Türk bayrağı altında toplanmak

Türk bayrağı altında toplanmak, emperyalizme karşı mücadele de yer almak anlamına gelir. Türk bayrağı neredeyse iki yüz yılı bulan batı sömürgeciliğine ve emperyalizmine karşı mücadelenin simgesi haline gelmiştir. Bu bayrak sadece Türküyle, Kürdüyle Türk milletini değil, neredeyse bütün mazlum milletlerin simgesi haline gelmiştir. Afganistan’da, Lübnan’da, Somali’de ve dünyanın çatışmalı bölgelerinde görev yapan askerlerimize karşı ciddi hiçbir eylemin olmaması bundan dolayıdır. Türk ordusu da bu imajına uygun davranmaya çalışmaktadır. Bu yüzden bu ülkelerde Türk ordusuna ve Türkiye’ye büyük bir saygı ve sevgi beslenmektedir. Bu sevgi ve saygıda görevin yapılış biçimi kadar, herkese güven veren Türk bayrağının da büyük rolü vardır. Çünkü bu bayrak altında tarihin ilk milli kurtuluş savaşı başarıyla gerçekleştirilmiş ve yenilmez denilen Düvel-i muazzama yenilmiştir. Bugün de Türk bayrağının dalgalandığı her yer, Amerikan emperyalizminden kurtarılmış bir özgürlük alanıdır.

Barzani’nin bağımsızlık referandumu kararı hem Kürtler açısından hem de bölge devletleri ve halkları açısından bir dönüm noktasıdır. ABD emperyalizminin bölgeyi bölüp parçalayarak kendisine tam bağımlı kukla devlet kurma planları bölge devletlerini birleştirmiş ve bu plana karşı mücadele etme kararlığını geliştirmiştir. Birleşen bölge ülkeleri, Barzani’nin referandum girişimini bozguna uğratmışlardır. Bölge ülkelerinin desteğiyle Irak hükümeti, daha önce tartışmalı bölgeler olan Kerkük, petrol bölgeleri, havaalanları ile gümrük kapıları sorununu da bir çözüme kavuşturarak, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimin egemenlik alanlarını da sınırlamıştır. ABD emperyalizmi el altından kışkırttığı ve açıktan desteklediği Barzani yönetimine sahip bile çıkamamıştır.

PKK’DA SATILMA KORKUSU

Bu ortamda PKK’yı haklı olarak büyük bir korku ve telaş almıştır. Bölge ülkelerinin birleşmesi karşısında ABD’nin aciz kalması, özellikle Suriye sahasında kurdukları kantonları tehlikeye atmıştır. Barzanilerin hem Irak merkezi hükümeti hem de bölge ülkeleri tarafından kabullenilen bir statüleri vardı. Bu nedenle yenilgi, Barzanileri doğal statülerine çekti. Ama durum PKK-PYD açısından böyle değildir. Bir kere Suriye devleti kendi toprakları üzerinde kurulan kantonları tanımamakta, hatta bu kantonları kuran güçleri vatan haini olarak nitelemektedir. Türkiye, İran ve Irak’ta bu kantonları tanımadıkları gibi, Türkiye bu kantonlara her an müdahale edeceği sinyallerini vermektedir.

Kantonların arkasında bir tek ABD ile İsrail bulunmaktadır. İşlerin kötüye gitmesi, PKK’da da çatlak seslerin çıkmasına ortam hazırladı. Bu tartışmalar, PKK-PYD içinde silahların bırakılmasından, ABD ile kurulan ilişkilerin sorgulanmasına kadar bir dizi konuyu gündeme getirecektir. Nitekim bu tartışmaların fitili PKK’nın KCK Yürütme Konseyi Üyesi Rıza Altun tarafından ateşlendi. PKK-PYD’nin bu gün içinde bulunduğu durumu özlü bir şekilde tarif etmektedir; “ Kürtlerin kendisini uluslararası sistemle ifade etmeye kalkışması bir zafiyet içeriyor. Yani kendisini bu hale getiren bir uluslararası sistemi görüp ona göre sorunlarını gündemleştirmek, onun mücadelesini vermek yerine, daha çok uluslararası sistemden beslenerek sorunları çözmek gibi bir yaklaşım içerisine girmek en büyük bir zafiyettir. Bugün bakıyoruz Kürdistan’ın dört parçasındaki birçok güç, hatta büyük ezici güç meseleye daha çok bölgesel ve uluslararası güçlere dayalı olarak kendisini var etmek ve mücadele etmek gibi bir durumla meseleyi çözebileceğini düşünüyor.” Aydınlık 20 Aralık 2017) Bu görüşlerin Rıza Altun’un şahsi fikirleri olmadığı, yönetimin özellikle Kandil’in bu noktaya geldiğini söyleyebiliriz. Bu tür görüşlere PKK-PYD içinde bundan sonra daha sık karşılaşacağımızı söyleyebiliriz. Yine, PKK-PYD yöneticilerinden Rafea İsmail’de, “ABD bizi uzun süre piyon gibi kullandı.” Diyerek aslında Rıza

Altun’a benzer şeyler söylemekte, ABD’nin kendilerini satmasından korktuklarını söyleyerek serzenişte bulunmaktadır. (Aydınlık, 20 Aralık, 2017) Barzanilere sahip çıkamayan ABD’nin PKK-PYD’ye sahip çıkacağını söylemek abesle iştigaldir. Bölge ülkelerin birleştiği bir durumda ABD’nin yapabileceği fazla bir şey bulunmamaktadır. ABD’nin bile silahlı bir çatışmayı göze alamadığı bölge ülkelerinin birliği karşısında PKK-PYD’nin hiçbir şansı bulunmamaktadır. Silahlı direniş PKK-PYD’nin fiilen imhası ile sonuçlanacak ve olan binlerce Kürt gencine olacaktır. PKK’nın yenilgisi, umutsuzluk ve intihar eylemlerini tetikleyecek ve PKK-PYD serseri bir mayına dönüşecektir. PKK-PYD liderlerinin yapacağı en akıllı hareket, savaşı ve silahları bırakmak ve Türk bayrağı altında toplanmaktır. Türk bayrağı kucaklayıcı, bağışlayıcı ve birleştiricidir.

ABD emperyalizmine karşı bölge ülkeleriyle birleşmek, kardeşkanı dökmekten vazgeçmek gerekir. Kardeşleriyle değil, emperyalist işgalcilere ve onları piyonu ve taşeronu örgütlerine karşı savaşmak ve birliğin yüce bayrağı olan al bayrak altında toplanmak tek çaredir.