Trump, Putin, Erdoğan, Xi 17'ler mensubu mu?
20 Kasım 2016’da, ‘Trump Pakistan Kökenli Bir Alevi mi?’ yazısını yayımlamıştık. Pakistan’da Neo News (Y-Haberler) adında bir televizyon kanalı, ABD Başkan Adayı Trump’ın Pakistanlı olduğunu keşfetmiş. Asıl adı Davud İbrahim Han imiş. Trump’a benzeyen bir çocuğun resmini de yan yana neşretmişler. Hakikaten de hık demiş büyümüş Trump olmuş.
Hikâyeye binaen Davud’un ailesi bir trafik kazasında ölünce kimsesiz kalan Yetim Davud ışınlanmış ve kendisini bir Amerikalı ailenin kucağında bulmuş.
Evlatlık Trump, idam edilen eski Pakistan Devlet Başkanı Zülfikar Ali Butto ve suikasta kurban edilen eski Pakistan Başbakanı, kızı Benazir Butto’nun da akrabasıymış. O halde gerçek Trump Buttoların kandaşı. Buttolar Alevi. Bu doğru ise o halde Trump Alevi kökenli olmalı.
Alevi itikadında 17’si Şamlı, 17’si Iraklı 17’si de saklı vazifeli aksakallı vardır. Saklı olanlar dünyanın her yerinde, her makamında, her itikadında, her kimliğinde olabilir. Asli görevleri iblisin yani deccal hükümdarlığına son vermek, onun oyununu bozguna uğratmak ve hesabın üstünde bir hesap vardır ilahi emrini hem iblise hem de onun askerlerine her daim hatırlatmak. Trump saklı 17’lerden biri midir?
Suriye’de “Abu Ali” olarak nam salan “gizli Alevi” Putin’e duyduğu hayranlık aşikâr. Mevlana ile Şems’in arasındaki derin muhabbetin sırrı Trump ile Putin arasında var olabilir mi? İngiliz gazeteci ve yazar Michael Baxter’in çevrimiçi haber sitesi ‘Real Raw News’te ilginç bir iddia ortaya atılmıştı.
Habere binaen Putin’in eski ABD Başkanı Trump’ı arayarak Ukrayna operasyonu hakkında konuştuğunu ve kendisini gelişmeler hakkında bilgilendirdiğini yazmıştı.
SURİYE'DE LAKABI 'ABU ALİ'
Trump, Putin için “akıllı, dahi ve bilgili” demişti. “Sorun Putin’in akıllı olması değil, ki o gerçekten akıllı birisi, sorun Biden’in aptal olmasıdır. Bizim liderlerin aptal olmasıdır. Putin, Biden ile davul gibi oynamaktadır… Ben olsaydım bu savaş olmazdı.” diye eklemişti.
Trump’ın saklı 17’lerden biri olması ihtimal dahilindedir. Zira 17’lerin en önemli özelliği övgüyü sadece saklı 17’ler mensupları için yapmalarıdır. O halde Putin de saklı 17’ler bağlantılı olmalı.
Demek ki Suriye Alevilerinin kendisine ‘Abu Ali’ lakabını vermiş olmaları boşuna değilmiş. O vakit, Trump, itikat akrabalığı olduğu Alevi Esad’ı korumak için mi ABD askerlerini Suriye’den çekmek istiyordu?
ÇİN İLE İYİ İLİŞKİLER
Bir ihtimal Çin Lideri Xi Jinping de saklı 17 Aleviden olabilir. Bakın birçok yorumcu Trump’ın seçilmesi durumunda ABD-Çin ticari ilişkilerinin gerilim yaşayacağına inanıyor. Trump’ın ‘önce ABD’ programı sebebiyle ABD’yi Çin ekonomik ve finans istilasından kurtarmayı amaçladığını ve Çin’i ABD pazarında görmek istemediğini iddia ediyor.
Halbuki, Trump bir röportajda, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile olan ilişkisine değinerek, "Çin'i benden daha fazla eleştiren kimse yok" dedikten sonra batıni düşüncesini zahir etmişti:
"Ancak Çin'e ve Başkan Xi'ye saygı duyuyorum ve onlarla harika bir ilişkim oldu" dedikten sonra ‘’gelecekte Çin ile iyi bir ilişki kurmayı öngörüyorum’’ demişti.
Bir ihtimal Sayın Erdoğan da saklı 17’lerden. Zaten kendisi de ‘Ali’yi sevmek Alevilik ise ben de Aleviyim’ dememiş miydi? Sayın Erdoğan’ın Trump’ın kazanmasını istediği de sır değil. Tüm bu işaretler onun da saklı 17’ler mensubu olduğuna dair kuvvetli bir delil değil midir?
Erdoğan-Putin kardeşliği, maruz kaldığı imtihanlar, kıskançlıklar, bu ikilinin ilişkisine karşı kurulan kumpaslar Mevlana-Şems kardeşliğine benzemiyor mu? TBMM’de Çin’e karşı yaptırım talebinde bulunan CHP, İYİP ve HDP (DEM) önergesini MHP’yle birlikte ret etmedi mi?
