Türkiye işgücü piyasasında gençler

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz günlerde 2024 ikinci çeyreğine ilişkin işgücü istatistiklerini kamuyla paylaştı. TÜİK, 15-34 yaş arası nüfusu genç nüfus olarak sınıflandırıyor. TÜİK’e göre bu yaş aralığındaki nüfus 24 milyon 318 bin kişi imiş. Bu kişilerin yüzde 26’sı NEET (Ne Öğretimde veya Eğitimde Ne İstihdamda) öbeğinde yer alıyormuş. Çok ciddi bir rakam, sizce de öyle değil mi?

İşsizlikte 2024 Haziran ayındaki sıçramanın gençleri daha da çok etkilediği açık! Zaten enflasyonlu durgunluk (stagflasyon) ve enflasyonlu küçülme (slumpflasyon) muhabbetleri de bu aralar çok yoğun! Gelecek aylarda işsizliğin artması olasılığı da çok yüksek gözüküyor.

Birleşmiş Milletler olsun, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) olsun genç kavramını 15-24 yaş öbeğindeki bireyler için kullanmaktadır.

Özellikle 15-24 yaş grubundaki bireylerin (gençlerin) işgücüne katılım oranı birçok OECD ülkesine göre çok düşüktür. Örneğin 2002-2021 döneminde Türkiye’de yüzde 39,99 iken İzlanda’da yüzde 74,81’dir. Ülkemizde 15-24 yaş aralığındaki 11,7 milyon kişinin içindeki NENİ oranı yüzde 20,8 imiş. Bu NENİ’lerin içinde 1,34 milyon kişi de yüksek öğretimli! Üniversite iş garantisi anlamına gelmiyor, çalıştırılabilir olmayabilirsiniz. Varsayalım çalışıyorsunuz, ama eğitim gördüğünüz alanda ve uygun bir konumda mı çalışıyorsunuz acaba (kalite ile indirgenmiş istihdam hesaplanmadığı için bilmiyoruz!).

GENÇ KADINLAR DAHA MI KÖTÜ DURUMDA?

Evet. Birçok bilimsel çalışma kadınların istihdam oranı ve işgücü katılım oranlarının erkeklere göre daha düşük olduğunu ortaya koymaktadır, örnekse Ayşe Aylin Bayar ve Nebile Korucu-Gümüşoğlu (2024).

GENÇLERDE ÇALIŞAN YOKSULLUĞU

Gençler çalışıyor olabilir ama buna karşın yoksulluk içinde olabilir. Yoksulluk çeşitli biçimlerde tanımlanabilmektedir. Bunlardan biri Dünya Bankası’nın tanım yaklaşımıdır, şöyle ki: Günde 5,5 Satın Alma Gücü Paritesi ABD Dolarının altında geliri olanlar yaklaşık olarak yoksul olarak nitelendirilmektedir. (1,90-3,20 arası kısmen yoksul, 1,90 altı aşırı yoksul).

Dünyada çalışan yoksulluğu oranı aşırı yoksulluk olarak bakıldığında gençlerde yüzde 12 iken yetişkinlerde yüzde 6’dır, iki kat! Bunun nedenlerinin başında gençleri güvencesiz istihdamda yoğunlaşması gelmektedir. Güvencesiz istihdam denilince temel özellikler şöyle: düşük ücretler, kötü çalışma koşulları, düşük yoğunluklu çalışma (örneğin gönüllü olmayan yarı zamanlı iş), düzensiz çalışma saatleri ve vardiyalar, belirli ya da geçici zamanlı iş sözleşmeleri, sağlık sigortası ve sosyal güvenlik hakları olmaması veya iş yitirme korkusuyla bunlardan yararlanmama vb.

Yapılan çalışmalarda Türkiye’deki genç çalışan yoksulluğunun özellikle yaklaşık yoksul kategorisinde kümelendiği gözlemlenmektedir. İstatistiklerde genç çalışanlar içinde yaklaşık yoksulluk oranlarının yüzde 10-15 bandında seyrettiği belirtilmekteyse de gerçek (özellikle gayriresmi ve hatta yasa dışı suçlara ait) ekonomide benim ve çevremin gözlemlerimize göre bunun daha fazla olduğu kanaatindeyim.

