'Temas muhakkak'
Amerikan muhipleri şöyle bir denklem kurmaya çalışıyor: Rusya ve ABD aralarında anlaştı, Suriye federal bir ülkeye dönüştürülerek sünni, kürt vs özerk bölgelerine ayrılacak.
Aynı liberal muhipler, Suriye Cumhurbaşkanı Esad’ın da, Kuzey Irak ve Fırat’ın doğusundan Afrin’e giden ABD destekli PKK militanları ve silahlara yol verdiği iddiasını ortaya attı.
Hatta İdlib’de Suriye ordusunun ve İran güçlerinin Türk ordusuna ateş açtığını bile ileri sürdüler.
Afrin’de Türk askerlerine düzenlenen saldırılarda kullanılan füzelerin Rus malı! olduğunu FOX kanalında hayretle görüyoruz!
İngilizler ki, onlar yüz yıllık kara propaganda tekniklerine sahiptir, Suriye ve Rusya ile Türkiye’nin arasını açmak için her tür 5. Kol faaliyetini yürütüyor.
Sahnede her zamanki gibi yalan haber şampiyonu “Ak Miğferler” var. Bunlar aynı zamanda kelle kesen El Nusra teröristleri.
YPG/PKK da Amerikan İngiliz yalan haber ağından nemalanıyor elbette.
Sivil katliamı, öldürülen bebekler vs.
Türkiye’ye Esad ile anlaş baskısı yüzünden İran bile bu propagandaya alet olabiliyor.
Tabii bütün bunlar AKP yönetiminin Esad ile masaya oturmama inadından kaynaklanıyor.
Bu da ABD’nin elini güçlendiriyor.
Serdar Turgut, Washington’dan “ABD ile Rusya federal Suriye üzerinde anlaştı, AKP de buna sıcak” türünden kulis yazıları yolluyor.
Tabii Ahmet Davutoğlu’nun yeniden sahneye çıkışı ve düşürülen Rus uçağı, Şam ve Moskova’da önemli bir irritasyon yaratıyor.
Beştepe Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, “Şam ile kesinlikle temas yok, bazı yönlendirme şeklindeki yaklaşımların gerçekçi olmadığını ifade etmek gerek” açıklaması da ABD’de sevinçle karşılanıyor.
Ancak dün gündüz ve gece meydana gelen iki gelişme, Amerikaseverler cephesinde hayal kırıklığına yol açtı.
Birincisi Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un ABD'yi, Suriye'yi bölme planları yapmakla suçlamasıydı.
Lavrov, Moskova'nın, bu planların içeriğinin tam olarak ne olduğunu Washington'a soracağını söyledi.
Bu şu anlama geliyor: Rusya Suriye’nin federasyon yoluyla bölünmesine karşı olduğunu ilan ediyor.
Lavrov’un açıklaması ile paralel sayılabilecek bir Avrasyacı gelişme de Kremlin’den gelen bir açıklama oldu.
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, İran, Rusya ve Türkiye liderlerinin Suriye konusunda yeniden bir zirve düzenleme olasılığına işaret etti.
Bunun sonrası bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan da yeni üçlü zirvenin İstanbul’da yapılacağını açıkladı.
Bizi mutlu eden ikinci gelişme ise daha önemli ve eylemli bir olaydı.
Dün gece PYD’yi koruyor yalanlarının hedefindeki Esad güçleri, Fırat’ın 8 kilometre doğusundaki bir PYD/PKK karargahını vurdu.
ABD’nin demokratik Suriye güçleri kılıfıyla koruduğu bu PKK karargahının vurulmasının ardından bu kez ABD uçakları Suriye ordusuna saldırdı.
Rusya bu gelişmeyi, ABD’nin meşru bir ülkeye karşı açık saldırısı olarak tanımlarken, Amerikan ordusunun Afrin’de provokasyon peşinde olduğunu duyurdu.
İsrail ve Amerikan casusu medyada çıkan Esad ve Putin PYD’yi Türkiye’ye karşı destekliyor yalanı da böylece çöpe atılmış oldu.
Şimdi mesele Rusya’nın Afrin hava sahasını açmasına kaldı.
Rusya, 3 Şubat’ta İdlib’de Su-25 tipi savaş uçağının Amerikan MANPAD füzesi ile düşürülmesinden sonra, bu tarz saldırılara karşı Afrin ve İdlib hava sahasını kapsayacak şekilde yeni bir elektronik hava savunma sistemi kurma kararı almıştı.
90’lı yıllarda Güneydoğu’da PKK terörüne karşı mücadele eden Türk ordusunun üs ve karakollarında duvarlarda “Temas Muhakkak” diye yazılırdı.
Bu, PKK teröristleriyle mutlaka çatışmaya girileceğini haber veren bir uyarıydı.
Şimdi ise Münbiç’te ABD ordusu, tüm Suriye’nin kuzey sınırında da PKK’ya karşı temas muhakkak oldu.
Diğer yandan da Esad rejimi ile de “masada temas muhakkak ve şart” oldu.
ABD ve İsrail’in Suriye’ye yeni bir saldırı planlarının olduğu söylentisi var.
Bunu dillendiren ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da haftaya Ankara’ya geliyor.
Türkiye’nin gözü dönmüş T-Rex ve Kuduz Köpek Mattis’e karşı sağlam durması için de bu söz ettiğim temasın muhakkak sağlanması gerekiyor.
ABD’DE 2008’İN AYAK SESLERİ
ABD’de de ekonomik krizin tıkırtıları duyulmaya başlandı.
Borsada 2008’den bu yana en büyük şok düşüş yaşandı.
Bir günde Wall Street yüzde 5 değer kaybetti.
Ekonomi köşelerinde likidite, faiz, tahvil, konsolidasyon geyikleri yapılıyor, kimse bir şey anlamıyor.
Halbuki olan şu: ABD 2008’deki tarihinin en büyük yapısal kapitalist krizinden sonra karşılıksız dolar basmaya ve piyasalara sürmeye devam etti.
Artık dünyada aklı başında herkes de bunu görmeye başladı.
Bu artık bir ekonomik küresel kriz değil, bir dolar krizidir.
Bu kriz 2018’de patlayabilir.
1929’da Variety gazetesi büyük buhranı başlatan şok borsa çöküşünde: “Wall Street bir yumurta bıraktı” diye yazmıştı.
Wall Street önceki gün de benzer bir yumurtayı orta yere bıraktı.
Bu dev yumurtadan yeni bir kriz dinozoru çıkacak gibi görünüyor.
ABD’nin eski Hazine Bakanlığı müsteşar yardımcısı yazar Paul Craig Roberts, bu borsa düşüşünü doların sorgulanmasına bağlıyor.
Roberts, Amerika’daki varlık piyasalarında büyük bir “düzeltmenin” yolda olduğunu söylüyor.
Bu durumun Rusya ile Çin’in dolar kullanımından uzaklaşmasın hızlandıracağını belirtiyor.
Türkiye’de ABD’nin ekonomik kriz ve yaptırım tehdidinden korkanlara duyurulur.
Bırakın Rıza Sarrafı filan artık, kim korkar hain kurttan?