Ukrayna: 2 yıl geçti, görünürde bir son yok
Neredeyse iki yıl süren savaş, Ukrayna halkı ve ekonomisi için şaşırtıcı kayıplara neden oldu. Ukrayna'nın GSYH'si 2022 yılında %40 oranında düştü. 2023'te küçük bir toparlanma olsa da, 7,1 milyon Ukraynalı daha yoksulluk içinde yaşamaktadır.
İki yıl süren savaşın ardından Ukraynalı sivil ve askeri kayıpların sayısına ilişkin çeşitli tahminler var. Birlemiş Milletler yaklaşık 10 bin 400 sivilin öldüğünü ve 19 bin kişinin de yaralandığını tahmin ediyor. Askeri kayıpları tahmin etmek daha da zor ama muhtemelen yaklaşık 70 bin asker öldü ve 100 bin asker de yaralandı. Rus askeri kayıpları da yaklaşık aynı. Milyonlarca kişi yurt dışına kaçtı ve daha milyonlarca kişi de Ukrayna içindeki evlerinden oldu.
2023'te savaşa bir yıl kala Ukrayna ve Rusya'nın ekonomik ve sosyal durumunu gözden geçirdiğimde, her iki tarafın da gerekirse bu savaşı yıllarca sürdürebileceği sonucuna vardım. Ukrayna için bu, Batı'dan yardım (sivil ve askeri) almaya bağlıydı. Rusya içinse bu, enerji ve kaynak emtialarından yeterli ihracat geliri elde etmeye devam etmek anlamına geliyordu.
Rusya, savaşı finanse etmek için dış finansmana güvenemezdi, ancak enerji gelirleri ve döviz rezervleri çok fazla tükenmediği veya iç ekonomisi Rusya içinde sosyal huzursuzluğa neden olacak kadar daralmadığı sürece Batı'dan gelen ekonomik yaptırımlar karşısında devam edebileceğini hesapladım. Ve öyle de oldu. Rus ekonomisi istikrarlı, savaş çabaları devam ediyor ve Putin önümüzdeki ay yeni bir başkanlık dönemi kazanacak.
Ukrayna hala tamamen Batı'dan gelecek desteğe bağımlı. Bu yıl devlet hizmetlerini sürdürebilmek, nüfusunu destekleyebilmek ve üretimi devam ettirebilmek için en az 40 milyar dolara ihtiyacı var. Bu tür sivil finansman için AB'ye bel bağlarken, tüm askeri finansman için ABD'ye bel bağlıyor - tam bir 'iş bölümü'.
Buna ek olarak, IMF ve Dünya Bankası parasal yardım teklif etti ancak bu durumda Ukrayna'nın 'sürdürülebilirliği' olduğunu, yani bir noktada herhangi bir krediyi geri ödeyebileceğini göstermesi gerekiyor. Dolayısıyla ABD ve AB ülkelerinden gelen iki taraflı krediler (ki bunlar doğrudan yardım değil, esas olarak kredilerdir) gerçekleşmezse, IMF kredi programını uzatamaz.
Ayrıca Ukrayna'nın, Ağustos 2022'de iki yıllık ödeme dondurma anlaşması yakında sona erecek olan devlet tahvili sahipleriyle bu yıl yaklaşık 20 milyar dolarlık uluslararası borcu yeniden yapılandırmanın bir yolunu bulması gerekiyor.
Ve bu bir mücadele. İhracattaki bir miktar toparlanmaya rağmen, Ukrayna'nın ticaret dengesi açığı kötüleşmeye devam ediyor.
Bu da ithalat için gerekli dövizin, Batı'dan gelen yardımlarla desteklendiği kadar hızlı bir şekilde yok olması anlamına geliyor.
Ukrayna Maliye Bakanı Serhiy Marchenko, hükümetin 2024 yılında dış finansmanın tamamını sağlamayı umduğunu, ancak savaşın daha uzun sürmesi halinde "senaryonun yeni koşullara uyum sağlama ihtiyacını içereceğini" söyledi.
Muhtemelen bu da ya hizmetlerde kesintiye gitmek ya da Ukrayna Merkez Bankasının para basmasını sağlamak anlamına gelecektir. Birincisi daha fazla yoksulluk ve yaşam standartlarında daha fazla daralma anlamına gelirken; ikincisi enflasyonist sarmalın çift hanelere doğru yeniden yükselmesi anlamına gelecektir (enflasyon 2023'te gerilemişti). Görünen o ki Ukrayna hükümeti ya kredilerin gelmesini ya da savaşın 2024 yılında sona ermesini bekliyor. İlki gerçekleşebilir, ikincisi ise pek olası değil.
Peki 2024'te Ukrayna ekonomisini damla damla besleyecek yardım gelecek mi? Avrupa sivil faaliyetler için fon sağlıyor, ancak askeri faaliyetler için fon sağlamak ABD'ye kalmış durumda. ABD'nin askeri yardım için ayırdığı son fonlar 2023 sonu itibarıyla tükendi. ABD, Şubat 2022'den bu yana toplamda yaklaşık 43 milyar avro askeri yardım tahsis etti ki bu da ayda yaklaşık 2 milyar avroya denk geliyor.
ABD Kongresi'nin daha fazla askeri yardım sağlama konusunda bölünmüş olması nedeniyle ABD'nin Ukrayna ordusuna sağladığı finansman belirsizliğini koruyor. Yaklaşan başkanlık seçimleri ve 2025'te Trump'ın geri dönme ihtimali en büyük belirsizliği oluşturuyor.
