Türk Merkez Bankası Hazine’yi yağmalatıyor

Dolar 7 liraya çıkarken, başımızdakiler ne diyorlardı?
Amerika bize kumpas yapıyor.
Gel gör ki şu an dolar öyle düştü ki yerlerde sürünüyor.
Ne oldu; hani kumpas vardı?
Bütün sorun; dolarcıların Türkiye’den yüksek faiz istemesiydi... Bugün bizim Merkez Bankası, onlara dünyanın en yüksek ikinci faizini ödüyor. Ve Türkiye ağır biçimde sömürülüyor.
Bir zamanlar yüzde 8’lik faize “Çok fazla!” diyerek karşı çıkan AKP Lideri Erdoğan, onun 3 katı olan şimdiki faize tek laf edemiyor.
Yani bu AKP Amerikalı para babalarını zengin etmekle görevlendirilmiş bir kadro gibi iş yapıyor.
Geçen gün basına açıklama yapan Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya; “Gerektiğinde yeni sıkılaştırma yapabiliriz!” diyerek faizin indirilmeyeceğini, gerekirse yükseltileceğini söyledi... Gerçek çok acı: Bay Çetinkaya, hazineyi yabancılara yağmalatmayı tek çözüm gibi göstererek Türkiye’ye büyük zarar veriyor.
Dünyanın kıskandığı büyük lider Tayyip Erdoğan ise el altından ona, “Devam, devam!” diyor.
Belli ki ABD ile bunlar anlaşmışlar... Getir doları, al istediğin yüksek faizi; bak keyfine ey Amerikalı...
Nasıl olsa Türkiye’yi sizin çocuklar yönetiyor.

AKARYAKIT KAZIĞI
Öyle vahşi bir soygun var ki anlatılamaz...
Akaryakıt soygunu bu...
Dolar 7 lira, petrol 80 dolar iken bu fiyattan alıyorduk...
Dolar yüzde 25’ten fazla düştü... Petrol daha fazla indi ama hükümet akaryakıtı indirmiyor.
Böyle kuzulaşmış bir tüketici kitlesi olursa, baştakiler elbette onları dibine kadar sömürürler...

YENİ AMERİKANSEVERLER
Ergenekon-Balyoz kumpasları sürecindeki Amerikancı liberallerin pabucu dama atılınca, şimdi onların görevini sözde solcu ve sözde Atatürkçüler aldılar. Bunlar; ABD’ye doğrudan doğruya arka çıkamıyorlar ama ABD’nin hedefe koyduğu devletleri ve liderleri eleştirerek görevlerini yapıyorlar.
Bu konunun açığa çıkmasını Venezuela-ABD çatışması sağladı. Bizimkiler; “Tramp iyi ediyor!” diyemiyorlar ama “Venezuela Lideri Maduro beceriksiz; yanlış işler yaptı; halkı perişan edip ülkeyi kargaşaya itti!” gibi ABD’de imal edilmiş fikirleri Türk kamuoyuna pompalıyorlar.

Ben de sapına kadar Erdoğan karşıtlarından birisiyim. Ama onunla mücadele ediyorum diye gidip de Maduro üstünden Amerikan saflarında mı savaşacağım?
Yazık böyle okumuşlara... Venezüela petrolüne el koymak peşindeki Amerikan haydutluğuna Maduro’yu kötüleyerek destek verdiler.
Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda, Sovyetler Birliği ile işbirliği yapan Ankara Hükümeti’ni komünistlikle suçlayan İstanbul basını gibi...
Bu konuda en doğru tavrı, Vatan Partisi’nin takındığını yazmak da hak bilirliğin bir gereğidir.

TRUMP’A NİYE KIZIYORSUN?
AKP Lideri Erdoğan, Venezuela yönetimini devirmeye çalışan Trump’ın bu tutumunu eleştiriyor. Söylediklerinde haklı da inandırıcı değil. Çünkü, Trump zorbasına bu yolu gösteren bizzat Erdoğan oldu... Suriye Devleti’nin iç işlerine müdahale ederek... Oradaki seçilmiş Beşar Esad yönetimini devirmeye çalışarak...
Venezüela’daki Maduro seçilmiş başkandır; ona yapılan dış müdahale haksızdır da Suriye halkının seçtiği Beşar Esad’a hem de silahlı dış müdahaleler haklı mıdır?
Beşar Esad’a halen düşmanlık eden birisinin Maduro’ya verdiği destek dünya kamuoyunda ciddiye alınmayacaktır.

İBRAHİM ARIKAN YARIN ANILIYOR
Ben ona “İkinci Başöğretmen!” diyordum. MEF’i kurup eğitimde çığırlar açan bir insan olarak ün yapmıştı. Sonra o sıkı çalışmasını ticaret ve sanayi alanına da aktararak Arıkanlı Holding’i yaratmıştı.
İbrahim Arıkan’ı tanıyınca bu başarının rastlantısal olmadığını anladım. Üstün bilgisini üstün çabasıyla birleştiren çok zeki bir insanın yükselmesiydi bu. Dayanağı ise Atatürkçü, akılcı ve bilimsel eğitimdi.
İbrahim Bey’le 1980’lerin ortalarında başlayan dostluğumuz üç yıl önce aramızdan ayrıldığı ana kadar devam etmişti. Kendisine “İkinci Başöğretmenim!” diye hitap ettiğimde biraz mahcup olur ve gülümseyerek, “Aman Rızacığım, biz sadece, o Başöğretmenin görev verdiği öğretmenleriz!” derdi ve sonra da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya lideri olmasının altında yatan laik eğitime vurgu yapardı.
Pratik ekonomiyi en iyi bilenlerden birisiydi; daha doğrusu bu işin uzmanıydı. 2008 krizi patlayınca ilk önlem alan; kimseyi işten atmayan bir işadamı olarak öne çıkmıştı.
Yarın onu bir kez daha anacağız. 13.30’da Ulus’taki MEF Okulları’nda başlayacak tören, saat 15.50’de Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki (30. Ada, 175/A) kabri başında sona erecek.
İbrahim Bey’in anısı önünde saygıyla eğiliyorum ve Uçmak’taki ruhuna selamlar sunuyorum...