Teknolojide tek kutuplu düzen bitti!

ABD hâkim sınıflarını, tek kutuplu dünya düzeni kurmaya heveslendiren, bilişim teknolojisinde sağlanan küresel hâkimiyet olmuştu. Francis Fukuyama’nın şimdi utandığı “Tarihin Sonu” tezinin ya da Milton Friedman’ın hala sürdürmeye çalıştığı “Dünya Düzdür” zırvasının sözüm ona kanıtları buydu.

Aydınlık yazarı değerli İngiliz Marksist iktisatçı Michael Roberts’ın çok isabetli olarak belirttiği gibi, esas olarak ABD’deki kâr oranlarının düşmesiyle kendini gösteren ve son 30 yıldır baş aşağı giden ekonomik hakimiyet, neo-liberal dünya düzeninin sonunu getirdi. Başta Çin olmak üzere Asya ülkelerinin istikrarlı kalkınması ile, ABD ve Batı’nın dünya ekonomisi içindeki payları giderek artan oranda azalıyor.

Ancak ABD’nin bilişim teknolojisi alanında, “erken kalkan yol alır” kıssasından hareketle sahip olduğu üstünlük de bitiyor. Esas olarak Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra 90'lı yıllarda, ABD internet teknolojileri ile açık ara öne geçmişti. Çünkü internetin hızla yayılması ile ABD teknoloji şirketleri tüm gezegeni hem fabrika hem de pazar olarak gördüğü bir dönem başlattı. Microsoft, Apple, Meta, Amazon gibi bir avuç şirketin akıl almaz boyuta ulaşmasına, devasa zenginliğe ve azman bir güce ulaşmasına imkân verdi. ABD, bilişim alanında tam hakimiyet kurmaya oldukça yaklaşmıştı.

Rusya’nın bütün mazlum milletler hesabına başlattığı Ukrayna harekâtı ile bu süreç sonuna geldi. ABD’de bu şirketlerin devasa ölçeklerini ne kadar sürdürebilecekleri yoğun olarak tartışılıyor.

ABD’NİN KÜRESEL TEKNOLOJİK  HÂKİMİYET RÜYASI BİTİYOR

ABD’nin ve AB’nin giderek bir bağımlı davranışına dönüşen “yaptırım”ları, bu küresel dev şirketleri vurmaya başladı. Zaten Kovid 19 salgını nedeniyle tedarik zincirlerinde kopmalar nedeniyle sıkıntılı günler yaşarken Rusya’ya karşı yaptırımlar, bardağı taşırdı.

ABD merkezli birçok teknoloji devini büyük bir uluslararası çatışmada taraf olmaya itti ve platformlarının gücünü Rusya’yı karalamaya çevirdi. Son olarak Twitter’ın Birleşmiş Milletler denetçisi ve eski CIA analizcisi Scott Ritter’i dahi yasaklaması, bu dev küresel şirketlerin tarafsızlık foyasını ortaya çıkardı. Turuncu darbelerin tezgâhlanmasında oynadıkları menhus (uğursuz) rol, bilinen söz konusu teknoloji şirketlerinin, devletlerin bağımsızlık ve egemenlik hakkına darbe vurduğu gerçeği, daha açık olarak bilince çıkıyor. Gelişmekte olan ülkelerin devletleri, internet aracılığıyla yaratılan küresel karabasana karşı etkili önlemler almaya yöneldi.

Bu arada Çin, ABD merkezli teknoloji endüstrisinin atölyesi haline geldi. İlişki her iki tarafa da yarar sağladı. Çin, bilişim teknolojisinde olağanüstü sıçrama yaptı. Mülkiyeti çalışanlarına yayılan Huawei gibi dünya çapında yaygın bir teknoloji devi yaratıldı. ABD ve AB, Huawei’nin gelişmesine ket vurmak için, yaptırımlara ve keyfi engellemelere başvurdular. O kadar hayâsızlar ki, Huawei’nin başkanlığını üstlenen eski başkan yardımcısı Bayan Meng Wanzhou’yu 3 yıla yakın Kanada’da “gözaltında” tuttular. Gerekçe de Huawei’nin İran’a ABD yaptırımlarına uymamasıydı. Bayan Meng, 28 Mart 2022 günü Huawei’nin ABD yaptırımlarına karşın karını yüzde 76 oranında artırdığını, toplam satışlarının 100 milyar dolar, karlarının ise 18 milyar dolar olduğunu duyurdu. (1)

 Teknoloji alanında Huawei’nin başarısını, Lenovo, ZTE, Xiaomi, Oppo, Tencent, Bytedance, Alibaba gibi dünya çapında Çin markaları izliyor.

