Türkiye'ye elmastan fırsat kapısı açıldı

Belçika geçen günlerde pırlanta sahtekarlığı ile çalkalandı. De Tijd ve DW’nin yaptığı haberlerde HRD Antwerp’in Mumbai ve Belçika ofislerinde düşük standartlarda sertifikalar hazırladığı için IDC den çıkarıldığı, Amerika Gemoloji Enstitüsü (GIA) sonuçlarını iyileştirmek için bir prosedür yayınladığına ilişkin belge ve iddialar ve Türkiye HRD yönetiminin buna karşı yaptığı şiddetli itirazlar göze çarptı. Biz de konuyu sayfalarımıza taşıdık. Hatta Mücevher İhracatçıları Birliği (MİB) Başkanı Burak Yakın da konuya ilişkin bir açıklama yaptı. Hem sektör kaynaklarından edindiğimiz bilgiler hem de Belçika basınında yer alan iddialara göre, dünyanın en büyük pırlanta sertifikasyon şirketlerinden biri olan Belçikalı şirket, elmas değerlemesinde uluslararası kriterlere kıyasla esnek davrandı. Bunun sonucunda birçok elmas ederinden fazla paraya satıldı. Belçika'daki haberlere baktığımızda, Belçikalı şirket sertifikalandırmada “Değer yükseltme yapmadık.” demiyor.

DEĞERİ ONLAR BİÇİYOR

Dünyanın birçok bölgesinde değerli taş çıkıyor. Bunların değerini belirleyen ise Uluslararası Elmas Konseyi üyesi sertifikasyon şirketleri. Örneğin bütün dünyada sertifikaları kabul gören Amerikalı GIA gibi. Bu şirketler uzmanları ve kullandıkları cihazlar vasıtasıyla taşların sentetik mi değil mi olduğunu anlıyorlar. Bunun yanında taş organik ise kaç yıllık olduğuna, rengine, cinsine göre bir değer biçiyorlar. Elmas deyince laboratuvarlarda üretilenlerin dışındakilerin hepsi aynı değil. Birçok taş çeşidi var. Hal böyle olunca sertifikasyon sahte taş ile gerçeğini ayırt etmenin yanında aynı zamanda taşın kaç para edeceğini de belirliyor. Bu noktada taşların gerçek değerinde fiyatlanması için bu sertifikasyon şirketlerinin belli kriterlere göre değer biçmesi lazım.

JTR'nin yerli olarak ürettiği özel büyüteç (lup) 250 dolar değerinde. Fuarda ellerinde ne kadar yerli üretim lup varsa satılmış. Mercek şimdilik Çin'den alınıyor ama Şişecam'ın yatırımı ile Türkiye bu kalitedeki mercekte de yerlileşecek. JTR'nin geliştirdiği luplarda Türk savunma sanayisi teknolojinin kullanıldığını da not edelim.

TÜRK PAZARI TEMİZ KALDI

İddialara göre Belçikalı şirket, belli kriterlerde esnek davranarak taşlara ederinden fazla değer biçti. Aynısını Türkiye'de de yapmaya çalıştı. Fakat şirketin Türkiye'deki bacağında yer alan Türk ortak buna itiraz etti; değerleme yapılan birçok taşı Almanya'da test ettirdi. Belçikalı şirketin verdiği sonuçlar, Almanlar'ın verdiği sonuçlara göre birkaç puan yukarıdaydı. Türk ortağın itirazları sayesinde Türkiye'deki elmas pazarı bu anlamda temiz kaldı. Fakat Belçikalı şirketin değerleme yaptığı diğer bütün ülkelerdeki taşlar şüpheli duruma. Burada şunu not edelim; haberlere konu olan iddialara göre sertifikasyona tabi tutularak ederinden fazla değer biçildiği iddia edilen elmaslar sentetik değil, gerçek taşlar. Sadece daha alt kalitede oldukları halde daha üst kalitede gibi sertifikalandırılmış durumdalar. Piyasada böyle kaç milyon dolar değerinde taş olduğu bilinmiyor. Belçika'da yürütülen HRD Antwerp soruşturması neticelenirse açığa çıkacak.