Çalışan yoksulluğunu etkileyen etmenler arasında hem birey ile ilgili (eğitim düzeyi vd.) hem de işle ilgili (şirket büyüklüğü, kayıtlı çalışıp çalışmama vd.) olanları mevcuttur.

GENÇ İŞGÜCÜ PİYASASINDA KUŞAK FARKLILIKLARI VE VERİMLİLİK

Melih Sefa Yavuz, Çağatay Vişne ve Yasin Çalışkan’ın yaptıkları ortak çalışmada 1989-2021 döneminde 15-24 arasındaki gençlerin toplam faktör verimlilikleri (TFV) ölçülmüş. Y kuşağının X kuşağına göre TFV üzerine etkisinin daha fazla olduğu görülmüş. Genel olarak bahsetmek gerekirse, farklı kuşakların sahip olduğu bilgi ve beceri donanımlarının TFV’ni etkilediği gözlenmiş!

GENÇLERDE GİZLİ İŞSİZLİK

Gizli işsizlik, bireyin çalışıyor görünmesine karşın, birçok nedene bağlı olarak düşük verimle ya da verimsiz biçimde çalışması olarak tanımlanabilir. Genç çalışanlardaki gizli işsizlik konusuna ilişkin çalışmalar pek de fazla değildir. Hele Türkçe alanyazında bu konu net olarak incelenmemiştir. Genel olarak bahsedersek, D.C. Feldman’a göre gizli işsizliği oluşturan beş unsurdan söz edilebilir: genç çalışanın işin gerektirdiği eğitime gereğinden fazla (ya da çok eksik) sahip olması, eğitim alınan alanın dışında çalışmak, işte kullanılmayan becerilere sahip olmak, yarı-zamanlı (geçici) biçimde gönülsüz olarak istihdam edilmek, kişinin önceki işinden ya da akranlarından daha az kazanması.

Bunların birçoğunun ülkemizde yaygınca görüldüğü aşikâr ama niye çalışma yapılmaz acaba?

SONSÖZ

Ülkemizde genel istihdamın düşük oluşuna genç istihdamı da düşüktür. Bunun en önemli nedenlerinden biri istihdam yaratmayan büyüme idi. Şimdi takke düştü, kel göründü: AKP ekonomisine ait geminin girdiği rota istihdam küçülten ‘enflasyonlu küçülme (slumpflasyon)’! Ne diyelim kader mi acaba? Eğer başımızda Zeus var dersek, Zeus’un bile söz geçiremediği Kader Tanrıçaları’nı (Moira’ları) anımsayalım:

Klatho, Lakhesis, Atrapos. Pay veren anlamına gelen Moira'lar, insanlara yaşam paylarını verirler. Doğum, yaşam (mutluluk, başarı,talihsizlik vs) ve ölüm. Klatho ''eğiren,saran''. Lakhesis ''ölçen'' ve en korkunçları Atrapos ise ''kaçınılmaz ve geri dönüşü olmayan'' yani ölüm anlamına gelir. Moira'lar, insanlar anne karnına düştüğü andan itibaren onların hayat ipliğini eğirmeye başlarlar. Klatho'nun örekesine (eğirilecek ipin sarılı olduğu çatal uçlu düzenek) sarılı, Lakhesis'in asasıyla ölçülen hayat ipi, zamanı geldiğinde Atrapos tarafından kesilir. Tanrılar ve insanların boyun eğmek zorunda oldukları kader tanrıçalarına Zeus bile karışamaz. Zeus kader tartısına vurunca insanların yaşamını, yaşam ipliği kesilecek olanın kefesi ağır basar ve Zeus da dahil hiç bir tanrı değiştiremez kaderi.

Bence Lakhesis’e göre bu ekonomik izlencenin muhatabı artık Atrapos!

Kitap Önerisi notu: Bu konuda bkz. B.Y. İlhan (Editör), Türkiye İşgücü Piyasasında Gençler, Altınbaş Üniversitesi Yayını, 2024. Kitabı okurken Ceza’nın yeni çıkan ‘Yatay Zeka’ albümleri de iyi gider hani!