Trabzonspor ve Galatasaray’ın örnek transfer atılımı 

SAYIN Aydınlık okurları ve futbolsever kardeşlerim... Bildiğiniz gibi, geride kalan hafta içerisinde Trabzon’da çok ses getiren bir gelişme yaşandı. Trabzonspor’un altyapısından yetişen milli futbolcu Yusuf Yazıcı, 1997 yılında doğduğu şehre, altyapısında büyüdüğü kulübe döndü. 

Daha yapacak çok şeyi olan 25 yaşındaki Yusuf Yazıcı, bu sezon Karadeniz Fırtınası’nın ligde ve Avrupa’da başarılı olması için ter dökecek. Trabzonspor’u ve Yusuf Yazıcı kardeşimizi tebrik ediyorum sayın okurlarım. Umarım bu mükemmel transfer, diğer kulüplerimizin futboluna ışık tutar ve örnek olur. Kulüplerimiz, kadro iskeletlerini mutlaka yetenek seviyesi yüksek Türk oyunculardan oluşturmalıdır.

GALATASARAY’DA GÜNDEM ÇAĞLAR SÖYÜNCÜ... 

Sarı-kırmızılıların, Leicester City’de forma şansı azalan Çağlar Söyüncü’yü renklerine katmak için temasa geçmesi de çok doğru ve yerinde bir atılım. Olur ya da olmaz, görüşmeler sürerken kesin bir şey söylemek zor ama transfer süreci olumlu sonuçlandığı takdirde Çağlar’ın Galatasaray savunmasına büyük bir zenginlik katacağı ortada. 

Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Dursun Özbek ve teknik direktör Okan Buruk’u tebrik ederim. Futbol hayatını yurt dışında sürdüren futbolcularımızla iletişim kurup onları tekrar yuvaya döndürme çabaları umarım bundan sonrası için iyi bir başlangıç olur. 

KENAN KARAMAN’IN ALMANYA’YA DÖNÜŞÜ...

Sayın Aydınlık okurları, Beşiktaş Kulüp Başkanı Sayın Ahmet Nur Çebi ile yönetim kuruluna ve taraftarlara saygım sonsuz. Ancak, güzel Türkiyemizin genç milli takımlarında görev yapmış, A Milli Takım formasını 30’dan fazla kez giymiş Kenan Karaman’ın tekrar Almanya’ya dönmesi benim için şaşırtıcı ve üzücü oldu. 

Kenan ile görüştüğümde bana anlattıkları, teknik direktörünün kendisine soğuk ve mesafeli davrandığı, taraftarın kendisini yuhalayarak protesto etmesinin de ayrılık kararına sebep olduğu yönünde. 

Ben şahsen milli futbolcusunun sahada oynarken biçimsiz bir şekilde hep bir ağızdan protesto edilmesine sadece Türk futbolunda şahit oldum.

MESUT ÖZİL DOĞRU KARAR VERDİ 

Fenerbahçe’de aradığını bulamayan Mesut’un yoluna Başakşehir’de devam etmesi hem turuncu-lacivertliler hem de Süper Lig için mükemmel bir gelişme. Mükemmel diyorum çünkü Mesut gibi bir yetenek dış ülkelerden gelen tekliflerden birisini kabul edebilir diye düşünmüştüm açıkçası. Ama bir yandan da Türkiye kararını değiştirmeyeceğine dair inancımı da bir kenara atmamıştım. 

Fenerbahçe’ye geldiğinde, transferin coşkusu ile bayraklar sallayan, tezahüratlar yapan taraftarın hatırı için Mesut’un daha tam hazır olmadan sahaya sürülmesi Fenerbahçe yönetimi ve dönemin teknik heyetinin büyük hatası oldu. Adalelerinin kaldırmadığı birkaç maçtan sonra, sakatlıklar da beraberinde gelince kendisinden kusursuz bir form beklemek tabii ki hayalcilik olurdu. Özil yavaş yavaş her kesimin gözünden düşmeye başladı. Bir de Ali Koç başkanın Mesut’a sırt çevirmesi eklenince... Mesut Özil için bir kan değişimi şarttı. 

O kan değişiminin getirdiği yeni bir güçle adeta “Ben daha bitmedim.” diyen Mesut en iyisini yaptı. 

Her iki tarafa da başarılar dilerim.

Kalın sağlıcakla...