ABD’nin Çin’i engelleme stratejisinin bir parçası olarak, Çin’de faaliyet yürüten ABD ve diğer batılı şirketlerin üretimini kendi ülkelerine taşıması teşvik ediliyor. Onca gayrete rağmen teknoloji şirketlerinin çoğu Çin’de kalmayı tercih ediyor. Ancak, Çin’e ve Rusya’ya yaptırımların artması, Amerikan şirketlerini gönülsüz de olsa çekilmeye zorluyor.  Sonuç olarak, ABD’nin tek bir küresel teknoloji pazarı rüyası sonuna gelmiş bulunuyor.

ÇOK TARAFLI INTERNET

İnternet standartları, internet sistemlerinin ve cihazlarının çalıştığı ve etkileşimde bulunduğu teknik, fikir birliğine dayalı ve ortaklaşa benimsenecek kurallardır. Bu kurallar, veri yönlendirme, veri biçimlendirme, bilgisayar ara bağlantısı ve trafik şifreleme gibi işlevleri ve süreçleri yönetir. Farklı cihazların, farklı dillerin ortaklaşa çalışmasını sağlar. İnternet’in uluslararası eski deyişle “enternasyonalist” olması, doğası gereği. Enternasyonalizme nasıl ulaşılacağına ilişkin kadim tartışma hayat tarafından bir kez daha önümüze kondu. Bilimsel sosyalistlerin, uluslararasılaşmanın ancak milli devletler temelinde oluşturulacağı görüşü, çok acı tecrübelerle doğrulandı. Şimdi internette milli devletler üzerinden işbirliği kuruluyor. İnternette tek kutupluluk bitiyor ve çok taraflılık gerçekleşiyor.

Kimi teknoloji tutkunlarının bu gelişmeden dehşete kapılması, “splinternet” yani parçalanmış internet diye isimlendirip feryat figan etmeleri ise yadırgatıcı. Çünkü, internet felsefesinin temeli, ademi merkeziyetçiliğe dayanıyor. Dijital dünyanın etkili websitelerinden Axios’un teknoloji yöneticisi Scott Rosenberg’in belirttiği gibi, “Daha fazla yazılım, hizmet ve hatta donanım sağlayan yerel şirketlerle yeniden yapılandırılmış bir uluslararası teknoloji düzeni, bir avuç şirketin milyarlarca müşteriye hizmet verdiği günümüz dünyasından daha çeşitli, dayanıklı ve canlı olabilir.” (2)

ÇİN-RUSYA ORTAK AÇIKLAMASINDA İNTERNET

Rusya ve Çin, ABD’nin bu alandaki tekelinin kırılması ve Birleşmiş Milletler’in kuruluş anayasasına göre bir internet düzeni oluşturma çabasına hız verdi. 4 Şubat’ta Pekin Kış Olimpiyatları öncesi yapılan Xi-Putin ortak açıklamasında şu satırlar önemli: “Taraflar, İnternet yönetişiminin uluslararasılaşmasını desteklemekte, yönetişim için eşit hakları savunmakta, İnternet’in ulusal kesimlerini düzenlemeyi ve güvenliğini güvence altına almayı içeren egemenlik haklarını sınırlanma girişimlerinin kabul edilemez olduğuna inanmaktadır. Taraflar, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin bu meselelerin ele alınmasına daha geniş katılımıyla ilgilenmektedir.

