Trump’lı senaryolar

20 Ocak’ta koltuğuna oturacak Donald Trump’ın Amerikan Başkanı seçilmesinin nasıl sonuçları olacak? Öncelikle Trump’ın “24 saatte bitireceğini” vadettiği Ukrayna’daki savaş, İsrail’in bölgede tırmandırdığı çatışmalar, İran ile savaş olasılığı ve Suriye’de devam eden Amerikan askeri varlığı konusunda Trump’ın nasıl bir uygulamaya girişeceği yoğun bir şekilde tartışılıyor.

Tabii hesaba katılması gereken önemli bir nokta, Trump’ın koltuğuna oturacağı güne kadar 10 haftalık sürede neler olabileceği. Mevcut Başkan Joe Biden’ın bu 3 ay içinde sıcak çatışma bölgeleriyle ilgili konularda nasıl bir adım atacağı, İsrail’in kendi lehine bir durum yaratmak amacıyla hangi hamleleri yapacağı, Türkiye’nin, İran’ın, Rusya’nın, Çin’in yeni duruma ilişkin yeni konumlanışları, Trump’ın siyasetlerinin şekillenmesinde etkili olacak.

İSRAİL TEDİRGİN

Bu yazıda Ukrayna konusunu bir kenara bırakarak, İsrail ve Suriye konusundaki olası gelişmeleri değerlendirmeye çalışacağız. İsrail Başbakanı Netanhayu ile kişisel dostluğuna ve 2017-2021 Başkanlık dönemindeki Kudüs’ü başkent olarak kabul etmesi, Golan işgalini tanıması gibi bazı kararlarına dayanarak Trump’un, “İsrail yanlısı” ve seçilmesinin İsrail’in lehine olduğunu ileri süren değerlendirmeler var. Ancak İsrail’deki hava böyle değil. İsrail devletinin etkili araştırma kuruluşlarından Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nün (The Institute for National Security Studies-INSS) yayınladığı bir analizde, Trump yönetiminin, İsrail’in İran’a yönelik savaşına destek vermeyeceği değerlendiriliyor (INSS 6 Kasım 2024). Hatta Trump yönetiminin, İsrail açısından kabus senaryolarından biri olarak görülen İran ile yeniden müzakere masasına oturması olasılığının güçlü olduğu belirtiliyor. INSS uzmanları, önemli bir noktaya daha parmak basıyor: ABD ile İsrail arasındaki savunma yardımı mutabakat muhtırası Trump yönetimi döneminde görüşülecek. Trump, dış yardımlara karşı çıkıyor ve hibe yerine kredilere dönülmesini savunuyor. Savaşı yayma stratejisi nedeniyle daha fazla Amerikan askeri yardımına bağımlı hale gelen İsrail’e Amerikan desteği konusunda ciddi zorluklar ortaya çıkabilir.

İsrailli uzmanlar ayrıca Trump’ın görevi devralmasıyla Başkan Yardımcısı koltuğuna oturacak olan JD Vance’ın seçim kampanyası sırasında katıldığı bir televizyon programındaki “ABD ve İsrail çıkarları her zaman örtüşmeyecek; İran’la savaş istemiyoruz.” açıklamasını da hatırlatıyor.

Öte yandan INSS uzmanlarının Biden yönetiminden de umudu yok. İsrailli uzmanlara göre, Biden yönetimi “geçiş döneminde savaşa hızlı bir şekilde son vermek amacıyla, rehinelerin geri dönüşünü sağlayacak bir anlaşma için İsrail üzerinde baskı kurmaktan çekinmeyecek.”

SURİYE’DE PKK/YPG’YE DESTEK POLİTİKASI NE OLACAK?

Trump yönetimiyle ilişkiler konusunda Türkiye için öncelikli ve en hassas mesele ise Suriye’deki durum. Trump’ın önceki Başkanlık döneminde, iki ülke arasında bu konudaki ilişkiler, inişli çıkışlı bir seyirde ilerlemişti. Trump, o dönemde aslında Amerikan askerlerini Suriye’den çekmek istemiş, hatta bu yönde açıklama yapmış, ancak devletin bütün kanatları üzerinde tam hâkimiyetinin olmaması nedeniyle bunu hayata geçirememişti. İçe dönmeye odaklanan programına ve açıklamalara bakılacak olursa Trump’ın bu konudaki siyasetini değiştirmediği söylenebilir. Peki bu seçimde daha güçlü gelmesine rağmen Trump Suriye’den askerlerini çekebilir mi? Bu konuda, Türkiye’nin atacağı adımların büyük ölçüde belirleyici olacağı görüşündeyiz. Türkiye’nin, Trump yönetiminin bu yönde karar vermesinde etkili olacak siyaset geliştirmesi gerekir. İlk adım, şu anda iki ülkenin el sıkışmasını önleyen farklı konumlanışlar nedeniyle kilitlenmiş olan Suriye ile barışma gündemini öne almak olmalıdır. Ankara’nın Şam yönetimine “anayasa, seçimler vb.” gibi ön şartlar dayatmaktan vazgeçmesi, Türkiye-Suriye barışını baltalayan iki ülkenin içindeki ve dışarıdaki güçleri de etkisizleştirir. Suriye’den Amerikan askerlerinin şu ya da bu şekilde çekilmesi konusunda, ABD’de devlet içindeki farklı kesimler arasında da genel bir eğilimin oluştuğu şartlarda, Türkiye-Suriye işbirliği Trump’ın bu yönde bir adım atmasına uygun zemini yaratabilir.