati Er’in yarışacağını arka arkaya tekrarlayıp Can Özüpek anca ekrana geldiğinde aklınıza geliyorsa eleştirilirsiniz.

Akşam seansında Tuğba Danışmaz ve Buse Savaşkan’ı izleyeceğimizi söyleyip Ramil Galiyev’in yarı finalinden bahsetmezseniz eleştirilirsiniz. Önce ülkemizi temsil eden sporcularımızı ekrana getirmeli ve bu oyuncuları onurlandırmalıyız. Atletizmi yayınlamaya zaman bulamıyorsanız; başarılı ya da başarısız; ülkemizi temsil eden sporcuların yarışlarını geceleri yayımlayın. Kamusal yayıncılık bunu gerektirir.

TUĞBA İLE YAŞANAN GURUR

Tuğba Danışmaz’ın 14.57’lik derecesiyle hem Olimpiyat barajını aşması hem Türkiye Rekoru kırması hem Avrupa İkincisi olması haftanın en önemli olayı bence. Ne Fenerbahçe kongresi ne Morinho’nun gelmesi bundan daha değerli olamaz. Olimpiyat barajını aşan Sultan Haydar’ın doping testi için numunesini saklamakla suçlanması ve bu nedenle Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyatlara gidemeyecek olması ise, haftanın en utanmamız gereken olayı.

Sultan’ın olayından sonra Yasemin Can ve Ali Kaya’nın Roma’ya götürülmemesi de kafaları karıştırdı. Bunun üzerine 20 km yürüyüş ve yarı maraton yarışlarında yarışan 10 atletten 6’sının yarışı bitiremeyişi ve birinin de diskalifiye olması bu kafa karışıklıklarını daha da arttırdı. Bu 4 yarışta yarışı tamamlayamayan ya da diskalifiye olan toplam 25 atlet var, 7’si Türkiye’den; bunun mutlaka bir açıklaması olmalı. Tamamlayamayacağınız yarışlar için neden Roma’ya gidiyorsunuz? Sonuncu olun, ama yarışı tamamlayın.

Tuğba Danışmaz ile yaşadığımız gururu ülkemizi finale çıkaran atletlerimizle de yaşayacağımızı umuyorum. TRT’de kendine yakışanI yapmalı ve milli sporcularımızı yalnız bırakmamalı! Spor kanallarında spor yayını yapılır; 3 kişinin saatlerce konuşması spor yayıncılığı değildir, ülke sporuna da hiçbir yararı yoktur!