Tekirdağ’dan Cape Town’a Kunduracı Ahmet Usta’nın Dr. Barnard’a Mektubu
Groote Schuur Hastanesi
Yönetimine,
Ben Türkiye’de bir ayakkabı ustasıyım ve kalp nakli konusundaki öncü çalışmalarıyla insanlığa önemli bir katkı sağlayan Dr. Barnard ve Dr. Blaiberg’e bir çift ayakkabı göndermek istiyorum. En kısa sürede ayak numaralarını bana iletmenizi rica ediyorum. Tekirdağ şehrimizden hastanenizdeki tüm personele en sıcak selamlarımı gönderiyorum.
Saygılarımla,
Ahmet Çuhacı
1 Mayıs 1968
1968’de, Türkiye’nin Tekirdağ ilinden Ahmet Çuhacı adında bir ayakkabıcı, Prof. Dr. Chris Barnard’a böyle içten bir mektup yollamıştı. Güney Afrika’nın Cape Town kentindeki Groote Schuur Hastanesi’nde dünyanın ilk kalp naklini yapan Barnard, bu devrim niteliğindeki ameliyatla uluslararası bir figür haline gelmişti. Ahmet usta, mektubunda Barnard ve ekibini bu başarılarından dolayı kutlayarak hediye olarak bir çift ayakkabı göndermek istediğini belirtmiş ve doktorların ayak numaralarını sormuştu. Başlangıçta hastane yönetimi tarafından arşivlenen bu mektup, hastanenin müze bölümünde sergilenmek üzere korunmakta olup bu tarihi olaya tanıklık eden bir belge olarak muhafaza edilmektedir.
NOBEL GARANTİ GİBİYDİ AMA…
Dünyanın ilk kalp nakli, Prof. Dr. Chris Barnard tarafından 2 Aralık 1967 gecesi yapılmış ve tıp tarihine devrim niteliğinde bir an olarak geçmişti. Cape Town’daki Groote Schuur Hastanesi’nde Barnard ve ekibi, daha önce hiç yapılmamış bir ameliyat yaparak 25 yaşındaki Denise Darvall’ın kalbini 53 yaşındaki Louis Washkansky’ye nakletmişti.
Bu sebeple Barnard’a verilecek Nobel bilim ödülü garanti görülüyordu. Fakat yaşadığı ülke Güney Afrika’nın o dönemde ırkçı bir Apartheid rejimiyle idare edilmesi Nobeli gölgelemişti. Bahane olarak da Barnard’ın ameliyatı, özellikle organ reddini azaltan azatiyoprin gibi bağışıklık baskılayıcı ilaçlardaki ilerlemeler sayesinde mümkün olmuş ve bu ilaçlar, başka bilim insanları tarafından zaten daha önce keşfedilmişti, deniliyordu. Barnard, başarısını mevcut araştırma ve araçlar üzerine inşa ettiği için, onun cerrahi katkısı Nobel Ödülü kriterleri bağlamında daha az orijinal olarak görülmüştü. Halbuki 1960’larda cerrahi alanda devrim sayılacak bir başarı halkında böyle bir mazeret esas neden olarak kabul edilemezdi. Alınan tavır şüphesiz ona değil ülkedeki Apartheid rejimineydi. Barnard yine de dünyanın birçok ülkesine davet edilmiş, devlet adamlarıyla tanışmış, el üstünde tutulmuştu. Bu inanılmaz başarı kısa sürede dünya genelinde manşetlere taşınmış ve hatta Türkiye’de de 4 Aralık 1967’de "tıp tarihinde yeni bir sayfa" olarak halka duyurulmuştu. Ameliyat hakkında Türk gazeteleri ve radyolarında günlük haberler yapılmış, böylece Dr. Barnard evlerde konuşulan bir isim haline gelmişti. Barnard’ın ünü, Urfalı Babi’nin, “Doktor Barnard, Doktor Barnard, gel de çabuk kalbimi tak” diye seslendirdiği bir halk şarkısına bile ilham olmuştu.
CAPE TOWN’IN KALBİ
Tekirdağ’daki mütevazı dükkânında çalışan ayakkabıcı Ahmet Çuhacı, dünya meselelerine olan merakı ve ilgisiyle tanınıyordu. Ortaokul mezunu olan Ahmet usta, gazete ve radyodan güncel olayları takip ediyor ve Dr. Barnard’ın tıbbi başarısının önemini anlıyordu. 1 Mayıs 1968’de Groote Schuur Hastanesi yönetimine İngilizce bir mektup göndererek, Dr. Barnard ve Dr. Blaiberg’e minnettarlığını ifade etmek için ayakkabı göndermek istediğini belirtmişti.
Ahmet ustanın mektubu Cape Town’daki hastaneye ulaşmıştı, ancak yönetimin nasıl bir yanıt verdiği, ya da verip vermediği bilinmiyor. Christian Barnard Müzesi, mektubun özellikle Türk ziyaretçiler arasında taşıdığı önemi kabul ederek ve şu ek bilgiyi verdi: “Mektuptan sonra, ayakkabıların gönderilip gönderilmediğine dair bir kaydımız yok. Dr. Barnard’ın kızına sorduk, Barnard hanım böyle bir şeyi hatırlamadığını, ancak yine de Ahmet ustaya iyi niyetinden ötürü teşekkür ederiz, dedi.” Tarihi ameliyatın yapıldığı ameliyathane daha sonra “Cape Town’ın Kalbi” müzesine dönüştürüldü ve Ahmet ustanın mektubu o döneme ait diğer eserlerle birlikte halen bu müzede sergilenmektedir.