Terör tavizle çözülmez-(TAMAMI)
Tanrı aşkına şu CHP’nin haline bir bakar mısınız?
Oslo’da devletin satışa çıkarıldığını, devletin teröristle müzakere edemeyeceğini bile bile, Sayın Prof. Koç’un açıklamalarından sonra “Gerekirse Oslo görüşmelerine başlanabilir!” diyerek partisini karıştıran TESEV ve SOROS memuru Kemal Bey’in sözlerine bir bakın! Aynı sıralarda Başbakan Yardımcısı Arınç ne diyorsa onu tekrarlıyor.
Bir de muhafelefetten yükselen seslere bakalım? O ses bir kez daha Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in sesi. Mektuplara Onur Öymen’le başlayalım.
“Hükümetin PKK terör örgütüyle müzakerelerde bulunarak soruna çare araması, teröre son vermek için terör örgütlerinden medet ummak anlamına gelmektedir.Yabancıların önerdiği gibi teröre siyasi çözüm aramanın anlamı o örgüte beklentileri doğrultusunda taviz vererek meseleyi çözmeye çalışmaktır. CHP Sözcüsü Sayın Haluk Koç’un açıkladığı Oslo mutabakatı da Hükümetçe hangi konularda ne gibi tavizler verilmesinin öngörüldüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Sayın CHP Genel Başkanı’nın eğer silah bırakmaya yol açacaksa, Oslo görüşmelerinin devamını desteklediği yolundaki sözleri CHP’nin yıllardan beri savunduğu “elinden silahı bırakmayan, silah zoruyla siyasi çözüm dayatmaya çalışan bir terör örgütüyle müzakere edilmez, mücadele edilir” yaklaşımına ters düşmektedir.
Bu konunun CHP’nin en üst karar organlarında görüşülerek partinin
izlediği temel politikalar doğrultusunda terörle müzakereyi reddeden ve etkili bir mücadeleyi savunan bir karara bağlanması kaçınılmaz bir görev haline gelmiştir.
Sevgiler, saygılar Onur Öymen”
‘İşte CHP’ye yakışan kadın’
İkinci mektup da hiciv denemeleri var. Gene ülkenin halinden manzaralar sunan Yılmaz Dağdeviren sanırım bunları sadece bize göndermiyor. Sosyal medyanın da artık izlenen bir yazarı sayılır. Cesur atak ve gerçekçi, Türk basınında bulamadığınız iğnelemeleri ondan sık, sık alıyoruz. Eski TRT’ci gene görev başında. Tebrikler Dağdeviren;
“İşte CHP’ye yakışan kadın.
Ve önemli bir Atatürkçü , hukukçu hanımefendi; Emine Ülker Tarhan.
“Nasıl olur da bu sözleri söyleyen CHP’li genç kadın Kılıçdaroğlu adındaki zatla yan yana oturur?” diye sakın üzülmeyin. Aslında Haluk Koç da Adnan Keskin de Gülsün Bilgehan da aynı düşüncedeler. YCHP Genel Başkanı bunların sözlerine kulak verse gidişi itile kakıla olmaz. Yakında yerel seçimler yapılıyor ve YCHP Kılıçdaroğlu sayesinde kümenin altına düşerse o zaman yolcu Abbas! Tabii sözünde durmak gibi bir erdemi varsa?
Genel Başkan seçildiği gün ne demişti: “Beceremezsem arkadaşlarımla çeker gideriz! “İnanmamıştım. Ne söz verdiyse tersini yaparak yalancılıkla Pinokyo’yu geçti; ama burnu hala yeterince uzamıyor! Bunun da bir hikmeti olsa gerek.
İşte CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan’ın basın toplantısından:
‘Hangi halıyı kaldırsak AKP kiri’
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında “‘PKK ne istediyse verdiler. PKK’yı kanla kazanmaya alıştırdılar. AKP’nin eline şehit kanı bulaşmıştır” dedi. Tarhan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “her gün nefret suçu işlediğini” savunarak, “En son sadece kendisinin ve yandaşlarının tekelindeymiş gibi ‘bunlar Kuran’dan acayip kaçarlar’ dedi. Bunu söylerken ayrıştırdı ve kamplaştırdı. Yine nefret etti birilerinden ve yine hedef gösterdi” görüşünü ifade etti.
Erdoğan’ın “halkı kin düşmanlığa sevk etme suçundan sabıkalı olduğunu” kendilerine hatırlattığını ifade eden Tarhan, şöyle konuştu: “Başbakan sürekli birilerini kastediyor ve ‘aslında kendisi Alevi’dir, Alevi’ye abdest dersi veririz’ derken de ‘Affedersiniz bizi Rum gibi gösteriyorlar’ derken de muhalifleri, tinerci, namert ve şerefsiz olmakla suçlarken, gramla, çapla ölçerken de aslında bunu yapıyor Başbakan. Nefret pompalıyor, dışlıyor. 2012 sonbahar-kış sezonunu da, ‘imam hatipler terörist yetiştirmez, diğer okullar terörist ve anarşist yetiştirir’ diyerek nefretle açtı. Sayın Başbakan sürekli öfkeyle, gazapla, hışımla hareket ediyor.Sorunlarıyla baş edemeyen siyasi aktörler ancak öfkeyle oynamayı ve nefret pompalamayı becerebilirler. Başbakan’da bunu yapıyor.
Bütün bu yaptıklarına karşı kendisini hala akpak zannediyor. Oysa hatırlatırım, bütün renkler aynı hızla kirlenirken birinciliği ak’a vermişlerdi. AK Parti artık alabildiğince kirlenmiş ve rengi atmış bir parti... Oslo anlaşmasıyla, Habur’la, PKK ile dar alandaki samimi dansıyla, aslında AKP alabildiğince kirlenmiştir. Hangi halıyı kaldırırsak altında AKP’nin kiriyle karşılaşıyoruz.”