Türkiye Rusya güç birliğinin yarattığı korku
Tarih derslerinde öğretilmez: Çanakkale'de Mehmetçiğin kurşunu sadece ülkemizi savunmadı, Rus emekçisinin de ayağa kalkmasını sağladı. Kurtuluş Savaşı'nda Ruslardan tüfek, top, mermi, fişek ne istediysek aldık. Sırt sırta verdik, savaş sırlarımızı paylaşacak kadar güvendik. İngiltere’nin Kafkas Seddi’ni omuz omuza yıktık. Böylece doğuyu sağlama aldık, işgalcileri batıda denize döktük. Kurşun yağmuru altında kurulan dostluk, savaştan sonra ‘üretim cephesine’ taşındı. Sanayileşme hamlesini de Ruslarla birlikte planladık.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra her şey bozuldu: NATO’ya giriş ve ABD güdümünde bir dış politika...
Bugün, yüz yıl önce olduğu gibi yine silahlar konuşuyor. İki ülke de ABD kuşatmasına karşı savaşıyor. Aydınların da ön cepheye geldiği bir süreçteyiz. Darya Dugina her iki ülkenin öncülerine 'ideolojik-siyasi cephanelikleri' güçlendirmenin önemini gösterdi. Atlantik sisteminin fonlarla beslediği 'liberal' aydınları yerden yere vurdu. 'Tarafsız' pozlar vermedi. Lastik gibi cümlelerle, kendisini kenarda tutmadı. En kritik yerde, ABD ve AB hegemonyasına ölümcül darbe vuracak olan Türk - Rus güç birliğini inşa hattında savaştı.
Arkadaşımız Dugina gibi Moskova'daki etkili isimlerin, FETÖ ve PKK'ya tavır almasını ve her iki ülkenin çıkarlarını buluşturan siyasetlerin belirlenmesini sağlayan yoğun bir emek var; Vatan Partisi'nin 1990'lı yıllarda başlattığı Avrasya etkinlikleri Rusya'da Türkiye'nin öneminin daha iyi kavranmasını sağladı.
ABD ve AB soğuk savaş yıllarında Türkiye'yle Rusya'yı karşı karşıya getirmeyi başarmıştı. O dönem bitti. Şimdi, dünya tarihini değiştiren ve mazlum uluslara kuvvet veren dostluğu yeniden kurma zamanı. Tehditlere göğüs germemizi sağlayacak ağırlık merkezi burasıdır. İşte Dugina tam da bu yüzden hedef alındı!