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı Çin'in Uygur bölgesine göndermedi mi? Çin vatandaşı Uygur Türklerinin durumunu suistimal eden ABD ve onunla birlikte Çin düşmanlığında hareket eden ayrılıkçı Uygurların iddialarını yalanlamadı mı? Tüm bu emareler sadece ekonomi, siyaset ve güvenlik ile mi açıklanabilir?
Altında yatan esas sebebin Çin Lideri Xi Jinping ile Sayın Erdoğan’ın saklı Alevi 17’ler örgütü mensupları olduklarına açık ayet değil midir?
BARRACK DEVREYE GİRİYOR
Trump, Pakistan asıllı İngiltere vatandaşı Alevi-İsmaili mezhebinin manevi lideri Ağa Han’ın da yakın dostudur. Trump’ın Ağa Han ile münasebetlerini sağlayan kişi ise Lübnan asıllı Hristiyan kökenli Arap Amerikalı milyarder Tom Barrack (Thomas Barek).
Tom Barrack ABD’ye göç eden Lübnanlı bir bakkal işletmecisinin oğlu. Muhteşem bir o kadar da renkli bir şahsiyet. Hukuk alanında doktorası var. Dünyanın önde gelen milyarderleri arasında. En zengin ve en etkili tüm Arap prensleri ile Trump arasındaki ilişkileri kuran kişi.
Trump’ın kazanması için milyonlarca dolar bağış toplamış. Bu sebeple hedef tahtasında. Ajanlıkla suçlandı ve aklandı. Tom Barrack’ın saklı 17’lerin Hristiyan müridi olduğu tahmin ediliyor.
Trump, Müslümanların ABD’ye alınmasına karşı olduğunu ifade etmişti. Bu açıklama karşısında bazı Arap prensleri şok olmuştu. Zaten Trump’ın Suudi Veliahtı Muhammed Bin Selman’ı aşağılama sahnesi birçok Arap prensinde Trump’a öfkeye sebep olmuştu.
Tom Barrack devreye girmiş ve nüfuzlu Arap prenslerine gönderdiği mesajda, “Trump’ı inanmadığı şeylerden geri adım atmasını sağlamaya çalışıyordum" demişti.
Damadı Kushner’in Yahudi olması, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu söylemesi, ABD Elçiliğini Kudüs’e taşıması, Suriye Golanı'nın İsrail tarafından ilhak edilmesine onay vermesi sadece İsrail’in sonunu getirecek olan büyük oyunun bir parçası olamaz mı?
Zira eğer Trump İsrailci olsaydı, İsrail’in en güçlü lobi temsilcileri ABD medyasının, İsrail’in en katmerli savunucuları eski başkanların ve Kongre üyelerinin Trump karşıtlığı ve düşmanlığı olabilir miydi?
Demokrasi, barış ve ekonomik adalet düşmanlarının Trump karşıtlığı özgürlük, hukuk ve demokrasi kaygıları ile açıklanabilir mi? Bu çevreler Trump’ın gerçek niyetinden bihaber olabilir mi? Onun bir saklı aksakallı Alevi 17’ler mensubu olduğunu bilmemeleri mümkün mü?
NÜKLEER SÜREÇ
Trump, ‘’İran benim hayatıma kast etti’’ diyerek suikastların arkasında İran’ın olduğunu ima etmişti. Peki, 2019’da İran için ne demişti; ‘’İran'ın nükleer silaha sahip olmasına izin vermeyeceğiz. Bunu kabul ettiklerinde zengin bir ülkeye sahip olacaklar. Çok mutlu olacaklar ve ben onların en iyi arkadaşı olacağım. Umarım bu gerçekleşir." demişti.
Peki Trump’ın, ABD ile İran arasında süren nükleer görüşmeleri askıya almasının şifresi neydi? Aslında bu adım, netice itibarıyla İran’ın İsrail’e karşı atom bombasına sahip olmasının kapısını aralamadı mı? Büyük ihtimalle İran caydırıcı silahına yani nükleer bombaya şu an sahip.
İsrail’i dizginleyen, aldığı darbeler karşısında aciz kalmasını sağlayan ve imajının yerlerde sürünmesine sebep olan son tablonun sırrı İran’ın nükleer silaha artık sahip olmasından mıdır?
İddia odur ki “ne zaman ki bir Alevi ABD’ye hükmeder işte dünyayı tehdit eden deccal o zaman yok edilecek” hadisi varmış. Beklenen Trump mı? Şayet ABD seçimlerini kazanır, Rusya, Çin ve İran ile anlaşırsa kehanete iman etmekten başka bir seçimimiz olmayacak. Kaybeder veya başkan seçildikten sonra tersi bir tablo zuhur ederse o vakit ‘bu hadislerin uydurma olduğunu zaten biliyorduk’ deriz.
Hani bazı filmlerin başında okuruz, ‘bu filmdeki isimler ve olaylar hayal ürünüdür’ diye. İşte bu yazımızda anlatılan olaylar yaşanmıştır, gerçektir ama yazımızda adı geçenlerin saklı 17’ler örgütle bağlantılarını anlatan kısımlar hayal ürünüdür. Ama ve lakin bilinmeyeni (gaybı) ve en iyisini ise sadece Allah ve ilmini verdiği kişiler bilir.