“Taraflar, hükûmetler arasındaki ilgili 2015 yılı anlaşması temelinde uluslararası bilgi güvenliğinde ikili işbirliğini derinleştirmeyi amaçlar. Bu amaçla, taraflar, yakın gelecekte Rusya ve Çin arasında bu alanda bir işbirliği planı kabul etme konusunda anlaşmışlardır.” (3)

ABD’NİN TELAŞI

Bu girişime, interneti korumak adına şiddetle karşı çıkmak, aslında ABD’nin bu alandaki hâkimiyetini koruma çabası.

Nitekim, Atlantik Konseyi’nin “Siber Devlet Yönetimi Girişim” örgütünde çalışan, The Washington Post ve The Atlantic gibi gazete ve dergilerinin yazarı Justin Sherman, Çin’in milli internet için teknoloji geliştirmesinin, uluslararası kabul görmesinden dehşete kapıldığını saklamıyor. ABD’de Çin’i en yakından izleyen merkezlerden biri olan Jamestown Foundation’un “China Brief-Çin Özeti” dergisinde şöyle şikâyet ediyor:

“İnternet egemenliği, devletlerin geleneksel egemenlik kavramını, dahili planda İnternetin tüm yönlerine uygulanacak şekilde genişletme arzusudur. Dolaylı olarak internetle ilgili faaliyetlerde yukarıdan aşağıya kontrollerin yolunu açar. Rusya, İran ve Vietnam gibi ülkelerin yanı sıra Çin, dünya çapında internet egemenliği hareketini teşvik etmede öncü olmuştur.

“Merkezi Çin'in Shenzhen şehrinde bulunan büyük bir uluslararası telekomünikasyon şirketi olan Huawei, ‘Yeni İnternet Protokolü Çerçevesi’ geliştirerek Mayıs 2020'de manşetlere çıktı. Teknik belge, mevcut internet protokolü tasarımının eksikliklerini gidermek ve‘gelecekteki İnternet protokolü’nü oluşturmak için yeni bir çerçeve önermiştir. Çin hükümeti, milli internetini inşa ettikten sonra, BM Sözleşmesine dayanan yeni bir internet standartları paketine odaklandı. Çin Standardizasyon İdaresi ve Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı Mart 2019'da Çin'in 2020 yılına kadar internet kaynak yönetimi ve endüstriyel büyük veriyi içerecek bir endüstriyel internet standart sistemi kuracağını açıklamıştı. Bu, Çin hükümet yetkililerinin devam eden “internet egemenliği” tezinin uygulandığını gösteriyor.” (4)

MİLLETLERARASI AHENK VE İŞBİRLİĞİ İÇİN

Büyük vatansever şairimiz Nazım Hikmet şöyle diyor: 

“Sabahın sahibi vardır

Gün daima bulutta kalmaz.

Herhal ileridedir

 yaşanacak günlerin

     en güzelleri…”

Ve ne güzel ki Twitter, Facebook, Instagram, Whatsapp, Google vb. hegemonya araçlarının yarattığı karabasan dağılıyor.

Büyük Atatürk’ün 1933 yılı Mart ayında dile getirdiği “Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünde yok olacak ve yerlerine, milletlerarası hiçbir renk, din, ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı gelecektir.” öngörüsü gerçekleşiyor.

Atatürk’ün müjdesi bugün, top ve füze sesleriyle hayata geçiyor. Milletlerarası ahenk ve işbirliğini kurmak için, birinci koşul emperyalizmin tasallutundan kurtulmaktır.

DİPNOTLAR:

1. https://asia.nikkei.com/Spotlight/Huawei-crackdown/Huawei-net-profit-up-76-in-2021-despite-U.S.-crackdown

2. https://www.axios.com/globalist-dream-dying-russia-china-big-tech-db3b30d9-b74f-476e-b321-77457edf7cca.html

3. Teori, “Yeni Bir Çağa Giren Uluslararası İlişkiler ve Küresel Sürdürülebilir Kalkınma”

Mart 2022, s.49, çeviren Işıkgün Akfırat.

4. https://jamestown.org/program/huaweis-global-advancement-of-alternative-internet-protocols