Türkiye-ABD ilişkilerinde ilk sınama: İsveç’in NATO üyeliği

Yeni Hükümet’in ABD ile ilişkilerde nasıl bir yol izleyeceği konusu hem ulusal hem de uluslararası alanda en önemli başlık. Bu çerçevede 11-12 Temmuz’da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenecek NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi her iki taraf açısından da ilk önemli sınama olacak. Vilnius Zirvesi’nin gündemi, Ukrayna’da Rusya’yı yenmek için yapılacakları belirlemek, NATO’nun doğuya doğru genişlemesi ve NATO’nun Asya-Pasifik’e açılması kapsamında üyeler arasındaki kimi görüş farklılıklarını ortadan kaldırmak. Öncelikli konu, İsveç’in üyeliğinin kabulünü bu Zirve’de sağlamak. İsveç’in üyeliği için öncelikle, Türkiye ve Macaristan’ın karar vermesi ve meclislerinde onaylamaları gerekiyor.

Vilnius Zirvesi öncesi bugün Norveç’in başkenti Oslo’da NATO Dışişleri Bakanları toplantısı yapılıyor.

BIDEN’IN TEBRİK TELEFONU

Konunun ABD açısından öncelikli bir mesele olarak ele alındığı biliniyor. Nitekim, Erdoğan’ı tebrik etmek için arayan Biden’ın gündeme getirdiği tek somut konu İsveç’in üyeliği oldu. Erdoğan-Biden görüşmesine ilişkin Hürriyet gazetesinden Hande Fırat’ın Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına dayanarak aktardıklarını, sunuşundaki amaçtan bağımsız olarak değerlendirince meselenin içyüzü anlaşılıyor. Biden Erdoğan’a “Batı’nın size karşı müdahalesinin adil olmadığını düşünüyorum” diyor. Biden’ın sözleri üzerine Türk heyeti kafalarını kaldırıp birbirlerine bakıyor. Biden hemen sonra “Ben F-16 meselesini ilerletmek istiyorum ama Kongre’de İsveç şartı var” diyor. Türk heyeti bu konuda bir yorum yapmıyor. (Hürriyet, 30 Mayıs 2023)

Yine Hükümet’e yakın ve Amerikancı damarın etkili olduğu bilinen Sabah gazetesi de, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve Beyaz Saray Sözcüsü Jean Pierre’in açıklamalarına dayanarak, ABD yönetiminin Türkiye’ye F-16 satışında destek verdiğini iddia eden bir haber yayınladı. (Sabah, 31 Mayıs 2023)

ABD yönetiminin, Türkiye’ye F-16’ları vermek istediği propaganda ediliyor ama Kongre’nin şartının da altı çiziliyor. Her iki haberin amacının şu olduğunu saptayabiliriz: Önümüzdeki günlerde İsveç’in üyeliği Türkiye tarafından onaylanırsa, “ne var, al ver pazarlığı yaptık, bakın ABD yönetimine geri adım attırdık, F-16’ları alıyoruz” denilmesinin zemini oluşturuluyor.

İşin aslını ise, Beyaz Saray açıklamasında yer alan “Başkan Biden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vilnius’ta gerçekleştirilecek NATO Zirvesi’nde transatlantik güvenliğin güçlendirilmesi de dahil olmak üzere bölgesel ve küresel sorunların üstesinden gelmek için NATO nezdindeki hazırlık durumunu da ele almıştır” satırları ortaya koyuyor. Hande Fırat’a sızdırılan bilgi ile birlikte değerlendirildiğinde, Biden’ın “üzerinize gelmemizi istemiyorsanız, İsveç’in üyeliğini onaylayın, NATO’da çatlak ses çıkarmayı bırakın” dediği pekala görülebilir.

SORULMASI GEREKEN SORU

Türkiye açısından sorulması gereken asıl soru şudur: İsveç’in NATO üyeliğine onay ve şu sıralarda gündem olan Kosova’da NATO üyeliğinin gereği olarak ABD ile uyum, Türkiye’nin bir numaralı ulusal güvenlik meselesi olan Suriye’de PKK yapılanmasını tasfiye hedefi açısından yarar mı sağlayacaktır yoksa zarara mı neden olacaktır? Sorunun yanıtı, iddia edildiği gibi aslında çok karmaşık değil. Gerçek ortada duruyor: Türkiye ile ABD Suriye’de karşı karşıyadır. Türkiye’nin müttefikleri başta Suriye devleti olmak üzere Rusya, İran, Çin ve Asya’nın geri kalan büyük bölümüdür. ABD, NATO vasıtasıyla bugün Asya’ya doğru savaşı yaymaya çalışmaktadır ve hedefinde Türkiye’nin Batı Asya’daki mücadeledeki yukarıda sıraladığımız müttefikleri bulunmaktadır. Bu nedenle, ABD ile uyum ve NATO’da çok kutupluluk öncesi döneme göre konumlanış, Türkiye’nin ulusal menfaatlerini gerçekleştirmesinin önünde engel hale gelmiştir.  İsveç’in üyeliğine onay konususun bu perspektiften değerlendirilmesi gerekmektedir.