Trump milliyetçi mi?

Başkan Trump kabul etmeliyiz ki belki de diğer tüm başkanlardan farklı bir profil çiziyor. İzlediği yolun sonu ekonomik boyutu da olan Amerikan milliyetçiliğine çıkıyor. Ancak attığı adımlar küreselleşme ve ABD’nin dünya siyasetine ters düştüğü için sürekli olarak ABD derin devleti ile çatışıyor. Çünkü ABD derin devleti ve onları yönlendiren elit sadece ABD ile ayakta kalamaz! Yaşamak için dünya çapında bir düzen kurmak zorunda!
TRUMP ABD EZBERİNİ BOZDU!
ABD’nin onlarca yılda kurduğu uluslararası düzenin köküne Trump dinamit koyuyor. ABD’nin dâhil olduğu ittifakları sarsıyor. Bu ülkenin geleneksel müttefiklerini dışlıyor. NATO’yu hedef tahtasına koyuyor. Diğer NATO üyelerinin daha fazla maddi katkı yapmasını talep ediyor. Dünya Ticaret Örgütü’nü suçluyor. BM’ye yapılan ABD katkısını yüzde 40 oranında azalttı. UNESCO ve İnsan Hakları Konseyi’nden çekileceğini beyan etti. Göçmenlerle ilgili görüşmeleri iptal etti. “Çok uluslu ticaret antlaşmalarından çekileceğini” ifade ediyor. Bu kapsamda, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlaşması’nı iptal ederek Meksika ve Kanada ile ikili antlaşmalar yapmak istiyor. Paris İklim Değişimi Antlaşması’ndan ABD’yi çekti. Davos’taki küreselcilere karşı çıkıyor. Uzun dönemli antlaşmalar yerine, kısa dönemli uluslararası girişimleri destekliyor. İran nükleer antlaşmasını tek taraflı olarak bozdu. Şu mesajı veriyor: Bundan sonra ABD’nin somut çıkarlarını gözeteceğim. Bu siyasetim uluslararası toplumun çıkarlarına uygun düşmese de, geleneksel müttefiklerimi küstürse de bu yola devam edeceğim.
TRUMP DİYOR Kİ...
Müttefiklerim kendi savunma giderlerinin bedelini ödemeli! Tekli ya da çoklu ticaret ant-laşmaları ABD iş dünyası ve Amerikan iş gücünün çıkarlarına yönelik olmalı! Şimdiye kadar ABD bu konularda vurdumduymaz davrandığı için büyük dış ticaret açığı verdi. 2017 yılında mal ve hizmetlerde dış ticaret açığı yüzde 12 büyüyerek, 2008’den sonraki en yüksek miktar olan 566 milyar dolara ulaştı. Beni korumacılıkla suçlayan iç ve dış odaklar bu problemi nasıl çözeceğimi de söylemeli! Artık karşınızda sömüreceğiniz bir ABD bulamayacaksınız. ABD ekonomisi ve altyapısı her geçen gün geriye gidiyor. Doğu Asya ve Avrupa dış ticaretini artırarak zenginleşirken, daha büyük olanaklara sahip olan ABD fakirleşiyor. Dış ticaret açığı nedeniyle ABD sürekli olarak borçlanıyor. Bu durum ise büyümeyi yavaşlattığı gibi, işsiz sayısını artırıyor. Bu da aslında bir milli güvenlik sorunudur. Çünkü böyle giderse, ABD’nin kritik savunma projelerini destekleyecek kaynak bulamaz!
ABD ÇİN’İ TAVİZE ZORLUYOR!
ABD artık uluslararası düzeyde ticaret ve yatırımlarla fazla ilgilenmiyor. Diğer ülkelerdeki pazarların kendisi için kârlı olması için düzenlemeler yapıyor. Çoklu ekonomik antlaşmalardan ziyade ikili antlaşmaları tercih ediyor. Ancak bu konuda ne hukuku ne de ticaret ahlakını önemsiyor. Baskı ve şantaja dayanan, ticaret savaşı olarak da adlandırılabilecek yeni bir ticaret diplomasisi uyguluyor. Anlaşma dışı ilave gümrük vergileri koyuyor. Ekonomik alanda tehdit olarak gördüğü Çin’i tavize zorluyor. Hâlihazırda ödemeler dengesi 375 milyar dolar Çin’in lehine! Çin’in bu miktarı, “2020’ye kadar 200 milyar dolara indireceğini taahhüt ettiği” yazılıp çiziliyor.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Neredeyse bütün dünyayı karşısına alan Trump içe dönük bir yol izleyerek ABD’yi düzlüğe çıkaramaz! Çünkü ABD ekonomik olarak verimli üretim yeteneğini kaybetti. ABD içine kapandıkça ve düşmanlarını artırınca bunun ilk yansıması dolar hâkimiyetinin sarsılması olur. Bu ise ekonominin bütün dengelerini alt üst eder. ABD derin devleti bunun farkında! Küresel düzeyde sarsılan ABD’nin içeride de dengeleri muhafaza edemeyeceğini biliyor. Bu nedenle Trump’ın Afganistan, Irak ve Suriye’den geri çekilmesini, Rusya ile dostluk kurmasını engellediler. Ayrıca, dolardan kaçan ülkelere karşı ABD askeri seçeneklerin her zaman elinin altında olmasını ister. ABD jeopolitik bir devlettir. Jeopolitik ile nefes alır. Kayıpları da göze alarak küresel düzeyde güç mücadelesinden asla vazgeçmez.
Şu hususun da altını çizmeliyiz: İnişe geçen ABD iç ve dış dengelerini eskiden olduğu gibi koruyamıyor. Başlangıç aşamasında olsa da ABD’deki iç çatışmanın dış siyasete yansımaları oluyor. Kontrol dışı girişimler dünyada ABD karşıtı geniş bir ittifakın kurulmasına neden oluyor. ABD, bütün dünyada ahlaki üstünlüğünü kaybetti. Kaba kuvvet kullanan, zorba ve zalim bir devlet olarak görülüyor. ABD’nin gerilerken gezegeni de yakmaması için ülkeler arasında gerçek bir dayanışma içinde güçlü bir işbirliğine olan ihtiyaç her zamankinden daha fazla önem kazanıyor...