Trump 2018'te görevden alınacak mı?

ABD’deki Tüm başkanlık seçimlerinin kazananını 1984 yılından beri doğru tahmin eden Amerikan Üniversitesinde Profesör Allan Lichtman, Kasım 2016 öncesi Trump’ın seçimi kazanacağını söyledi.

Oysa ABD’deki neredeyse tüm medya kuruluşları ve anket firmaları ülkenin 45. başkanının Demokrat aday Hillary Clinton olacağını iddia ediyordu.

Ve Donald Trump seçimi kazandı.

Lichtman 9. Başkanı da bilmişti.

ABD’yi terör ve savaşla 2000’den beri yöneten Neocon mafya büyük bir bozguna uğramıştı.

Adamları Hillary’nin karşısına Trump gibi bir deliyi, sırf seçimi garantilemek için çıkarmışlar ve fakat, Trump delisi o seçimi kazanmıştı.

Seçim öncesinde başlattıkları, seçime Rusya müdahalesi yalanını sürdürdüler.

FBI Direktörü James Comey’nin 8 Kasım seçimi öncesi Ekim’de görevden alınması da bunun içindi.

“Trump-Moskova Seçim Hilesi” başlıklı proje emin adımlarla yürütülüyor.

Bununla hem Rusya’nın esas düşman olarak kalması, hem de Trump’ın görevden alınması sağlanacak.

Bir taşla iki kuş vurulacak.

Önce Trump’ın danışmanları bir bir temizlendi.

Trump göreve resmen başlamadan önce, Rusya'nın Washington büyükelçisi Sergey I. Kislyak ile yaptığı telefon konuşmaları haftalardır mercek altına alınan ve bunların içeriği konusunda Beyaz Saray'ı yanıltmakla suçlanan Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael T. Flynn, ilk istifa eden oldu.

Trump’ın üst aklı Steve Bannon da dahil 6 kişi ilk 6 ay içinde gönderildi.

Bannon, giderayak Trump’ın başkanlığının bittiğini ilan etti.

Gidenlerin yerlerine Pentagon ve İsrail lobisinin Neocon isimleri geldi.

Dünyada yeni savaşlar çıkarmayacağım, Rusya ile dost olacağım diyen Trump, savaş çığırtkanlığına başladı.

Ama yetmedi.

Rusya üzerinden yürütülen soruşturmada 3 kişi gözaltına alındı.

Bunlardan biri Trump’ın seçim menajeri Paul Manafort idi.

Onun aranan iş ortağı Rick Gates de teslim oldu.

Seçim döneminde dış politika danışmanlığını yapan Yunan asıllı George Papadopulos ise “itirafçı” oldu.

Federal yetkililer, Papadopoulos'un, 2016 yılının Mart ayında Trump'ın kampanyası ile üst düzey bazı Rus yetkililer arasında ayarlamaya çalıştığı temaslar konusunda FBI'a yalan söylediğini kabul ettiğini bildirdi.

ABD yalan makinası, Yugoslavya, Irak, Afganistan, Suriye ve tüm dünyada olduğu gibi kendi ülkesinde de gerekli düzenlemeleri yapıyordu.

Olaya “RussiaGate” ismi konuldu.

“Watergate” skandalını ortaya çıkaran efsane gazeteci Carl Bernstein de “Bu iş Watergate’den çok daha tehlikeli. Donald Trump da, günümüzdeki başkanların, devlet yöneticilerinin hepsinden daha tehlikeli” dedi.

Bernstein haklıydı.

Trump tehlikeli, Trump’ın görevden alınması da bir o kadar tehlikeli.

Kuzey Kore’den, Lübnan’a, İran’dan, Rusya’ya, nükleer de dahil savaş gerilimi her geçen gün artıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanı Aleksandr Dugin ise “Rusya müdahale etti mi? Trump’ın azil süreci başladı mı?” sorusuna şu yanıtı veriyordu:

“Evet etti ama Trump lehine değil. Rus oligarklar, Clinton’u destekledi. Amerikalılar, soruşturmayı derinleştirdikçe Rusya’nın Clinton’un kampanyasına destek verdiğini bulacaklar. Kendi kazdıkları kuyuya düştüler. Bence Trump’ı azledemeyecekler. Çünkü iç savaş demek. ABD önümüzdeki 3 yıl paralize. Büyük şans, iyi kullanmalıyız.”

Trump dahil 9 Başkanı bilen Profesör Allan Lichtman ise son açıklamasında, Trump’ın 2018 baharında görevden alınacağını söyledi.

İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz?

Lichtman, bu metodolojiyi, deprem tahmin metotlarını kullanmak üzere birlikte çalışmak isteyen bir Rus jeofizikçiyle 1981 yılında tanıştığında "kazara" bulduğunu söylemişti.

Yani işin içinde yine bir Rus parmağı vardı!

DİPNOT:

Neoconların gerekçesi farklı olsa da, dünyanın en güçlü ülkesini kimin yönettiğini anlamak açısından bir son anektodu burada paylaşmak istiyorum.

Trump, halen Çin’de sürdürdüğü Asya gezisine başlamadan önce, Hawai'deki Pearl Harbor limanına uğradı. 7 Aralık 1941'deki ani Japon saldırısında batan USS Arizona gemisine çelenk bıraktı. Twitter'da "Remember Pearl Harbor!” (Pearl Harbor'ı hatırla) diye yazdı. Trump'ın bu sürpriz davranışı onu en güzel şekilde ağırlamaya hazırlanan Japonya'da küçük bir şok etkisi yarattı. Amerika'da "Remember Pearl Harbor" sloganına Japonlar "Remember Hiroshima, Nagasaki!" diye cevap veriyorlar. İnternette binlerce Japon bu şekilde tepkide bulundu. Trump Japonya'ya ikinci şoku, normal yollarla girmeyip işgal kuvvetleri başkomutanı olarak Amerikan askeri üssüne doğrudan inerek yarattı. Amerikan askerleri ülkeye pasaportsuz olarak giriyor ve Japonya bu giriş çıkışları kontrol edemiyor. Önceki başkanlar Obama ve Bush normal olarak Tokyo Haneda Havaalanı'ndan girmişlerdi. Trump Japonya'ya üçüncü şoku "Japonya gibi samuray savaşçılarının ülkesinin Kuzey Kore füzelerini düşürmemesine şaşırdığını" söyleyerek yaşattı. Japonya ABD'nin K. Kore'yle savaşıp kendilerinin bu savaştan ekonomik çıkar sağlamalarını arzuluyordu. Trump'ın bu söylemi savaşma ve ekonomik yükün Japonya'nın üzerine düşeceği konusunda bir işaretti. Trump-Abe ikili görüşmesi sonrasındaki basın toplantısında Amerikalı bir muhabir Başbakan Abe'ye, "Başkan Trump K. Kore füzelerini düşürmeniz gerektiğini belirtti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?" diye sordu. Abe'nin cevap vermesine fırsat vermeden Trump müdahale ederek "Bizden bol bol silah alacaklarını düşünüyorum. Bakın Suudi Arabistan'da silahlarımız nasıl füzeyi etkisiz hale getirdi." diye yorumda bulundu.

Bu arada, Trump’ın azledilmesi sonrası yerine gelecek olan yardımcısı Mike Pence’in ise koyu bir dindar/yobaz olduğunu da söylemeden geçmeyeyim.