Tıpış tıpış mı, değil mi?

Eskiden CHP’de sadece kafalar karışıktı, şimdi çarşı pazar da karıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar aday belirlerken birbirlerine düşecekler.” demişti, öngörüsünde haklı çıktı.

CHP’nin aday listelerinin belirleneceği toplantı dört kez ertelenip sonunda pazar sabahı saat 07:00'de başlayabildi. CHP’de adaylık konusunun en gerilimli başlıklardan biri olması son derece olağan. Çünkü CHP listelerinde CHP’den başka bir dolu aktör var. Son dakikada baraj altında kalma ihtimali beliren İYİ Parti’den de beş ismin CHP listelerinden aday gösterileceği ortaya çıkınca CHP listesi, altı partiyi birden taşımaya çalışan bir tekneye dönüştü.

Peki bu tekne bu yükü taşır mı dersiniz? Doğrusu bu iş pek de kolay görünmüyor. Sorun liste belirleme sürecinde kavga çıkması değil. El mecbur, CHP bu kavgaları aşacak. Ama bu görüntü ile seçmene ne kadar güven verebilecek, işte o kısmı tartışılır.

CHP’nin en üst düzey yönetim ekibi, yani son derece dar bir kadro, “gizli” toplantı için salona kapanıyor. Salondan dışarıya bilgi sızmasın diye “jammer” cihazı bile getiriliyor. Ama CHP’li yöneticiler, sırf Kılıçdaroğlu’nu zor duruma sokmak için aday listelerinin fotoğraflarını çekerek dışarıya sızdırıyor. Gerçekten akıl alır gibi değil. Bu insanlara yarın öbür gün devlet yönetiminin teslim edildiğini düşünebiliyor musunuz? Ne devlette sır kalır ne ülkede güvenlik.

Listelerin kendisinde de seçmenin güvenini zedeleyecek bir dolu “faul” var. İsmi FETÖ ile birlikte geçenler, geçmişte CHP’ye en ağır küfürleri edenler, Atatürk’e ırkçı-faşist diyenler, Türkiye Cumhuriyeti’ne düşmanlığını açık açık gösterenler… CHP listeleri CHP seçmeninin midesinin alamayacağı isimlerle dolu… Bakalım kendisini “aydın” olarak gören okumuş-yazmış CHP seçmeni, bir kez daha “tıpış tıpış” yapacak mı yapmayacak mı?

CHP’ye angaje olmuş bazı fondaş gazeteciler ise şimdiden mızıklanmaya başladılar bile. CHP cenahına daha bugünden seçimin kaybedildiği yönünde bir ruh hali egemen, sorumlusu ise şimdiden belli: Kılıçdaroğlu. Anlaşılan o ki liste fiyaskosunun yankıları -kaybedilen- seçimden sonra bile sürecek.

İYİ PARTİ’NİN SAHİBİ KİM?

İYİ Partili Aytun Çıray, milletvekili adaylığından çekilmeden önce “Partimizin oyu yüzde 15, hatta yüzde 17’ye doğru tırmanıyor.” diyordu. Aday olmayacağı netleşince “Partimiz baraj altında kalabilir.” demeye başladı. Sebebi de şehidin anasına bacısına küfreden Lütfü Türkkan’da buluyor.

İnsana sormazlar mı Aytun Bey, “Bugüne kadar aklınız neredeydi?” diye!

Ancak Lütfü Türkkan’ın vazgeçilmezliği gerçekten “takdire” şayan. Meral Akşener, Türkkan, şehitlerin anasına bacısına sinkaf ettiğinde ona sahip çıkmış, Türkkan’ı eleştiren bizlere ise “yavşak” demişti. Şimdi de, Çıray’ın iddiasına bakılırsa, Türkkan’ın bulunduğu bölgede “ters bir sonuç çıkmasın diye” temayül yoklaması bile yapılmamış. Meğer Lütfü Türkkan İYİ Parti’nin asıl sahibi imiş de haberimiz yokmuş!

SADULLAH ERGİN

Sadullah Ergin de CHP listelerinden garanti seçileceği bir konuma yerleşti. Bazı CHP’liler bu işe isyan ediyor.

Yahu Kemal Kılıçdaroğlu, açık açık “KHK’ları iptal edeceğim, bütün FETÖ’cüleri, PKK’cıları salacağım.” diyor, Altılı Masa'nın seçim programı adeta FETÖ’yü iktidara taşımanın yol haritası gibi, siz bir tek Sadullah Ergin’e mi takıldınız?