Tezgahlanan korkular
İnsan yolda yürürken düşmekten korkar mı? Nefes alırken boğulmaktan ya da yemek yerken açlıktan korkar mı? Pınar başında kana kana su içerken susuzluktan, ağız dolusu gülerken ağlamaktan, korkar mı insan?
Korku insancıl bir duygudur, her insan korkar. Ancak yukarıda yazdığımız gibi insana yakışmayan korkular da yaygındır. Bu türden korkulara kapılanlara toplumumuzda “paranoyak” deniliyor artık
Akıldışı, gerçekdışı, kendi uydurduğumuz veya başkalarının uydurduğu korkular da vardır. Onlara tezgahlanan korkulardiyebiliriz. Ülkemizde yaşanan olumlu, olumsuz her gelişmeden sonra binlerce korkunun tezgaha yerleştirilip, ince ince dokunduğunu görüyoruz. Bugün bu tezgahın başında esas olarak CHP, HDP ve İyi Parti ortaklığı bulunuyor. Onlar, Türk milletini yemek yerken açlıkla, nefes alırken boğulmakla, gülerken ağlamakla korkutuyor.
TEZGAHTAN YENİ ÇIKAN KORKULAR
Türkiye Cumhuriyeti, 30 bin FETÖ’cüden temizlenir. Ancak CHP, HDP ve İyi Parti ortaklığı askeri yönetmelikten “irtica” kelimesinin çıkarılmasını ordunun tarikatlara açılması olarak adlandırır. İrticaya karşı en büyük temizliğin yapıldığı bir dönemde korku tezgahından “irtica öcüsü” üretirler.
Türk ordusu, Kafkaslarda, Suriye’nin Kuzeyinde, Libya’da, Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta Atatürk’ün ordusu olarak zaferler yaratır. Türkiye’yi yönetenler yürüttüğümüz Vatan Savaşı’nı, İkinci İstiklal Savaşı olarak niteleyip Kurtuluş Savaşı’na göndermeler yapar. Vatanımızın her köşesinde Atatürk’ün programı yürürlüğe girmeye başlar, herkes ona sarılır. Korku tezgahları, bir kendini bilmezin Atatürk heykellerine yaptığı saldırıdan “Atatürk düşmanlığının” yükseldiği sonucunu çıkarır.
Kadın ve erkek dışında cinsiyetler icat eden, toplumsal cinsiyet kavramıyla LGBT-İ çürümesinin propagandasını yapan ve meşruluğunu sağlayan İstanbul Sözleşmesinin kaldırılması gündeme gelir. Korku tezgahları harıl harıl çalışır. “Kadını koruyan mevzuatımız bitti.”, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun yok olacak.”, “Sonra sıra Türk Medeni Kanunu’na gelecek.”, “Artık kadın öldürmek serbest.” Tezgahlanan korku dizgilerini çok kolay yitirir.
Türkiye Asya’daki dostlarıyla buluşur. Bölge ülkeleriyle ittifaklar geliştirir. Korku tezgahlarında “İran öcüdür”, “Çin kanlı zalimdir”, “Rus emperyalizminin boyunduruğuna karşı dikkatli olmak gerekir.”
Korku imal edenlerin ve yayanların Türk milletine güveni yoktur. İtimatları büyük emperyalist merkezleredir. ABD’nin kurduğu korku imparatorluğunun saltanatı sürsün diyedir bütün yaptıkları.
TEZGAHLANAN KORKUNUN PAZARA ÇIKAN İPLİĞİ
Tezgahlanan korkunun ipliği yalandır, iğnesi kindir. Atlantik markalı son model yalanlar ve Tayyip Erdoğan nefreti korku tezgahları kuranların ekmeğidir.
Nerede tezgahlanan bir korku varsa orada büyük bir tuzak vardır. Milleti korkularla hizaya sokmaya çalışanların amacı Türkiye’yi bölmektir, Ankara’yı Washington’a bağlamaktır, FETÖ’ye özgürlüktür, demokrasiyi AB’de aramaktır, yurtseverlere tutsaklıktır ve Türkiye’yi sıcak parayla prangalamaktır.
MERDİVENALTI KORKU İMALATHANESİ
Korku için kurulan tezgah merdiven altındadır, sislerin arasındadır ve gizlidir. Hz. Muhammet’in dediği gibi “hainler korkak olur.” Kahramanlık için cesaret, ihanet için korku gerekir. Tezgahçılar niyetlerini gizler. Meydan okumak, korku tezgahları kuranlara yakışmaz. İyi Parti’nin HDP ile yaptığı ittifakı gizlemesi bu nedenledir. İstanbul Sözleşmesi tartışmalarının yalanlarla sürdürülmesi, Türkiye’nin vatan savaşına vatanseverlik kisvesi altında kara çalınması, saflar açık ve net olmasına rağmen sürekli yalan yayılması hep bu nedenledir.
Türkiye’mizin geleceğinde bazı zorlukların olduğu doğrudur. Ancak bu zorlukları görenlerin korkuya değil, cesarete ihtiyacı vardır. Zorlukları milleti korkutmak için kullananlar tarihte de vardı şimdi de var. Zorluklardan ve kör çıkmazlardan büyük çareler üretenler tarihte de vardı şimdi de var.
Zorluklardan korkmak ve zorlukların üzerine gitmek tarihi belirleyen iki eylemdir. Korku imalatçılarının “Türkiye’de yaşanmaz, kaçmalı, “burası bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi” diye çığırmaları bu vatana ve millete bağlılıklarını da göstermektedir. Korkutma kampanyasına alet olanlar acizdir, çözümsüzdür, mutsuzdur ve umutsuzdur. Başarı şansları yoktur.
KORKMA!
Bu kadar çok korku tezgahlayan varsa o zaman Mehmet Akif’in “Korkma!” çağrısı geçerlidir. Herkese bu çağrıyı yapıyoruz. Türkiye Kemalist Devrimi tamamlayacağı iklime yerleşmiştir. Milletimize özgüven gerektir. Korku tezgahı kuranların huzur getiremeyeceği, ekonomiye çözüm getiremeyeceği, birlik getiremeyeceğini hepimiz biliyoruz.
“Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar.” Savaşanlar korkmazlar. Korku tezgahlarından etkilenmemek için tek bir çare var. Vatan Partisi’ne üye olmak, üretim devrimi ve 2. İstiklal Savaşı mücadelesine katılmak. Vatan Partisi, korku tezgahlarını tezgahçıların başına geçiriyor. Gönlümüz ferah. Çünkü biliyoruz; hakikatin aydınlığı, korkunun karanlığını daima yener.