Tunç Soyer üstünden Kuran-ı Kerim’i inkâr etmek...
Hem Kuran’a inandığını söyleyip hem de oradaki temel hükümlere aykırı davrananlar; Kuran-ı Kerim’i inkâr etmiş olurlar. Bu işi de en çok siyasetçiler yapar. Son örneğini CHP’nin İzmir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer üstünde kopartılan fırtınada gördük.
Tunç Bey’in babası Albay Nurettin Soyer 12 Eylül darbesinde Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi Başsavcısı idi. Onların yargılamaları elbette ki insanlık suçu ile doluydu. Ama bundan oğlunu sorumlu tutmak Kuran’ı inkâr etmektir. Çünkü, Kuran-ı Kerim’deki Fatır Suresi’nin 18. Ayeti özetle diyor ki: “Hiç kimsenin günahı başkasına yüklenmez.”
AKP’liler ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli; babasının suçunu oğlu Tunç Soyer’e yüklemeye çalışarak Kuran’ı çiğnemiş olmuyorlar mı?
Bu işten medet umanlara hatırlatalım ki Orta Çağ hukukunda bile kimse babasının işlediği suç yüzünden mahkum edilmemiştir.
Var mı, kendisinin işlediği bir suç var mı; ondan söz edin de görelim...
TARİHİN YÜKÜ AKP’NİN OMUZLARINDA
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, hukukta yeri olmayan babanın suçunu oğluna yüklemek yanlışını savunurken buyurdu ki: “Bir de tarihin yükü var...”
Doğrudur, tarihin yükü yok edilemez. Ama tarihin bu türlü kirli yükünden söz edenlerin önce kendi omuzlarındaki ağır yükü görmeleri gerekir.
Siz ey AKP’liler! Sizin omzunuzda insan yakan canavarların ağır yükü bulunmuyor mu? Sivas’ta onca can alan vahşileri sizler savunmadınız mı? O avukatları siz milletvekili, belediye başkanı, hatta bakan yapmadınız mı?
Haydi eğer tarihin yükünden söz edecekseniz Maraş’ta 1979’da hamile kadınların karınlarını deşen vicdansızların yükünden de söz edin. Oraya gönderilen kanlı militanların örgütlendiği merkezin boynunda tarihin yükü yok mudur Ömer Bey?
Bugün siz kimlerle ittifak yaparak iktidarda kalıyorsunuz? Müttefikiniz Bahçeli’nin boynundaki ağır tarihsel yüke bakabilecek misiniz? Örneğin Ankara Bahçelievler’deki odalarında 1978’de katledilen yedi solcu gencin kanının kimin boynunda olduğunu neden hatırlamıyorsunuz?
Ya ABD’nin İstanbul’a demir atan gemilerini protesto ederken bıçaklanan vatanseverlerin tarihsel yükü? Sizin ideolojik abileriniz değil miydi onları katledenler?
Siz Amerikancıların tarihsel yük konusunda konuşma hakkınız hiç yok Ömer bey, hiç!
KANDAN BESLENEN VAMPİRLER KİMLERDİ?
İzmir’deki Ülkücüler CHP adayına oy vermeyeceklermiş. Vermesinler...
Onlar gidip oylarını MHP’ye ve Ülkücülere demediğini bırakmayan Tayyip Erdoğan’a veriyorlar. Versinler...
Peki Tunç Soyer ne dedi Ülkücülere?
“Kandan beslenen katiller! Vampirler! Fatiha bile bilmezler!” diye hakaretler mi yağdırdı?
Bunları söyleyen birisine oy verip de Tunç Soyer’e efelenenlerin Ülkücü olmaları mümkün olabilir mi?
Bugün MHP’de kalanların artık Türk milleti ile bir bağı kalmamıştır; onlar milliyetçi değil ümmetçi olup Tanrı Dağları’ndan kaçarak Hira dağına sığınmışlardır.
İLGEZDİ’YE SAHİP ÇIKMAK DOĞRUYDU
CHP’nin Kadıköy’e kim olduğunu bilmediğimiz ve HDP sempatizanı gözüken birisini aday yapması son derece yanlışken Ataşehir’de Battal İlgezdi’yi yeniden aday yapması o kadar da doğrudur. Çünkü Battal İlgezdi, AKP’nin çıkar suçu işleyen kendi belediyelerini gizlemek için görevden aldırdığı bir isimdi. Kadir Topbaş AKP’den gidiyorsa CHP’den de birisi gitmeliydi ki kamuoyu kandırılsın...
Bu yüzden Battal İlgezdi kurban seçilmişti. Hakkında yolsuzluk mahkumiyeti bulunmayan AKP mağduru bir siyasetçiye partisi sahip çıkarak olumlu bir tavır takınmıştır.
Bakırköy’de Bülent Kerimoğlu başarılı işler yaptığından devam ettirilmesi gerekiyordu... Böyle birisine, halk arasında hiçbir kıymeti bulunmayan CHP İstanbul İl Başkanı pirzolasever hanımefendinin karşı çıkmasını da sadece tebessümle öğrendik.
Sarıyer’de Şükrü Genç de çalışkan bir isim olarak öne çıkmıştı; devam ettirilmesi iyi oldu. Umarım yeni dönemde bölgedeki plajlarda yazın gece yarılarından sonra başlayan gürültülü müziği de kesecek ve halkı daha çok memnun edecektir.