Bu da bizi Rusya ile savaş sona erdiğinde Ukrayna ekonomisine ne olacağına geri götürüyor. Dünya Bankası'nın son tahminine göre, savaşın bu yıl sona ereceği varsayımıyla, Ukrayna'nın toparlanmak ve yeniden inşa etmek için önümüzdeki on yıl içinde 486 milyar dolara ihtiyacı olacak. Bu rakam şu anki GSYİH'sinin neredeyse üç katı.
Savaştan kaynaklanan doğrudan zararlar şu anda yaklaşık 152 milyar dolara ulaşmış olup, yaklaşık 2 milyon konut birimi - Ukrayna'nın toplam konut stokunun yaklaşık %10'u - hasar görmüş ya da yıkılmış, ayrıca 8 bin 400 km otoyol, karayolu ve diğer ulusal yollar ile yaklaşık 300 köprü hasar görmüştür. Aralık 2023 itibarıyla, yaklaşık 5,9 milyon Ukraynalı ülke dışında yerinden edilmiş olarak kalırken, ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin sayısı 3,7 milyon civarındaydı.
Ukrayna'nın kaynaklarından geriye kalanlar Batılı şirketlere satılmaya başlandı bile. Örneğin, 2021 yılında IMF baskısı altında yabancılara toprak satışı onaylandı ve şu anda gıda tekelleri Cargill, Monsanto ve Dupont, Ukrayna'nın ekilebilir arazilerinin %40'ına sahip. GMA-Monsanto Corporation Sumy bölgesinin toprak fonunun %78'ine, Chernihiv'in %56'sına, Kherson'un %59'una ve Mykolaiv bölgesinin %47'sine sahip.
Genel olarak Ukrayna'nın ekilebilir arazilerinin %28'i Ukraynalı oligarklar, Avrupalı ve Kuzey Amerikalı şirketler ile Suudi Arabistan'ın egemen varlık fonunun bir karışımına aittir. Nestle batı Volyn bölgesinde yeni bir tesise 46 milyon dolar yatırım yaparken, Alman ilaç-pestisit devi Bayer orta Zhytomyr bölgesinde mısır tohumu üretimine 60 milyon avro yatırım yapmayı planlıyor.
Ukrayna'nın en büyük tavukçuluk şirketi olan MHP'nin sahibi eski Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko'nun bir danışmanı. MHP son iki yılda Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) verdiği tüm kredilerin beşte birinden fazlasını aldı. MHP, Ukrayna'da 28 bin kişiyi istihdam etmekte ve yaklaşık 360 bin hektar araziyi kontrol etmektedir - bu alan AB üyesi Lüksemburg'dan daha büyüktür. Şirket 2022 yılında 2,64 milyar dolar gelir elde etti.
Ukrayna hükümeti, savaş sonrası ekonomisi için, AB asgari çalışma standartlarının bile altında, yani ter atölyesi koşullarında daha fazla işgücü piyasası deregülasyonu ve kalan devlet varlıklarının tamamen özelleştirilmesiyle birlikte kurumlar ve gelir vergilerinde kemiklere kadar kesinti içeren bir 'serbest piyasa' çözümüne kararlıdır. Ancak savaş ekonomisinin getirdiği baskılar, askeri taleplerin ağır basmasıyla hükümeti bu politikaları şimdilik geri plana atmaya zorladı.
Peki ya Rusya? Batılı hükümetlerin uygulamaya koyduğu yaptırımların başarısız olduğu açık. Rusya'nın ekonomisi büyüyor, her ne kadar bu büyüme büyük ölçüde askeri sektör için üretime dayalı olsa da. Enerji fiyatları ve ihracat gelirleri, Çin ve Hindistan gibi üçüncü taraflara yapılan satışların Avrupa'ya yapılan ihracat kayıplarını rahatça telafi etmesiyle güçlü kalmaya devam ediyor. Resmi rakamlara göre Avrupa'nın Rusya'ya ihracatının yüzde 49'u ve Rusya'nın ithalatının yüzde 58'i yaptırımlar altında ancak Rus ekonomisi 2023'te hala yüzde 5 büyüdü ve bu yıl daha da büyüyecek.
Evet, Rusya'nın döviz rezervlerinin 330 milyar dolarına Batı tarafından el konuldu, ancak Rusya'nın döviz kasası fazlasıyla yeterli olmaya devam ediyor. Savaşı sürdürmenin maliyeti, hükümet bütçesinin %40'ını oluşturacak kadar büyük, ancak para basmaya ya da sivil hizmetleri kesmeye başvurmadan finansman hala yeterli.
Rusya birçok alanda petrol, doğal gaz ve buğday gibi kritik ürünlerde kendi kendine yetebiliyor ve bu da yıllarca süren yaptırımların üstesinden gelmesine yardımcı oldu. Rusya ayrıca sofistike silahlar da dahil olmak üzere savunma ihtiyaçlarının çoğunu kendisi karşılayabiliyor. Dolayısıyla ekonominin uzun vadeli potansiyeline zarar verse bile bu savaşı daha uzun yıllar sürdürebilir.
Ukrayna'nın aksine Putin rejimi, daha devlet kontrolünde bir ekonomi hedefliyor. Ancak Ukrayna'da olduğu gibi oligarklar ve hükümet arasındaki yolsuzluk devam edecek. Bu arada savaş da devam ediyor.