Türk milletini ‘reform’ etmek

Cumhurbaşkanlığında politika kurulları kuruldu. Üyeleri atandı. Çalışmaları nelerdir neler değildir, bilgimiz yok. Eski danışmanlar şimdi çoğunlukla kurul üyesi olduklarına göre, bunların yaptıklarına ve söylediklerine bakarak, nereye koştuklarını öngörebiliriz. Örneğin, Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun başkanlığını yaptığı Hukuk Politika Oluşturma Kurulu’nun üyesi Mehmet Uçum’un Cumhurbaşkanlığı başdanışmanıyken dile getirdiği hedefe koşmakta olduğunu tahmin edebiliriz.

Bu kişi demişti ki, bir hukuk reform süreci zorunlu; Türkiye milletinin inşa sürecini ancak bu reformla güvence altına alabiliriz. “Yani ‘dışlayıcı ve baskıcı Türk Milletinden kapsayıcı ve özgürleştirici Türkiye milletine geçiş süreci”. Ona göre Kürt sorununa kalıcı çözüm gerçekleştirmenin yolu bu...
Sözleri yoruma gerek bırakmayacak kadar açık. Hukuk reformu dediği şey, yeni anayasa yapılması. Yeni anayasada Türk Milleti sözünün silinmesi, böylece Türkiye Cumhuriyetinde egemenlik hak ve yetkisinin Türk Milletinden alınması. Yerine Türkiye milleti denmesi; böylece ulusal devlet yerine etnikçi devlet sisteminin güvence altına alınması. Kısacası Kürt sorununu Türk sorunu haline getirerek sözde çözmeye odaklanmış, PKK’sından FETÖ’süne Türkiye’nin acılı bir mücadele yürüttüğü kesimlerce uygulamaya konmuş olan şu bildiğimiz saldırgan zihniyetin işleri...

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politika Kurulu üyesi Mehmet Uçum, bu zihniyetin varlık sebebi olan Türk Sorunu’nu yaratıp bunu çözmeye adanmış görüşlerini bir kitapta toplamış. Kendi kitabında kendisi hakkında verilen bilgilerde, aslında anayasa hukuku uzmanı olmadığı yazılı. Bir serbest avukat olarak iş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku alanında çalışmış biri. Uzmanlık açığı ortada. Ama belki daha önemlisi “reform”a gelirken geçtiği yollar.
Alfa Yayını olan “Türkiye’nin Demokratik Birliği Mücadelesinde Yeni Aşama 16 Nisan” adlı Temmuz 2018 tarihli kitabında;
2009 yılında Demokratik Açılıma Yurttaş Katkısı Platformunu kurup sözcülüğünü yaptığı;
2010’da Yetmez Ama Evet kampanyasında çalıştığı;
2010-2012’de Yeni Anayasa Platformu’nda çalışıp sözcülüğünü yaptığı;
2013’te Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu üyesi olarak çalıştığı;
2010-2014’te TESEV bünyesinde Anayasa İzleme Raporları yazarları arasında olduğu; TESEV’in Demokratikleşme Programında danışmanlık ve hakemlik yaptığı;
2015 yılında Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Derneği (PODEM)’in kurucu başkanlığını yaptığı belirtiliyor.
2015 yılında görevi dört ay süren TBMM 25. Dönem AKP milletvekili; ardından Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olan Mehmet Uçum, 2018 yılında yukarıda belirttiğimiz Hukuk Politika Oluşturma Kurulu üyeliğiyle şereflendirilmiş bulunuyor.
Adı geçen platformlarla vakıfların, küreselci siyaset zemininde ulusal yapıyı çözme amacıyla hareket eden yapılar olduğu bilinir. Bugünlerde etkileri bitmiş, itibarları sıfırlanmıştır. Ama öyle anlaşılıyor ki, etkilerini devletin en üst mekanizmalarına nöbete bırakmayı başarmışlar.

Twitter adlı sosyal medya sitesinde kendisini izlememi engellediği için sorduğum soruyu doğrudan kendisine iletme şansım olmadı. Bunun üzerine soruyu Cumhurbaşkanlığı’nın strateji başkanlığına, cumhurbaşkanına, TBMM Başkanı’na, Prof. Dr. Burhan Kuzu’ya sordum. Tahmin edebileceğiniz gibi hiçbir makamdan yanıt gelmedi.
Sorum şuydu:
Üyeniz Uçum “yeni siyasal perspektif yeni anayasa ile başlayacak bir hukuk reformu sürecini zorunlu kılıyor. Ancak bu reform süreciyle Türkiye milletinin inşa süreci tamamlanıp güvence altına alınabilir. Yani dışlayıcı ve baskıcı Türk milletinden kapsayıcı ve özgürleştirici Türkiye milletine geçiş sürecinde Kürt sorununun kalıcı çözümünün gerçekleşeceği bir siyasal realite söz konusudur.” şeklinde bir açıklama yapmıştı. Böyle bir “hukuk reformu” hazırlığınız var mıdır?
Buradan bir kez daha yinelemek şart oldu:
Sayın Kurul Üyeleri, Sayın Kurul Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hukuk Politika Oluşturma Kurulu’nda ya da başka bir yetkili organınızda, Anayasadan Türk Milletini silmeye odaklanmış bir hukuk reformu hazırlığı var mıdır?