Türk milletinin duruşu ve bizim görevimiz

Türk milleti Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi her zaman vatanı, bağımsızlığı ve özgürlüğü için ölümüne mücadele etmekten çekinmemiş ve korkmamıştır. Yeter ki millete yalan söylenmesin, milletimizin genetik kotlarıyla oynanması.

Bu yüce millet Beşiktaş katliamı sonrası kahraman polisini nasıl kucakladıysa, 15 Temmuz FETÖ darbesinde tankların önüne nasıl çıktıysa, PKK ile mücadele eden, Fırat Kalkanı Harekatı’nda IŞİD, PYD/YPG savaşan askerlerini nasıl bağrına bastıysa bu ülkeye yönelik bütün tehlikelere göğüs gerer ve daha önce de yaptığı Türkiye Cumhuriyeti’ni emperyalistlere ve onların uşaklarına yem yaptırmaz.

Evet çok kritik ve zorlu bir dönemden geçiyoruz, Türkiye Cumhuriyeti’ne diz çöktürmek ve Sevr’in 21. yüzyıl versiyonunu bize kabul ettirmek istiyorlar. Bunun için de demokrasi, hukuk ve insan hakları adı altında ülkemizin altını oymaya çalışıyorlar. Üstelik bunu yaparken içimizdeki emperyalizmin iç birlikçilerini taşeron ve Truva atı olarak kullanıyorlar. Bütün bunları yapanlar müttefiklerimiz. Bazıları anlamasa da anlamak istemese de maalesef gerçek bu.

Türkiye ve Türk milleti bu kadar önemli bir tehditle kaşı karşıya iken hala olaylara tarafsız bakalım, ABD ve Batı’nın olduğu kadar Rusya ve İran da Türkiye’yi zor durumda bırakmak istiyor, onların da değişik amaçları ve hedefleri var Türkiye üzerinde, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditlerin ABD ve Batı’dan geldiği konusu Rusya’nın bizi batı kampından koparmak için yaptığı bir algı operasyonudur vb. söylemlerde bulunmanın yaşananlardan, yaşanacaklardan ve gerçeklerden ne kadar kopuk olunduğunun bir işaretidir.

Eğer bu değilse sipariş üzerine yapılan analizler ve değerlendirilmelerdir. Ben Beşiktaş Katliamı ve onun öncesinde ülkemiz üzerinde yürütülen oyunlarla ilgili tespit ettiğim gerçeklere dayanarak bir analiz ve değerlendirme yaptım. Lafı eğip bükmeden vardığım sonuçları bütün çıplaklığımla ortaya koydum. Benim yaptığım şey bir tepki değil, gerçeklere, olgulara dayalı bir analiz ve değerlendirmedir.

Benim analiz ve değerlendirmeme katılmayabilirsiniz, ama başka birinin çalıştığı bir mekanda gösterdiği tepki ile karşılaştırırsanız bunu magazinleştirirsiniz. Çünkü benim yaptığımla, diğer şahsın verdiği tepki çok farklı şeyler.

Türk milletine, onu etnik yapılara ve mezheplere göre ayırmaya çalışanları, onu vatansız bırakmak için uğraşanları ve onların açık, örtülü faaliyetlerini anlatmak zorundayız. Yapılan hataları ve bunun sonucunda karşılaşacağımız tehlikeleri söylemek mecburiyetindeyiz.

Bizler ülkemiz ve komşularımız üzerinde oynanan oyunlara küresel güçlerin ve onların Türkiye’deki uzantılarının baktığı pencereden, gözlüklerden bakamayız. Böyle yaparsak ülkemize ve milletimize ihanet etmiş oluruz. Kendi çıkarımız ve rahatımız için bu ülkeyi ve milletimizi satmış oluruz.

Günümüzde ya Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğü, bekası, Türk Milletinin bölünmezliğinden yana taraf olacaksınız ya da terörden, bunu destekleyen ABD ve Batıdan yana taraf olacaksınız. Bu konuda gerçekler ve olguların işaret ettiği istikamette insanlarımızı bilgilendirmek ve düşündüklerimizi söylemek zorundayız. Bu bir tepki değil Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne, terörle mücadelede verdiğimiz şehitlere, milli mücadeleyi yürüten atalarımıza, gazilerimize, sakat kalan binlerce gencimize yerine getirmek mecburiyetinde olduğumuz temel görevdir. Tepki değil.