Tersi

Gazeteden ayrılırken, Hürriyet çalışanlarına veda edemedim. Gazetenin bütün çalışanlarına, yazıişleri kadrosuna, çok teşekkür ederim. 12 yıl içinde hepsiyle sıcak ilişki içinde bulundum. Aralarında mutlu oldum. Tamamına teşekkür ederim!

Dostluk havası içinde ayrılmamı sağladıkları için “patron katı”na teşekkür ederim.

Hürriyet gazetesinde yayınlanan yazılarımın kitap olarak yayınlanmalarına izin verdiği için Vuslat Doğan Sabancı’ya özel olarak teşekkür ederim. Hürriyet gazetesindeki okurlarıma teşekkürlerimi sunarım. Beni yeni gazetemde de okumayı sürdürürlerse mutlu olurum. Son olarak: Trump Towers’ın açılışını birlikte yapan Aydın Doğan ile Başbakan RTE’nin barışmalarına vesile olup ülkemizin huzur ve refahına katkıda bulunduğum için çok sevindiğimi belirtmeliyim.

***

Aydınlık gazetesi okurlarına ve çalışanlarına merhaba! Birlikte yolculuğa devam!

İktidarın kiralık askerleri, Fethullah’ın beslemeleri, kaşık havaları oynayarak, “Özdemir İnce’yi Hürriyet’ten kovdular” ya da “attılar” diye yazdılar. Ancak beni Hürriyet gazetesi atmadı işimden, beni mevcut iki iktidar attı. İktidar ve iktidara oy veren seçmen ile ünlü görünmez Cemaat.

Bu işin nasıl olduğunu yazmama, anlatmama gerek yok.

***

Dün Aydınlık’ta okuduğunuz ilk yazım, Hürriyet gazetesinde yayınladığım son yazımdı. Hürriyet gazetesi, dileseydi, benden geleneksel bir veda yazısı yazmamı ister, dün okuduğunuz yazımı yayınlamazdı. Yazının yayınlanması benim açımdan olduğu kadar Hürriyet gazetesi bakımından da simgesel:

Hürriyet gazetesi, böylece, benim işten uzaklaştırılmama yol açan yazılarımı sevdiğini itiraf ediyordu.

Bana gelince, son yazımla, yolumda yürüyeceğimin haberini veriyordum.

Bu yazıyı Aydınlık gazetesinde ilk yazım olarak yayınlayarak, sürecin devam edeceği sözünü vermiş oldum.

“Tersi / Yüzü”, Hürriyet gazetesindeki sütunuma uzun süre başlık olmuştu.

Demek ki süreç devam ediyor, edecek.

***

1 Eylül 1936’da Mersin’de doğdum. 10 yaşımda politikaya atılıp Demokrat Parti’nin flamasını salladım. 14 Mayıs 1950 Demokrat Parti ile iktidara geldim, ancak iktidar sefam çok kısa sürdü. 1953’te falan iktidarla yollarım ayrıldı. O gün - bu gündür, muhalefetteyim, akıntının ters yönünde kürek çekiyorum, dam yuvağını yokuş yukarı götürmeye çalışıyorum.

27 Mayıs’ın olduğu yıl, yüksek öğrenimim sona erdi. Bir süre öğretmenlik yaptım.

Albay Talat Aydemir’in 21 Şubat 1962 ayaklanmasında, Polatlı Yedeksubay Topçu Okulu’nda öğrenciydim. Komutanlık kapısında, geceleyin, nöbetteydim. Sabahleyin, elde silah Ankara’ya gönderilmeyi bekledik. Tarafımızı elbette bilmiyorduk.

Albay Talat Aydemir 20 Mayıs 1963 ayaklanmasında, Bornova 57. Er Eğitim Topçu Tugayı’nda teğmen rütbesi ile takım komutanıydım. O gün de kışladan dışarı çıkmadık, çıkarmadılar.

1965 ve 1966 yılları hayatımın dönüm noktasıydı. Paris’te ek öğrenim görüyordum.

12 Mart’ta, TRT Televizyonu’nda çalışıyordum, 11 Ağustos’ta göz altına alındım.

12 Eylül’de, Cunta’nın çıkardığı “Ya emekli ol, yoksa ben emekli edeceğim” yasası ile TRT’den uzaklaştırıldım.

1982’den sonra çeviri yaptım, Can ve Telos yayınevlerinde editör ve yayın yönetmeni olarak çalıştım. Yayınladığım yabancı yazarlardan ikisi Nobel Ödülü aldı.

2 Ocak 2000 ile 1 Nisan 2012 tarihleri arasında Hürriyet gazetesinde “Köşe Yazarlığı” yaptım. Bu süre içinde, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Röportaj Başarı Ödülü” (2001) ile “Bülent Dikmener Ödülü Özel Jüri Ödülü”ne (2004) değer görüldüm.

23 Nisan 2012 günü Aydınlık gazetesinde yazmaya başladım.

Bugün günlerden 24 nisan, Salı.

Aydınlık’ta haftada beş gün yazacağım: Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma.

Değerli okurlar ve Aydınlık gazetesinin dayanıklı ve çalışkan emekçileri, hepinize merhaba!