GÜNER DE ANLATTI

Gelelim bunları sizlere neden anlattığıma. Bir dönem mücevherciler Türkiye'nin dünyanın taş kesim ve elmas borsası merkezlerinden biri haline getirmeye çalışıyorlardı. Bunu tam anlamıyla başaramasalar da hiç yol kat etmediler demek yanlış olur. Bazı yasal düzenlemeler yapılması ve sektörün kamu tarafından desteklenmesi gerekiyor. İşte Belçika'daki skandal tam da bu anlamda Türkiye'ye elmas sertifikasyonunda otoritelerden biri olmak için kapı araladı. Çünkü Türkiye pazarı yukarıda aktardığımız üzere temiz kaldı. Geçen hafta düzenlenen İstanbul Mücevher Fuarı'nda standında sohbet ettiğimiz MİB Başkan Yardımcısı Ayhan Güner de, Belçikalı şirketle ilgili basında yer alan skandal iddialara dikkat çekti ve Türk mücevherciler olarak Mehmet Can Özdemir sayesinde bundan etkilenmediklerini anlattı.

İstanbul Mücevher Fuarı'nda binlerce dolarlık pembe, sarı ve mavi elmaslar da alıcılar ile buluştu.

KÜRESEL STK'LAR GÖREVE!

Peki nasıl oldu da Türkler bu hileli sertifikasyon tuzağına düşmedi? 10 Ekim 2022 tarihli Aydınlık'ta yayımlanan “Türk mühendisliği ile elmasta oyun kuracağız” başlıklı haberde de adı geçen JTR (Mücevher Teknolojileri Araştırma Merkezi) CEO’su Mehmet Can Özdemir, Belçikalı şirketin Türkiye'deki iştirakinin ortağıydı. Özdemir, bu ortaklıkta ana şirketin edimlerini yerine getirmemesi sonucu hukuki sorunlar yaşadı. Nitekim geçen dönemde iki ortak davalık oldu. Ticari dava halen sürüyor. Fakat davanın konusu sertifikasyonla alakalı değil. Basına da yansıyan iki tarafın açıklamalarına göre marka tescili vs. gibi tali konular. İşte bütün bu süreç devam ederken Özdemir, sertifikasyonlarla ilgili itirazda bulunuyor. Nitekim Belçika'da çıkan haberlerde Özdemir'in bu itirazlarına ve açtığı davaya da dikkat çekildi. Sektör oyuncuları “Uluslararası STK'lar bu işin arkasında durmalı.” diyorlar.

BAKANLIK OLAYA EL ATMALI

Türkiye'nin de devlet olarak bu işin arkasında durması gerekiyor. Çünkü Türkiye, MİB'in de desteği ile kendi yerli ve milli pırlanta analiz makinesini geliştirdi. Biz konuyu yukarıda sözünü ettiğimiz 10 Ekim 2022 tarihli haberimizde kamuoyuna detayları ile duyurduk. İstanbul Mücevher Fuarı'nda Türkler'in geliştirdiği bu makineye ilgiyi yerinde gözlemledik. Hatta test etme fırsatımız da oldu. Makine özel yazılımı ve optikleri sayesinde ışınlar yoluyla içerisine konulan her taşı ayırt edip sınıflandırabiliyor. Fuarda iş yoğunluğu arasında sohbet ettiğimiz Mehmet Can Özdemir, Türkiye'nin elmasta kuracağı mikro laboratuvarlar sayesinde dünya çapında bir marka çıkarabileceğini anlattı. “Pırlanta tescilinde marka olmak için altyapımız var.” diyen Özdemir, “Gittiğimiz her ülkede güven vermemiz gerekiyor. MİB'in destek veriyor olması çok önemli. Ticaret Bakanlığı, MİB'in bu işe ortak olmasına izin verirse dünyada önümüz açılır.” ifadelerini kullandı. Öte yandan ülkemizde en ufak bir hadise olduğunda kıyameti koparan medyamız ise nedense milyonlarca dolarlık vurgunun açığa çıktığı bu olaya pek sessiz kaldı.