Trump’a suikast girişimi neden yapıldı?
Geçtiğimiz hafta 2024 Kasım ayı seçimlerinde Cumhuriyetçilerin başkan adayı olan Donald Trump’a bir suikast girişimi gerçekleşti.
Öncelikle şunu tespit etmek gerekir Trump’ı ele alırken bir şahıs olarak değil, ABD’de, dünyayı dahi kökten etkileyecek bir eğilimin temsilcisi olarak ele almak gerekir.
ABD, bugünden bakıldığında son imparatorluk olarak değerlendirilecek özelliğe sahiptir. Bugün halen ABD yerine tahta geçecek bir güç görünmemektedir.
Cumhuriyet yazarı Ergin Yıldızoğlu gibi muasır medeniyetten Batıyı anlayan ve Kişi Başına Milli Geliri uygarlık ve gelişmişlik göstergesi olarak gören ülkemizdeki sağı ve solu ile “tanzimat kafalı” aydınlar, Trump’ı faşizmin ayak sesleri olarak görmektedir.
“Bu damar Trump’ın MAGA (ABD’yi yeniden büyük yap) hareketini, ABD faşizmini besliyor, ABD faşizmi de bu damarı. Diğer tarafta, ilerici demokrat, hatta sosyalist akımların; kadın, LGBT, ırkçılık karşıtı hareketlerin geleceğe ilişkin bir projeden, hatta yakın geleceğe ilişkin inanılır/güvenilir bir başkan adayından yoksun olmalarının getirdiği belirsizlik ve korkular var.” Ergin Yıldızoğlu-Cumhuriyet gazetesi-15 Temmuz 2024
Sosyalist, LGBT, ilerici demokrat vs. için akli dengesinde sorunlar yaşayan Biden gibi bir başkan adayının olduğuna işaret eden bir cümlenin bile; Demokrat Parti’nin ABD’de küreselci ve dünya hegemonyasında silahlı müdahaleyi savunan güçlerin iktidarı olduğunu saklamak anlamına geldiğini ifade etmek gerekir.
Trump, ABD’de bir şekilde üretimi destekleyen güçleri temsil etmektedir. Dolayısı ile dünya hegemonyasına para harcamak, ABD’yi uçuruma sürüklemekten başka bir şey değildir. “Çin vs. ithalat yaptığımız ülkelere gümrük duvarlarını yükselterek ekonomimizi koruma altına almalı ve ülkemiz için kendimiz üretmeliyiz.” şeklinde özetlenebilecek bir çizgiyi savunmaktadır.
ENERJİ KULLANIMINDA İŞLER TERSİNE DÖNDÜ
ABD halen milli gelir hesaplarına göre dünyanın en büyük ekonomisi olarak görünse de gerçekte ekonomik üstünlüğü başta Çin olmak üzere Asya’ya kaptırmış bulunmaktadır.
TMMOB-Makine Mühendisleri Odası'nın hazırladığı “Türkiye’nin Enerji Görünümü-Oda Raporu 2024” adlı raporun 23. sayfasında dünyada tüketilen enerjinin yüzdesel dağılımı, başta ABD olmak üzere dünyanın belli başlı ülkelerinin payları gösterilmiştir. Tabloda aynı zamanda 2010 yılı ile 2022 yılları arasında bu enerji tüketim dağılımının ülke ve bölge bazında gelişimi de gösterilmiştir.
DÜNYA'DA ENERJİ TÜKETİMİ
Tablodan da görüleceği gibi ABD’nin toplam enerji tüketimindeki payı 2010 yılında yüzde 17,37 iken 2022 yılında bu pay yüzde 14,84’e düşmüştür. Aynı şekilde Avrupa 2010 yılında dünyada üretilen enerjinin yüzde 16,48’inin kullanırken 2022 yılında bu oran yüzde 12,37’ye gerilemiştir. Yine Japonya yüzde 3,86’dan 2,63’e inmiştir. Buna mukabil Çin Halk Cumhuriyeti dünyada toplam tüketilen enerjinin 2010 yılında yüzde 19,82’sini tüketirken, 2022 yılında bu pay yüzde 25,27’sini tüketmiştir.
Yani Çin dünyada tüketilen toplam enerjinin ¼’ünü kendisi tüketmektedir. Sadece Çin, ABD ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin toplamından daha fazla enerji tüketmektedir.
KİM ARTIK ÜSTÜN?
Dünya sanayi üretiminin ülkeler arasında dağılımı konusunda 2023 yılında yapılan bir araştırmada; Çin Halk Cumhuriyeti'nin dünya toplam sanayi üretiminin yüzde 28,4’ünü yaptığı, buna karşılık ABD’nin dünya sanayi üretimindeki payının yüzde 16,6, Japonya’nın yüzde 7,5, Almanya’nın yüzde 5,8, İtalya’nın yüzde 2,3, Fransa’nın yüzde 1,9, İngiltere’nin yüzde 1,8 olduğu hesaplanmıştır.
Sonuç olarak dünyadaki gerçek anlamda “kim artık üstün” diye bakarsak, üstünlüğün başta ABD, Japonya, Almanya vs. olmak üzere Atlantik sistemi ülkelerinden Çin, Hindistan, Endonezya, Rusya, Brezilya gibi ülkelere geçtiğini rahatlıkla görebiliriz.
İşte yukarıdaki rakamları bilir ve anlarsak bugün hepimize garip gelen; Trump gibi korumacı ve içe kapanma sinyalleri veren birinin ABD’de başkan adayı olarak başa geçmekte olduğunu, buna karşılık dünya hegemonyasını savunan küreselci kesimin kendisine güvenilir sağlıklı bir başkan adayı bile bulamamasını anlayabiliriz.
Küreselciler son kozlarını Trump’a suikast düzenleyerek oynamaya çalışmışlardır. Seçimlere kadar ABD hakim sınıfları arasındaki bu çatışma şiddetlenerek süreceğe benzemektedir.