Türkiye'nin Savunma Sanayisinin duraklama döneminden çıkış süreci
Bugün duraklama döneminden çıkan Türkiye'nin savunma sanayi tarihini inceleyeceğiz. Oldukça zengin ve çeşitli aşamalardan geçen Türkiye'nin savunma sanayi tarihinin ana hatları:
1952'ler-1970'ler: 1952 yılını, NATO'ya giren Türkiye'nin savunma sanayi alanında duraklama döneminin başı olarak nitelendirebiliriz. Bu dönemde temel olarak askeri teçhizatlar ve silahlar ithal yollarla ikâme edilmiştir ancak 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı ile Türkiye ihtiyaçlarını görmüştür. Prangalarından kurtulma adına ilk adımı E. Tümgeneral Turhan Olcaytu önderliğinde ASELSAN, ASPİLSAN ve İŞBİR Jeneratör gibi dünyaca ünlü savunma sanayii firmaları kurulmuştur.
İLK ADIMLAR
1980'ler-1990'lar: Türkiye, savunma sanayi konusundaki yerli üretim kapasitesini geliştirmeye yönelik adımlar atmaya başlamıştır. 1985 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’ne yönelik ilk yerli üretim projesi olan MPT-76 piyade tüfeği geliştirilmiştir. Ayrıca deniz ve hava platformlarında da yerli üretim çalışmaları başlamıştır.
2000'ler: Bu dönemde Türkiye, kendi özgün savunma projelerini geliştirmeye yönelik daha büyük adımlar atmıştır. ASELSAN ve ROKETSAN gibi devlet destekli savunma sanayi şirketleri, çeşitli askeri elektronik ve silah sistemlerinin geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır. Ayrıca tank, zırhlı araç, helikopter gibi çeşitli platformlarda yerli üretim çalışmaları hız kazanmıştır.
ATAK YILI
2010'lar: 2010’lar, Türkiye'nin savunma sanayi alanında büyük bir atılım gerçekleştirdiği bir dönem olarak öne çıkmaktadır. Özellikle insansız hava araçları (İHA), insansız kara araçları (İKA) ve insansız deniz aracı (İDA) gibi alanlarda Türkiye dünya çapında dikkat çekmeye başlamıştır. TUSAŞ'ın geliştirdiği Türk İnsansız Hava Aracı ANKA gibi projelerin başarısı, Türkiye'nin kendi teknolojisini geliştirme konusundaki yeteneklerini göstermiştir.
2020'ler: Türkiye, savunma sanayi alanında gelişimini sürdürmektedir. Yerli üretim projeleri devam ederken, özellikle siber güvenlik, yapay zekâ ve akıllı sistemler gibi alanlara da odaklanılmaktadır. Türkiye'nin savunma sanayi ihracatı da artmış, birçok ülkeye savunma ürünleri satılmaya başlanmıştır. Sonuç: Türkiye'nin savunma sanayi tarihçesi, dönemsel olarak yerli üretim kapasitesinin gelişimini yansıtmaktadır. Özellikle son yıllarda elde edilen başarılar, Türkiye'nin savunma sanayi konusunda geldiği noktayı göstermektedir. Sonuç olarak Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde başlayan savunma sanayi adımlarımız, NATO süreci ile rayından çıkarılmış ve bu süreç 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası E. Tümgeneral Turhan Olcaytu ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ile tekrar eski rayına oturtulmuştur. Türkiye'nin bu hamlesi emperyalizme ve NATO'ya atılmış en büyük tokatlardan birisidir.