Türkiye’siz olmaz!

Okyanus ötesinden önemli şahsiyetler arka arkaya Türkiye’yi ziyaret ediyor. Terör ve teröristle bütünleşen ABD hiçbir politika değişikliği yapmadan Türkiye’nin geri adım atmasını istiyor. Cehenneme giden yolun kaldırım taşlarını döşeyen ABD, Türkiye’nin kendini yakacak ateşi kuzu kuzu seyretmesini istiyor. PYD’ye resmi bütçesinden kaynak aktaran ABD, fiili olarak teröre destek veren bir ülkedir! Çünkü istihbaratın en tepesinde bulunan Ulusal İstihbarat Direktörü, “PYD, PKK’nın milisleridir” diyor. Buna rağmen Amerikan vergi mükelleflerinin parası ile PYD palazlanıyorsa, daha haklı ve daha doğru bir tanımlama bulunamaz. Ayrıca ABD, 2019 yılı bütçesinden PYD için 550 milyon dolarlık bir pay ayırarak Türkiye düşmanlığının yanı sıra Suriye’yi bölme planlarının yapısal, sistematik ve kalıcı olduğunu göstermiştir.

ABD PLANI NASIL BOZULUR?

ABD saldırganlığını püskürtmek için bölge ülkeleri ve Rusya işbirliği yapmak zorundadır. Aksi halde ABD uzun süre bölge ülkelerinin tamamına zarar verecektir. Irak’taki bölgeyle bütünleşmedikçe, ABD için Suriye’de tutunmanın fazla bir anlamı olmaz! Ayrıca bir bütünlük sağlanmadığı takdirde iki bölge de kritik ve dengesiz bir duruma düşer. Bölgesel işbirliğinin birinci aşaması, ABD’nin Irak ve Suriye’de dayandığı güçleri hem askeri hem de ekonomik olarak bütünüyle tecrit etmek olmalıdır.

IŞİD bu ülkede yenildiğine göre Irak öncelikle ABD önderliğindeki koalisyon hava gücünün dağıtılması için resmi çağrıda bulunmalıdır. Hedef ABD’yi bu güç içinde yalnız bırakmak olmalıdır. Daha sonraki süreçlerde sıra ABD’ye gelir. Böyle bir çağrı sonucunda muhtemelen çok sayıda ülke Koalisyon’dan çekilecektir. Anayasa ile belirlenen Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin (Kurdistan Regional Government) Suriye ile sınırı yoktur. Bu nedenle Irak Hükümeti, Türkiye ve İran’ın da desteğiyle PYD’yi lojistik olarak desteklemek için ana mihver olarak kullanılan Suriye-Irak sınırı ve derinliklerinde tam bir denetim sağlamalıdır. Böyle bir girişimle Irak aslında kendini savunmuş olacaktır. Çünkü Suriye’de gücünü konsolide eden ABD ve PKK/PYD, Irak’taki unsurlarıyla bütünleşmek isteyecektir. Ayrıca Irak, komşularının da desteğiyle toprakları üzerindeki egemenliğini pekiştirecektir.

İran ve Rusya’nın da desteğiyle Suriye, PKK/PYD’nin ülke içindeki bütün ikmal yollarını ne pahasına olursa olsun tıkamalıdır. ABD ile kader birliği içine giren örgüt, ancak başarı şansı görmediği zaman çözülme sürecine girer. Türkiye, sınırlarındaki denetimini pekiştirmeli, gayriresmi olarak PYD’ye gönderilen her türlü malzeme akışını engellemelidir. Ayrıca ABD’nin PYD’yi Türkiye üzerinden desteklemesi mutlaka önlenmelidir. Diğer taraftan Suriye’de, Rumeylan gibi kargo uçaklarının inişine uygun havaalanları için tedbir alınmalıdır.

ÇIKIŞ STRATEJİSİ

Önümüzde duran en büyük sorun sahası, Avrasya blokunda esas tehdidi algılama ve karşı koyma yöntemlerini kolektif olarak tespit etme konusundaki dalgalanmalardır. Asıl tehdit ABD ve desteklediği terörist gruplardır. Bu alanda başarı sağlanırsa, diğer sorunlar kendiliğinden çözülür. Bu konuda, muhtelif açmazları olsa da en tutarlı ve sağlam duran ülke Türkiye’dir. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un demeci tam bir ibret vesikasıdır: “ABD, Fırat’ın doğusunda devlet kurmaya çalışıyor!”

Sayın Bakan, o zaman niçin Münbiç’te Türkiye’nin önüne çıktınız; niçin ABD/PYD bölgesini kayıtlarınıza kurtarılmış bölgeler olarak kaydediyorsunuz; niçin hâlâ Moskova’da PYD bürolarını açık tutuyorsunuz? Afrin’de, Rusya, Suriye ve İran olarak şimdiye kadar ne yaptınız da Türkiye’ye dudak büküyorsunuz? Türkiye, Fırat Kalkanı ve Afrin Harekâtları ile askeri olarak doğrudan ABD planlarına müdahale etmiş; büyük oyunu bozmuştur.
İsrail saldırıları Rusya’nın Suriye’deki askeri sınırlamalarını ortaya çıkarmıştır. Rusya ve İran, bu aşamadan sonra ancak Türkiye’yle yapıcı bir işbirliği içine girdikleri takdirde etkinliklerini artırabilir. Suriye’de artık kilit ülke Türkiye’dir. Rusya ve İran, mevcut tehdide jeopolitik ve stratejik bir gözlükle bakarlarsa, Türkiye olmadan bir çözüm olmayacağını göreceklerdir.