Tekke ve zaviyeler (2)

"Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasıyla İlgili Kanun"un yürürlükten kaldırılması için girişimde bulunan AKP milletvekili Haluk Özdalga hakkında TBMM kaynaklarında şöyle bir bilgi var: "10 Ocak 1948'de İstanbul'da doğdu. İnşaat Yüksek Mühendisi; Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamladı. Altyapı ve çevre konularında hizmet veren bir mühendislik firmasının kurucusu oldu ve yöneticisi olarak çalıştı. Toplumcu Düşün ve Sosyal Demokrat Ufuk dergilerinin editörlüğünü yaptı. Siyaset felsefesi, dış politika ve güncel sorunlar üzerine pek çok gazete ve dergide makaleleri yayınlandı. Avrupa sosyal demokrasisini anlatan "Sosyal Demokrasinin Oluşumu" ve "Kötü Yönetilen Türkiye" adlı kitapları basıldı. 23. Dönemde Ankara Milletvekili seçildi ve TBMM Çevre Komisyonu Başkanlığı görevinde bulundu. 24. Dönemde Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi oldu. Çok iyi düzeyde İngilizce ve İsveççe, az düzeyde İtalyanca ve Rusça bilen Özdalga, evli ve 2 çocuk babasıdır."

***

Aferin ve pek güzel! Maaşallah tahsil ve terbiyesi pek kuvvetli. Amma ve lakin tarih ve hukuktan haberi yok.

Yaptığı önerinin gerekçesinde, İnkılâp Kanunları'nın Korunması başlığını taşıyan Anayasa'nın 174. üncü maddesinin 'inkılap kanunu' olarak nitelendirilen sekiz adet kanuna atıfta bulunduğu belirtilerek, '677 sayılı Kanun bunlardan biridir. Anayasa'nın 174'üncü maddesi, getirilen korumayı şöyle tanımlamaktadır:'Anayasanın hiç bir hükmü... İnkılâp kanunlarının, Anayasanın halk oyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz'. Açıkça görüldüğü üzere bu Anayasal hüküm, inkılâp kanunlarının yasama erki tarafından kısmen veya tamamen değiştirilmesi için bir engel teşkil etmemektedir" diyor.

***

AKP'nin Anayasa profesörcüleri bile anayasadan anlamadıklarına göre, Bay Özdalga'nın anayasa hukukundan anlamaması kınama konusu olmamalı.

Dün de yazmıştım: Anayasa'nın 174. maddesi, Anayasanın Başlangıç Bölümü ile 2. ve 24. maddelerine göre değerlendirildiği zaman, Anayasa'nın 4. maddesinde yer almamış olsa da değiştirilmezlik zırhına sahip olduğu anlaşılır. Dolayısı ile onun koruduğu 8 devrim yasası da değişmezlik parantezine girer. 174. madde olmasaydı da laiklikle ilgili oldukları için değiştirilemezlerdi. 174. Madde, değiştirilmezliklerine çift dikiş atıyor.

174. maddede anılan 8 Devrim Yasası, birbirleriyle ilişkili olup bir bütünlük meydana getirirler. Laik devlet bu 8 devrim yasası üzerinde durmaktadır.

Ha, Bay Özdalga'nın önerisi yasalaşır mı? Yasalaşır. AKP oy çoğunluğu anayasa-babayasa tanımadığı için yasalaşabilir. Ama bunun bir de sonrası var: "Yaz duvara kalsın bahara" durumu olmaz.

***

Kanunun günümüzde herhangi bir ihtiyacı karşılama niteliği taşımadığını savunan Özdalga, "En önemli gerekçe bu kanun artık Türkiye'de hiçbir ihtiyacı karşılamıyor" demiş. Kimileri bu yasaya karşın falcılık, büyücülük, üfürükçülük gibi yamuk işler yapıyormuş.

Çok güzel ve aliyülâlâ! "Millet bu yasayı artık takmıyor; gizli tekke ve zaviyeler var!" demek istiyor. Bu da çok güzel! O zaman, İçişleri Bakanlığı'nı,Adalet Bakanlığı'nı göreve çağırsın. Bu memlekette Cumhuriyet Savcıları mı yok yani?

Özdalga, "Cemevlerinin ibadet yeri olamayacağını ileri sürenlerin kullandıkları önemli gerekçelerinden bir tanesi de bu kanun. O gerekçede ortadan kalkmış olacak" demiş.

Böyle bir lafa "Alıp da kaçan mı?" denir. Alevilere sorsun bakalım, Cemevlerinin tekke ya da zaviye olduğunu kabul ederler mi? Yoksa Cemevi onların Camisi mi?

Muhterem, ne anayasa ne yasa dinliyor, üstelik Cumhuriyet tarihini de bilmiyor.

***

Bakın, M.K.Atatürk, Tekke ve Zaviyeler'in kaldırılmasına ilham veren konuşmasında ne diyor:

"Bugün bilimin, fennin, bütün her şeyiyle uygarlığın aleviyle yüz yüze gelişinde filan veya falan şeyhin yol göstericiliğinde maddi mutluluğu ve maneviye arayacak kadar ilkel insanların Türkiye uygar toplumunda varlığını asla kabul etmiyorum. Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır."

Bu ne demek? Şu demek:

"Tekke, zaviye tarikat örgütlenmesi, safsata ve doğmalar temelinde bir araya getirdiği insanları hayattan, bilimden ve gerçek ihtiyaçlardan kopartıyor ve katı kurallarla ortaçağa bağlıyordu. Bu kurumlar; başlarındaki şeyhler; dervişler vb. eliyle geniş kitleri feodal baskı altında tutuyordu: Bunlar, içe dönük yapılarıyla her türlü yeniliğe karşıydılar. Çoğu zaman 'hazır kıta' özellikleriyle, Osmanlı İmparatorluğu'nda politik gelişmelere müdahale için kullanıldılar. Bunlar aynı zamanda başlarındaki dini otoriteye alabildiğine menfaat ve sömürü olanağı da sağladılar." (Ferit İlsever, Cumhuriyet Devrimi Kanunları, Kaynak Yayınları, 2000, s.68).

***

Ferit İlsever, ilmiye sınıfının, tarikat, tekke ve zaviye şeyhlerinin ve mensuplarının III.Selim, II.Mahmut, Abdülaziz gibi reformcu padişahlara karşı çıktıklarını ve III.Selim'i öldürdüklerini hatırlatmak istiyor.

Daha sonra Demokrat Parti'nin kurucuları arasında yer alacak olan Refik Koraltan ve 5 arkadaşı önerdikleri ve 30 Kasım 1925 tarihinde kabul edilen "Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına Dair Kanun"un gerekçesinde şöyle diyorlardı:

"Tekkeler ve zaviyeler gibi İslam dininin zorunluluklarından olmayan kurumların, sahiplerinin gölgesi altında, halkı karıştırmaya ve siyasi maksadının değerini arttırmaya ne kadar uygun olduğunu, mal ve canca birçok fedakarlıkları gerektiren son gericilik (Şeyh Said Ayaklanması. Ö.İ.) olayını yeniden basına bildirdik ve devletin esenliği ve sukûnetinden kaygılananların dikkatini çektik." (Age.s.71)

***

Bay Özdalga, kaldırtmak istediği yasanın gerekçesini mutlaka okumalı ve ondan sonra ısrarlı ise kendi önerisinin 30 Kasım 2014 tarihinde yasalaştırmasını AKP grubundan istemeli.

Halep ve arşın meselesidir bu ve anlamlı olur!