Türkiye ekonomisinin gelecek bilançosu

Türkiye ekonomisi 2017-18-19 yıllarında nasıl bir fotoğraf verecek, makro ekonomik göstergeler nasıl olacak, diye hepimiz merak içindeyiz ve kaygılıyız. Bugün size bu yıllara ait Türkiye ekonomisi bilançolarını tahmin etmeye çalışacağız.

VERİLER

Ekonominin projeksiyonunu mevcut makro ekonomik verileri esas alarak iyimser bir yaklaşım da sergileyerek yapalım.
Ekonomik Gösterge Tutar/Oran
Gayrisafi Yurt İçi Hasıla(GSYH): 800 milyar dolar
Büyüme oranı: yüzde 3
Dış borçlar: 400+ milyar dolar
İşsizlik oranı: yüzde 13
Enflasyon oranı: yüzde 12
Cari açık: 35 milyar dolar (+/-)

TAHMİNLER-VARSAYIMLAR

*Türkiye ekonomisi 2017’de yüzde 3, 2018’de yüzde 4, 2019’da yüzde 5 büyüyecek.
*3 yılda özelleştirme gelirleri 10 milyar dolar olarak gerçekleşecek.
*3 yılda Araplardan vatandaşlık, konut satışı ve diğer yatırımlarından 20 milyar dolar girecek.
*Yabancı sermaye yatırımı bu üç yılda 10 milyar dolar olarak gerçekleşecek.
*İhracat ve turizm gelirleri artacak cari açık her yıl ortalama 30 milyar dolar olacak.
*Reel sektör proje ve yatırımları için yurtdışında olan parasından 10 milyar dolar getirecek.
*Türkiye bütçesi faiz dışı fazla verecek. Dış borç faiz ödemeleri her yıl ortalama 5 milyar dolar olacak.
Bu veriler bir projeksiyon yapmamız için yeterli.

PROJEKSİYON

Bu verilere göre hesaplamalara başlayabiliriz.
GSYH hesabı
Yaklaşık 3 trilyon TL olan GSYH yukarıda belirttiğimiz oranlarda büyümesi ve dolar kurunun 4’ler bandında olması halinde 800-750 milyar dolar arasında bir rakam olarak yani dolar bazında büyümeyerek önümüzdeki 3 yılda da aynı düzeylerde kalacağını belirtebiliriz. Öte yandan dış borçla finanse edilen büyümeye hormonlu büyüme de denildiğini unutmayalım.
İşsizlik oranı hesabı
Şu andaki büyüme oranlarına göre işsizlik oranı yüzde 13’lerde ise bu oranların üstünde bir büyüme olması halinde işsizlik oranları düşebilir.2018 ve 2019’da ilave yüzde 2 büyümenin işsizlik oranına yüzde 4 katkı (yüzde 1 büyüme= yüzde 2 işsizlik oranına katkı) yaptığını kabul edersek işsizlik oranının yüzde 9-10 düzeyinden aşağıya inmeyeceğini tahmin edebiliriz.
Enflasyon oranı
Büyüme tüketim talepli olacağı için enflasyon oranın çift hanelerden aşağıya düşmesi mümkün gözükmüyor.
Ülkenin yaratacağı kar ve zarar hesabı
Kar ve zarar kalemleri Tutar (Dolar)
Cari açık: - 90 milyar
Araplardan gelecek para: + 20 milyar
Özelleştirme gelirleri: + 10 milyar
Yabancı sermaye yatırımı: + 10 milyar
Bıyıklı sermaye girişi: + 10 milyar
Faiz ödemeleri: - 15 milyar
Birikmiş net zarar: - 45 milyar
Biz iyimser davranarak dış borç faiz ödemeleri küçük tuttuk. Bulduğumuz bu rakam 2019 sonunda Türkiye’nin 45 milyar dolar daha zarar biriktireceğini ve bunu dış borçla veya sıcak para ile finanse etmek zorunda kalacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Eğer cari açık daha fazla olursa yani dış ticaret açığı azalmazsa, turizm gelirleri artmazsa birikmiş net zarar daha da büyür.
Bir de büyük projeler gündemde. Bunların finansmanı da dış kaynaklarla yapılmak zorunda. Bu da faiz yükümlülüklerimizi ve dış borçlarımızı artıracaktır.
Dış borç hesabı
Mevcut dış borcumuz azalmayacak birikmiş net zarar ve yeni projelerin dış finansman tutarı kadar artacaktır. Yani 450 milyar dolar dolaylarında dış borcumuz oluşacaktır.

HÜKÜMET NE YAPACAK?

Hükümet yeni teşvik paketleri ile sanayi üretimin artmasına çalışacak. Yerli otomobil ekonomimiz için en önemli sektör olan otomotiv bakımından ithalatı azaltacak bir proje olarak gündeme oturacak.
Konut satışlarını teşvik edecek. Arapların daha çok yatırım yapmasını teşvik etmek için vatandaşlık kozunu daha sıkı oynayacak.
Savunma harcamaları, büyük projeler ve yeni alt yapı projeleri için Türkiye Varlık Fonu devreye girecek.
Büyümenin önümüzdeki 3 yıl içinde üretim odaklı olması mümkün değil. Bu nedenle tüketime dayalı büyüme olacağı için tüketim harcamaları pompalanacak. Bu da hane halkının borçlarını artıracak ve enflasyon çift hanelerden aşağıya inmeyecek.
Reel sektörün işletme sermayesi açığı Kredi Garanti Fonu destekli kredilerle giderilmeye devam edilecek.
Kimse tasarruf etmeyecek, edemeyecek. Bu nedenle borçlanma ekonomisi tüm hızıyla devam edecek. Bu da finans hareketlerinin yine en revaçta olmasını sağlayacak. Fed faiz artırdı, dolar yükseldi, faiz düştü, çıktı… cümleleri yaşamımızın bir parçası olmaya devam edecek. Bankalar zor sürece girecek.
Çözüm ne, hangi tedbirleri almak gerekir, onu da başka bir yazımızda inceleyeceğiz.