Tüm partiler 29 Mayıs’ta Adana’da kol kola girmeli!

Vatan Partisi bu ayın 7’sinde Adana Seyhan İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’na başvurarak 29 Mayıs 2015 günü ilçedeki Uğur Mumcu Meydanı’nda miting yapmak istediğini bildirdi. 

Bu başvurudan sekiz gün sonra Adana Valiliği de aynı meydanın, aynı gün Cumhurbaşkanı’nın “halkla buluşma toplantısı”na ayrılması için başvuruda bulundu. 

Seyhan İlçe Seçim Kurulu 18 Mayıs ‘ta kararını verdi: 

“Seçim propaganda faaliyetleri başlamıştır. Dolayısıyla bu alan siyasal parti faaliyetlerine ayrılmıştır. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Mayıs günü Uğur Mumcu Meydanı’nda o toplantıyı yapamaz.” 

*** 

Normal koşullarda Adana Valiliği’nin, İlçe Seçim Kurulu’nun bu kararına itiraz hakkı yok... 

Ama, umursayan kim? 

Valilik , İl Seçim Kurulu’na itirazda bulunmuş; İl Seçim Kurulu da propaganda faaliyetlerinin başladığı gerçeğini yok sayarak İlçe Seçim Kurulu’nun kararını kaldırmış... 

Yani bir anlamda meydanı Erdoğan’a tahsis etmiş... 

*** 

Vatan Partisi kararlı; “O miting, o gün, o saatte, o meydanda yapılacak!” 

Bunun için de dün Yüksek Seçim Kurulu’na başvurdu. 

YSK ‘dan çıkacak karar çok ama çok önemli... 

Eğer Vatan Partisi’nin istemi reddedilirse... Seçimlere büyük bir gölge düşecek... 

Çünkü mevcut Seçim Kanunu, onu uygulamakla görevli Yüksek Seçim Kurulu tarafından çiğnenmiş olacak... 

*** 

YSK ne karar verirse versin; 29 Mayıs 2015’te kalpler Adana’da atacak! 

Ben de orada olacağım. 

Erdoğan ‘ın ilk miting yenilgisini bizzat olay yerinde izleyeceğim! 

Çünkü benim bildiğim Vatan Partisi kadroları, yasal haklarını hiçbir durumda, hele hele Erdoğan’a yedirmezler... 

Yedirirlerse, “Milletin hakkını korumak için iktidara aday oluyorsun ama kendi hakkını bile korumaktan acizsin” eleştirilerinin altından kalkamazlar! 

*** 

AKP , CHP, MHP, HDP dahil seçime girecek tüm partilerin liderlerine, yöneticilerine ve seçmenlerine sesleniyorum: 

Demokrasiye düşen bu gölgeyi protesto etmek için o gün siz de kendi bayraklarınızı alın ve Adana’daki o meydanda olun, Vatan Partililerle kol kola girin... 

Demokrasiyi savunun! 

Demokrasiyi diriltin! 

Demokrasiyi yüceltin... 

O günü, Demokrasi Bayramı’na dönüştürün! 

Ve elbette... 

“Sorumsuz Cumhurbaşkanı” na hak ettiği yanıtı verin! 

Tabii; demokrasi, gerçekten umurunuzdaysa... 

SANA NE? 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar , Selahattin Demirtaş’la yaptığı görüşmeyi yazarken “HDP, AKP’ye dışarıdan destek vermeye sıcak bakıyor” dedi de... Demirtaş bunu yalanladı ya... 

Tartışmaya Cumhuriyet yazarı Nuray Mert de katılmış ve Can Dündar’ı eleştirmiş: 

“Böylesi bir ‘izlenim’in, HDP’ye yönelik kuşkucu bakışı pekiştireceğinin bilinmesi gerekirdi...” 

Sözüm Nuray Mert’e: 

Sana ne arkadaş?  

Sana mı kaldı neyin, neyi pekiştireceğine kafa yormak? 

Sen HDP’nin avukatı mısın, sözcüsü mü? 

“HDP’ye kuşkucu bakışlar” ın artması seni niye bu kadar rahatsız ediyor? 

Hayırdır, bilmediğimiz yeni bir şey mi var? 

GÜNÜN SORUSU 

Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank, Erdoğan’a yönelik “lüks yaşam” eleştirilerine yanıt vermiş ve “Acıktığında simit peynir soran; tek eğlencesi torunlarıyla oynamak olan bir adama attığınız lüks ve şatafat iftiraları tutmaz” demiş... Sorum kendisine: 

Saray çevresinden kazandığınız aylık gelir kaç lira? 

BÖLÜNME İÇİN RESMİ İLK ADIM, FUTBOLDAN... 

“Bölünme” nin ilk resmi adımı futboldan geldi. 

Denizli BŞB maçından sonra ikinci lig hayallerine veda eden Yeni Diyarbakırspor, “yeni bir lig” kurmak için dün Diyarbakır’da bölge kulüplerini toplantıya çağırdı. 

Yani, resmi adı ne olur henüz bilinmiyor ama Doğu ve Güneydoğu’da bir “Kürt Ligi” kuruluyor. 

Yasal olarak bu mümkün mü? 

Hayır... Ama yasaları umursayan mı var? 

Daha da önemlisi... 

Yasaları umursamayanları umursayan, hesap soran mı var? 

*** 

Peki; bizim saf solcuları kandıran HDP ne diyor? 

“Bölünme gibi bir amacımız yok!” 

Yeni Diyarbakırspor ‘un yöneticileri bile bunlardan daha mert! 

156+27! 

Türkiye Cumhuriyeti’nin On Birinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.... 

Bir: Huber’i 7 ay 3 hafta boyunca işgal ettiniz. Tüm masrafları ödediğinizi söylediniz. Makbuzlar nerede? 

İki: Kanlıca’daki 20 milyon liralık evi hangi parayla aldınız? 

Üç: Suudi Arabistan Kralı’nın makamınıza verdiği hediyeleri ne yaptınız?  

GÜNÜN İSYANI 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı’nın iade etmek zorunda kaldığı makam arabası konusundaki tavrını sürdürüyor. Cumhurbaşkanlığı’na ait zırhlı bir Mercedes’i, Başkan Bey’e tahsis edeceğini söylemiş... İsyanım Erdoğan’a: 

Cumhurbaşkanlığı’nın arabası, babanızın malı mı?